Hatice Esra Aydemir, 18 yaşında, dokunsan incinecek gibi duran çıtı pıtı bir genç kız. Ancak başarıları ve hayat görüşü bu görüntüsünden çok farklı bir boyutta. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'ne giren Ankaralı Hatice, ayrıca Türk Beyin Takımı'na seçilmeyi başaran dördüncü ve en genç kadın. IQ'su 146. Geçtiğimiz günlerde Türk Beyin Takımı'yla birlikte, Çin'deki Dünya Zeka Oyunları Şampiyonası'na gitti ve dünyanın en zeki insanlarıyla yarıştı. Biz de, en azından bu yıl için 'Türkiye'nin en zeki kadını' diyebileceğimiz Hatice'nin dünyaya bakışını merak ettik.
- IQ'su çok yüksek insanların pratik zekasının çok iyi olmadığı söylenir. Sizde durum ne?
- Sosyal hayatta bir sorunum yok. Ama bazen annem 'Senin konuştuğundan bir şey anlamıyorum' diyor. Oysa ben sadece su istiyorum o sırada mesela. Bu nasıl oluyor anlamıyorum. Ya da sudokuda rakamları karıştırabiliyorum.
- Nelerden hoşlanırsınız?
- Lisede voleybol ve masa tenisi oynuyordum. Boğaziçi'nde de masa tenisi oynayacak yer var ama oynayacak adam bulamıyorum. Bu arada, Dünya Zeka Oyunları Federasyonu'nun kurucusu ve New York Times'ın bulmaca editörü Will Shortz da masa tenisi tutkunuymuş.
- Zeka oyunları merakınızı bu kadar ciddi bir boyuta nasıl taşıdınız?
- Lise ikide, okulun zeka oyunları takımına seçildim. Liselerarası Akıl Oyunları şampiyonasında ikinci olduk. O sayede Türk Beyin Takımı'yla tanıştım. Bu arada Türk Beyin Takımı'nın 18 yaş altı kategorisi olduğunu öğrendim ve seçmelere katıldım. İlk sene 18 yaş altında 11. oldum. Bir sonraki sene daha iyi hazırlandım, birinci oldum. O yıl Hırvatistan'da yapılan Dünya Zeka Oyunları Şampiyonası'na gittim. Bu sene 18 yaşımda olduğum için genel seçmelere katıldım ve dördüncü oldum. Türk Beyin Takımı her yıl yeniden seçilen dört kişiden oluşuyor. Ben de dördüncü olduğum için takıma girebildim ve Çin'e gittim. Takım olarak dünya yedincisi olduk, ben bireyselde 52. oldum.
- Çok zeki olmak nasıl bir duygu?
- Kendimi Einstein gibi hissetmiyorum açıkçası. Ama tabii sınavlarda rahatça başarılı oluyorsun. O zaman da Türkiye sisteminde rahatlıkla bir yerlere gelebiliyorsun. Önün açılıyor yani, bunun farkındayım. Bir şeyleri daha rahat algılayınca gündelik hayattaki sorunlara çözüm bulmak da daha rahat oluyor.