İnsan
hayatı iniş çıkışlarla dolu. Sağlık sorunları, kayıplar, hayal kırıklıkları, maddi sıkıntılar... Bazen hepsi üst üste gelebiliyor. Ama tabii ki her düşüşün bir de kalkışı var. Kimileri bu dönemleri yakınlarının desteğiyle atlatıyor, kimileri ise mücadeleyi tek başına kazanıyor. Bazı insan hikayelerinde ise karşımıza dört ayaklı dostlar çıkıyor. Hiçbir insanın tutamadığı ellere, minik patileriyle onlar uzanıyor. Selim Ünal ve köpeği Foxy'nin hikayesi de bunlardan biri. İstanbul Kadıköy'deki bir devlet okulunda otistik çocuklar sınıfında öğretmenlik yapan Selim Ünal, yaşamdaki zorlu sınavını, sağlık konusunda vermiş. Arkeoloji mezunu olan Ünal, çocukları çok sevdiği için öğretmenlik mesleğini seçmiş. 2000'de görevi nedeniyle Ankara'da yaşarken geçirdiği bel fıtığı ameliyatında hatalı müdahale sonucu, yüzde 68 oranında felçli hale gelmiş. "O kadar acı çekiyordum ki, acıdan 21 günde 18 kilo verdim," diyen Ünal, bir ameliyat daha geçirdiğini, ancak ağrılarının dayanılmayacak boyutlara çıktığını söylüyor: "Tekerlekli sandalyeye bile razıydım, yeter ki bu ağrılar bir son bulsun istiyordum. Bakıma muhtaç hale gelmiştim. Tuvalete bile üç kişinin yardımıyla gidiyordum. Bunlar beni kötü etkiliyordu." Hayatı hastane ve ev arasında devam eden Ünal, çalışamaz hale geldiği için maddi sıkıntılar yaşamaya başlamış. Bu yetmezmiş gibi eşinden de ayrılmış. Çaresizlik içinde tek başına kaldığında, ağır bir depresyona doğru sürükleniyormuş ki, bir gün sevdiği bir dostu, elinde bir köpekle gelmiş: "Foxy, küçük çocuk bakmak için eğitilmiş sekiz aylık bir köpekti. Onu görür görmez kanım kaynadı, ama ikimizin de 4 Mayıs'ta doğmuş olmamız ve adının da Foxy, yani tilki oluşu, daha çok ilgimi çekti. Çünkü benim ilkokuldaki lakabım da 'tilki Selim'di. Ama diğer yandan da 'Ben kendime bakmaktan acizim, buna nasıl bakarım?' diye düşündüm. Onu getiren dostum ise 'Merak etme, sana o bakacak,' dedi."
BENİ ÇEKE ÇEKE AYAĞA KALDIRDI
Ayağa kalkmakta, yürümekte zorlandığını ve evin içinde ancak yürüme aparatlarıyla ilerleyebildiğini söyleyen Ünal'ın bir yıl süren bu zorlu döneminde en büyük yardımcısı Foxy olmuş. Selim Ünal, fox terrier ve Sibirya kurdu kırması olan Foxy'nin terrier zekasıyla Sibirya kurdunun gücüne sahip olduğunu söylüyor: "Foxy beni çeke çeke tuvalete götürüyordu. Bu arada fizik tedavi görüyordum. Doktor bisiklete binmemi önerdi. Ben bisiklete otururunca, Foxy tasmasıyla çekerdi. Ben de pedal çevirirken bacaklarım güçlendi. Onun sevgisi ve gayreti, bana cesaret verdi, yeniden hayata döndüm. Birlikte ağladık, güldük. Bu anlatılmaz bir duygu. Onsuz bir hayat nasıl olur, bilemiyorum."
BABASININ MEZARINI HİSSETTİ
Foxy'nin varlığıyla hayatı hızla yoluna giren Ünal, önce sağlığına kavuşmuş, sonra ikinci evliliğini yapmış ve bir de kızı olmuş. Bir süre Aydın'da görev yaptıktan sonra İstanbul'a tayin olmuş. Ünal, Foxy'yi, memleketi Aydın'ın İncirliova İlçesi'ne götürdüğünde, inanılmaz bir olayla karşılaşmış: "Foxy ile birlikte babamın mezarını da ziyarete gittik. Foxy birkaç dakika içinde babamın mezarını buldu ve üstüne yattı. Ben arkeoloğum, gece mezar bile açtım, hiç korkmam. Ama ilk kez bu kadar korktum ve şaşırdım." Selim Ünal'ın eşi Funda Ünal da son derece hayvansever biri. Foxy'ye ve diğer hayvanlara duydukları sevgileri onları, bir petshop açmaya yöneltmiş. Üç yıldır Erenköy'deki Fiyonk Petshop'u işletiyorlar. Burası alışıldık petshop'lardan biraz farklı. Bir kere hayvan satışına karşılar. Hayvanlara zarar verdiğine inandıkları hiçbir ürünü satmıyorlar. Funda Ünal, kedi ve köpekler için tasarım minderler yapıyor. Dükkan, hayvanseverlerin buluşma noktası haline gelmiş. Bu semtte doğup büyüyen Funda Ünal, çocukluğundaki mahalle ruhunu yaşatmaya çalışıyor. Çevredeki hayvan dostları, bu küçük dükkanda buluşup, mekanın önündeki masada oturup çay kahve içiyor.
SOKAK KÖPEKLERİYLE DE DOST
Genelde serbest dolaşan Foxy'yi mahallede yaşayanlar da çok seviyor. Funda Ünal Foxy'nin diğer sokak köpeklerini de dükkana getirdiğini söylüyor: "Bizim kapımızda hep mama ve su var. Foxy, diğer hayvanların karınlarını doyurmamı ister. Bu dükkanı Foxy için açtık. Burası bir ticarethaneden çok dostların buluştuğu bir mekan. Buraya gelen, evi gibi geliyor."