Orhan
Kemal ile Sean Penn'in ortak noktası nedir derseniz, cevap verelim, en sevdikleri yazar Bitlisli William Saroyan. İstanbul Film Festivali'nin Ulusal Yarışma bölümündeki Lusin Dink'in yönettiği
Saroyan Ülkesi filmi çekilmemiş olsaydı belki de bu bilgiye ulaşamayacaktık. Çünkü film Oscar ve Pulitzer ödüllü Ermeni asıllı Amerikalı Saroyan'ın Anadoluluğunu bir kez daha hatırlatıyor. Özellikle de 1964'teki Bitlis yolculuğunu... Doku- drama tarzındaki filmde Dink, öznel bir bakışla Saroyan'ın bu yolculuğunu onun metinlerinden, anılarından ilham alarak takip ediyor.
AHH PARASIZLIK
Saroyan'ın ailesi, o doğmadan 1900'lerin başında Amerika'ya göç etmiş. O da Kaliforniya'da doğmuş. Ama annesinden hep Bitlis'i dinlemiş. Hiç görmediği Bitlis'e kavuşması 1964'te gerçekleşiyor. Filmden öğrendiğimiz kadarıyla da 'Ana vatanına hoş geldiniz' pankartlarıyla karşılanıyor. Ama filmin anlattıklarının dışında arşivlerden, kitaplardan bu yolculuğun izi sürüldüğü zaman kimi anekdotlara da ulaşıyoruz; ki Orhan Kemal'in Saroyan'ı sevdiğini de böyle keşfettik. Günizi Yayıncılık'tan çıkan Fikret Otyam'ın
Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları kitabından öğrendiğimiz kadarıyla da Bitlis yolculuğu sırasında Saroyan'a eşlik eden Otyam, dostu Kemal ile Saroyan'ı bir araya getirmek istemiş. Ama olmamış. Neden mi? Orhan Kemal'den dinleyelim "Mr. Saroyan'ı, verdiğin telefon numarasından arayamadım. Sebep bir değil, birkaç. Önce hepsinden önemlisi PARASIZLIK! Cepte metelik yok, beşinci aydır ödenmeyen ev kirası bir yanda, öte yanda tamtakır bir ev, bomboş cepler..." Oysa Saroyan da Kemal'le buluşmayı istemiş, Bitlis yolundan kart atmış ona. Saroyan'ın Türkiye geldiğinde İstanbul'da kapısını çaldığı yazarsa Yaşar Kemal. Evinde misafir ediyor bu büyük yazarı Kemal. Otyam'ın
Cumhuriyet'te yayımlanan ve sonra Aras Yayınları'ndan çıkan
Amerika'dan Bitlis'e William Saroyan kitabında da yer alan röportajındansa, yazar Fakir Baykurt'un Saroyan için saz çalıp türkü söylediğini öğreniyoruz. Saroyan bu yolculukta Türkiye'de nereye gitse devlet erkanı karşılıyor. Yolu Gevaş'a düşüyor, burada bir kadın şairle karşısına çıkıyor. Kim derseniz? Gülten Akın. Çünkü o sırada Akın'ın eşi Gevaş'ın kaymakamı. Akın ile şiir üzerine konuşuyorlar. Saroyan tabii Bitlis'e gidiyor. Yıkık bir duvar kalmış evinden, hüzünleniyor... Memleketinin havasını koklayıp suyunu içiyor. Bu yolculuğun ondaki izine gelirsek kendisinden okuyalım: "Fikret Oytam, Türkiye'de yaptığım ziyareti, hayatımın en büyük tecrübelerinden biri haline getirdi. "