Suç romanları demode olmaz
TESS
Gerritsen, dünya çapında 'Gerilim Kraliçesi' olarak tanınan bir yazar. Kendisi de eski bir doktor olan Gerritsen, özellikle tıbbigerilim tarzı romanlarıyla ve aynı zamanda bir televizyon dizisine de uyarlanan
Rizzoli&Isles serisiyle tanınıyor. Bir polis dedektifi ve bir adli tıp doktorundan oluşan iki kadın karakterin başından geçenlerin anlatıldığı gerilim ve suç romanları dizisi
Rizzoli&Isles'ın son olarak
Buz Gibi Soğuk adlı macerası Doğan Kitap'tan yayıMlandı. Biz de Gerritsen ile romanının yanı sıra bir yazar ve anne olarak kendisiyle de ilgili konuştuk. Röportajda öne çıkansa Gerritsen'in Türk okurlarına ve Türkiye'ye duyduğu sevgi oldu.
Doktor olmadan çok önce yazar olmak istiyordum aslında ve ilk kitabımı da henüz sadece yedi yaşımdayken yazmıştım! Fakat babam bir yazar olarak hayatımı kazanamayacağım konusunda ısrar ederek beni tıp okuluna gitmem için teşvik etti. Fakat yıllar geçip, bir doktor olduğumda dahi asıl tutkum hala yazmaktı. İlk çocuğum doğup da evde annelik iznine çıktığımda, bir roman üzerinde çalışmaya başladım.
Buz Gibi Soğuk, dini tarikatlar ve onların karizmatik sahte peygamberlerinin insanları Tanrı korkusuyla korkutup, büyük bir güce sahip olmasından da bahsediyor. İnsanların nasıl olup da bu tür tarikatlara katıldıklarını anlamıyorum ama bence bu tür tarikat mensupları kişisel krizler yaşayan ya da hayatlarında bir şeylerin eksikliğini duyan insanlardan oluşuyor ve bu nedenle de bu tür tarikatlara ve onların sahte peygamberlerine sorunlarına gerekli cevapları bulmak için katılıyorlar. Sorunlarını çözmek için yaşadıkları gerilimi rahatlatmanın bir yolu olarak... Bu sahte peygamberler seri katillerden daha tehlikeli olmak zorunda değil belki ama kesinlikle insanların hayatlarını ve hatta ailelerininkini tamamen mahvetme imkanına sahipler.
Pek çok romanımda olduğu gibi, bu romanda da kimsesiz bir erkek çocuğu var. Çocuklara ve özellikle de erkek çocuklara karşı büyük bir düşkünlüğüm var. İki oğlum var (şimdi artık büyüdüler) ve onların ergenlik döneminde nasıl olduklarını çok iyi hatırlıyorum. Ergen yaştaki erkek çocuklar bir erişkin erkeğin bedenine sahip olabilirler ve bir erkek gibi hareket etmeye de çalışırlar ancak içlerinde hala annelerine ihtiyaç duyan hassas çocuklar gizlidir aslında. Ve ben de bu çocuklara karşı annelik şefkati duymaktan asla vazgeçmeyeceğim.
Az önce sözünü ettiğim çocuk karakter nedeniyle, Buz Gibi Soğuk'un bende ayrı bir yeri var. Çektiği tüm acılar için ona çok üzüldüm. Bu çocuk hakkında yazarken Maura'nın da hissetmeye başladığı annelik içgüdülerinin tümü bende de ortaya çıktı. Bu 16 yaşındaki kimsesiz çocuğun hikayenin gerçek kahramanı olmasını istedim.
Aşk çoğumuzun gerçek hayatında çok önemli bir yer tutuyor. Bu yüzden
Rizzoli&Isles serisinde romantik unsurlar da var. Eğer iki kadının hayatı hakkında yazacaksam, tabii ki aşk da bu öyküde önemli bir yer teşkil edecektir!
Başarımın sırrı, duygularıma güvenmem. Pek çok yazar, yazmanın entelektüel akla dair bir uğraş olduğunu, bulmaca parçalarını bir araya getirmekten ibaret bir şey olduğunu düşünür. Bense akıldan çok kalpten yazarım. Yazarken hem kendimin hem de karakterlerimin hislerinin farkındayımdır ve zaten bu yüzden hikayelerini anlatmak isterim. Önem verdiğim bu kurgusal karakterler için sonunda her şey yolunda gidecek mi diye görebilmek için...
Suç romanları hiçbir zaman demode olmaz. Özellikle stres ve kriz zamanlarında kötülüğün doğasını anlayabilmek için suç romanlarına başvururuz. Ve çünkü hayatlarımız ne kadar zor olursa olsun en azından romandaki kurbanlar kadar büyük sorunlarımız olmadığını hatırlatırlar bize.
Tarzımı revaçtaki İskandinav polisiyelerine benzetenler oluyor. En önemli benzerlik belki benim de zor hava koşullarından ve soğuk kışlardan bahsediyor oluşum olabilir. Ben Maine'de yaşıyorum ki burası Amerika'nın en soğuk bölgelerinden biridir ve uzun, karanlık kışlar geçiririz. Ama bence benim kitaplarımda İskandinav polisiyelerine oranla bariz biçimde az alkolizm var!
İlham kaynaklarım gerçek suç, tarih ve bilim. Güncel olaylara da çok dikkat ederim çünkü pek çok hikayem onlardan doğar. Diğer yandan boş zamanlarımda özellikle tarih ve arkeoloji hakkında kurgu dışı kitaplar okurum. Favori roman yazarlarımsa sürekli değişir ama Stephen King ve Philippa Gregory her zaman listemdedir.