Gittikçe yakınmalarımız artar oldu çevremizden, tanıdıklarımızdan. "Sadece kendini düşünüyor, kendi çıkarı için her şeyi yapar, her şeyi hak ettiğini sanıyor, kimseyi beğenmiyor," söylemlerimiz artıyor mu? Yoksa çağımız narsistik bireyler mi üretiyor? Evde 'birey' yetiştirme iddasında olan ve çocuklarına ayıracak çok da fazla zaman bulamayan anne babalar tarafından yetiştiren çocuklar, kendilerini daha fazla gösterme gereksinimi duyarken; bir yandan da yalnız kalmanın ve 'fazla birey' olmanın sonucu olarak, artan oranlarda narsistik kişilik özellikleri gösteriyor olabilirler. Tabii bu sürece toplumları idare eden liderlerin kendi çıkarlarını ön planda tutmaları ve diğer politikacıların bu sürece eşlik etmelerinin katkıları da göz ardı edilemez. Yetişen yeni nesle öğretilmeye çalışılan; mesajlarla, örneklerle adeta ezberletilen 'önce kendisini kurtarması gerktiği, önemli olanın bireysel başarısı olduğu, kendini gösterdiği taktir kazanacağı' gibi ilkelerin bu sürece etkilerini de unutmamak gerekir. Bu kadar bireyselleşip, sadece aynada kendini görmeye başlayan insanların, gittikçe artan oranlarda mistik öğretilere, yeni dinlere, başka dünyalara ilgi duyması çok da şaşırtıcı olmasa gerekir. Psikiyatride kişilik bozuklukları başlığı altında yer alan hastalıklardan biri olan narsistik kişilik bozukluğu şu şekilde tanımlanır: Genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullarda, düşlemlerde ya da davranışlarda ortaya çıkan üstünlük duygusu, beğenilme gereksinmesi ve empati yapamamanın olduğu sürekli bir örüntü... Narsistik kişilerin özellikleri ise şöyledir:
Kendinin çok önemli olduğu duygusu taşıma.
Başarılarını ve yeteneklerini abartma, yeterli başarı göstermeksizin üstün biri olarak tanınmayı bekleme.
Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik ve kusursuz sevgi düşleri üzerine kafa yorma.
Özel ve eşi bulunmaz biri olduğuna ve ancak başka özel ya da üstün kişilerin, toplulukların, kurumların kendisini anlayacağına ve onlarla arkadaşlık edebileceğine inanma.
Çok beğenilme isteği.
Her şeye hak kazandığı duygusu.
İlişkileri çıkarları için kullanma.
Başkalarının duygu ve isteklerini anlama konusunda isteksizlik.
Başkalarını kıskanma ve kendinin kıskanıldığına inanma. Narsistik kişi, kendini yeterli görüp başarıya ilişkin fantezilerle uğraşır. Ama aslında kendinden kuşku duyan, kırılgan, eleştirilere tahammülsüz, değersiz hisseden bir gizli yanı vardır. İnsanlarla yüzeyel ilişkler kurup devamlı övgü isteyen, toplulukların içine gerçek anlamda giremeyen kişi, başkalarına güvenmeyen, dayanamayan, onların zamanlarına değer vermeyen, sınırlarını önemsemeyen biridir. Toplumsal alanda genellikle başarılıdır. Çok ilgi alanı vardır, ama hepsi yüzeyeldir. Sıkıntılı, sağlıksız ve taklitçi değerlere sahiptir. Bir yandan yalan söyleyerek, maddiyata dayalı, otariteye saygısız bir yaşam sürerken, dışarıya dürüst, aşırı ahlakçı ve paraya önem vermeyen biri tablosu çizer. Baştan çıkarıcı, denetimsiz cinsel yaşamı olan kişilerdir. Evlilikleri düzensizdir, evlilik dışı ilişkilere girer. Çünkü eşini ayrı bir varlık olarak göremez ve sevemez. Çok iyi konuşan, kararlı biri gibi görünmekle birlikte bilgileri sadece başlıkları içeren, yüzeyel bilgilerdir, ayrıntıları unutur. Onun için dil ve konuşma, kendine güvenini tazelemenin bir yoludur. Ergenlikte narsistik kişilik bozukluğuna depresyon, kaygı bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu ile birlikte görülebilir.