Trakonya şık ve macera vaat eden bir isimdir. Misal; Homeros'un
İlyada destanında geçen bir bölümdür. Savunmasına destek olmak için en seçkin birliğini Truva'ya gönderen ve Hektor'un emrine veren Trakonya Krallığı, şimdilerde Trabzon'un bulunduğu coğrafyada yer almıştır. Veya halen yapımı devam eden ve 2014'te hizmete geçerek Trakya ile Konya arasında faaliyet gösterecek olan hızlı tren seferinin adıdır. Trakonya, Plüton gezegenlikten çıkarıldıktan sonra onun yerine alınması tartışmaılan ve varlığı 2003'te tespit edilen küçük ve taze bir gezegendir. Üstteki tanımların hepsi olabilirdi ve kelime şık olduğu için kimse yadırgamazdı. Ama aslında trakonyanın üstteki fantastik tanımları aratmayacak ölçüde gerçek bir anlamı var. Kendisi denizlerdeki "belalı dörtlü" çetesinin reisidir. Çete elemanlarının isimlerini saymak gerekirse; kumluk bölgelerde takılan varsam ve rina (İrina veya tırpana kod ismiyle de bilinir); taşlık, kayalık yerlerde ömrünü geçiren iskorpit ve lipsoz; çamurluk ve kumluk yerlerde yaşayan da reis trakonya veya nam saldığı diğer kod ismi çarpandır. Bu ekibe, çeteye sonradan katılan, küresel ısınma sebebiyle Kızıldeniz'den yukarıya çıkıp uzun zamandır Akdeniz ve Güney Ege'de takılan sokar (Sokan diye de bilinir) balığını da ekleyebiliriz. Bunlar, denizlerimizde yaşayan zehirli balıkların isimleridir. Yine küresel ısınma sebebiyle kara sularımıza giren balon balığı bu listeye eklense de, çeteyle aralarında çok büyük bir ayrım vardır. Çünkü balon balığını elinize aldığınız zaman bir şey olmaz, yemeye kalktığınız zaman zehirlenirsiniz. Çete elemanları ise elinize almaya kalktığınız zaman sizi pişman etse de, yemeye kalktığınız zaman tadına doyamayacağınız bir lezzet sunar.
ÇETENİN EŞKALİ
Çetenin eşkâlini verecek olursak; eski balıkçıların 'Sandala bile sokulmaması gereken balık' dedikleri rinayı tanımak kolaydır. Vatoza çok benzer ama vatozdan ayıran özelliklerinden en önemlisi, çok hareketli olan kuyruğunun ucunda ve orta yerinde bulunan zehirli dikenleridir. İskorpit ve lipsozu da tanımak kolaydır. Oltanın ucundaki balık, koca kafalı ve kırmızı kahverengi renkteyse; sırtında ve kafasında dikenleri varsa onu elinizle tutmadan sandala alın. Sokar; koyu kahverengi renkte, sırtını ve karnını yelpaze gibi tümden kaplayan yüzgeçlere sahip olan yassı bir balıktır. Bu yüzgeçlerin hepsinin ucunda zehir bulunur. Trakonya ve varsama gelince; hemen hemen her sene gazetelerin Ege eklerinde kendilerine bir Jaws etkisi yaratarak yer bulurlar. Bu iki balık yazın sahile yakın yerlerde kumluk ve çamurluk alanlara kendilerini gömerek beklerler. Artık hemen hemen her kumluk alan 'beach' olduğu için, burada deniz, güneş, kum üçgeninin tadını çıkarmak için sevgilisiyle suda yürüyen birinin kendi halinde yatan bir trakonyanın üzerine basma ihtimali doğal olarak artar. Bu iki balık, özellikle gece avcılığında sizi tongaya düşürebilecek yapıdadır. Çoğu kişi bu balıkları iyi tanımadığı için oltasında takılmış bir kaya balığı olarak görüp iğneden çıkarmak için avucuna alır ve kendilerine geceyi zehredecek olan tatsız bir serüvenin başlangıcını yapmış olur.
YASAL UYARI
Trakonya; 17-25 santimetre aralığında boya sahip, uzun ve hafifçe basık vücutlu, sırtı siyah-kahverengi sarı desenli, yanları daha açık renkte ve karnı da beyaz olan bir balıktır. Küçük sert pulları vardır. Birinci sırt yüzgecini oluşturan altı sivri diken ve solungaç kapaklarındaki geriye doğru eğik ince dikenler bu balıkta en uzak durmanız gereken yerlerdir. Çünkü buradaki zehir çok can yakar. Varsam; trakonya ile aynı gruptandır ve benzer yapısal özelliklere sahiptir. Farkları, boyunun 5-10 santimetre arasında olması ve zehrinin daha etkili olmasıdır. Karekin Deveciyan onun için "Denizdeki zehirli balıkların en korkuncudur," demiştir.
TEHLİKELİ LEZZETLER
Trakonya ve varsamı öldürdükten sonra iğneyi pense gibi araçlarla çıkartın ve balık canlıyken bu işleme asla kalkmayın. Ayrıca diğerlerinin aksine bu iki balığın zehirleri ölmelerinin ardından bile etkilidir. Yine çok dikkatli olarak zehirli yüzgeçlerini makasla kesin ve kovaya öyle atın. Sokarı da aynı sınıfa alabiliriz. Temas halinde bu kadar can yakıcı olan bu balıklar neden avlanmaya kalkılır? Sebebi çok basit. Çünkü çok lezzetlidirler. Lipsoz ve iskorpit, lezzeti en bilinenlerdendir. Rina lokum gibidir. Sokan enfestir. Trakonya ise tek kelimeyle şahanedir.
NASIL AVLANIR?
Trakonya çok cevval ve atak bir balık türü olduğu için her türlü oltaya rahatlıkla gelir. Ama trakonya avlamak içinen iyisi, iki veya üç köstekli dip oltasıdır. Yem olarak ise iyi sonuç veren akyem ve karides tercih edilmelidir. Avlanırken oltayı dibe sermekte de büyük fayda vardır.
NASIL PİŞER?
Tavası, buğulaması ve sizin yaratıcılığınıza kalmış olarak her şeyi olur. Zira ham madde lezzetlidir. Benim tercihim bu lezzete fazla müdahale etmeden az zeytinyağında tava veya az malzemeyle buğulama yapmak. Aynı şekilde fırında güveç de olur. Eli yatan sushi'sini de yapabilir.
NERELERDE BULUNUR?
Boğaz, Marmara ve Ege'nin kıyıya yakın kumluk alanları av için uygundur. Tıpkı bir yazlıkçı gibi yazın kıyıya yaklaşır, havalar soğuyunca derinlere iner. Geliş-gidiş zamanlarını takip etmek etmek için yazlıkçıları gözlemlemeniz yeterlidir.