Selanik
Belediye Başkanı'nın tam bir Türk dostu olduğunu ve Atatürk'le ilgili iyi niyetli projelerini ben de duymuştum. Ve Selanik'teyken, onunla bir söyleşi yapmayı kuruyordum. Ancak festivalin hayhuyu içinde fırsat çıkmaz gibiydi. Ta ki bir gece kadim eleştirmen dostum Ninos Mikelides ve bir-iki gazeteciyle birlikte, kıyıdaki Balkan Cafe'ye gidinceye dek... Gece yarısından sonra içeri kır saçlı, uzun boylu bir adam girdi. Ve Ninos'la hararetli bir konuşma yaptı. Meğer Selanik Belediye Başkanı Yiannis Boutaris değil miymiş? Ve bizim Ninos'un da tam 20 yıllık arkadaşı değil miymiş? Şansa bak... Ricam üzerine bizim masaya kuruldu ve söyleştik. Boutaris gerçek anlamda çağdaş ve aydınlık fikirli bir insan. Yunanlıların önemli bölümünde varolan fanatizmden hiç pay almamış. İki halkın tarihin içinden gelen bir 'kader birliği'ne sahip olduklarını, dost olmalarının kaçınılmaz ve adeta zorunlu olduğunu söylüyor: "Biz Avrupalılarla ancak müttefik olabiliriz. Balkanlılarla ise gerçekten dost... Türkler, bizim hem Balkanlardan hem Ege ve Akdeniz'den doğal dostumuz. Tarih boyu mutfaktan müziğe her şeyimiz iç içe geçmiş. Mizah anlayışımız bile benzer. Sizin gazetelerinizdeki politik karikatürlerle bizimkiler bile sanki aynı. Dost olmayıp da ne yapacağız?" Boutaris, özellikle Selanik'in Türk tarihindeki yerine çok önem veriyor: "Mustafa Kemal'in Selanik doğumlu olması ve tarihin kaderini değiştirecek büyük adımlarına buradan başlaması, bizim için bir onurdur. Bunu hep takdir etmeliyiz. Bu kentin tarihinde Türkler ve Yahudilerle hep ortak olduk. Kent 20. yüzyılda çok çekti, ne yazık ki tarihi yapısının büyük bölümü yıkıldı. Bu bizim büyük kabahatimiz. Ama hem geri kalanı korumak hem de bu ortak tarihi canlandırmak zorundayız. Selanik'i yeniden bir dünya kenti yapabiliriz". Başkan, bu arada Osmanlı eseri Yeni Cami'yi onarıyor ve yakında namaza açmak istiyor: "Senede bir gün, belki daha da çok." Bu 'senede bir gün' lafı aslında sinirime gidiyor. Neden devamlı olarak değil? Ama biz de öyle yapmıyor muyuz, onarıp açtığmız kiliselerde ancak yılda bir duaya imkan tanımıyor muyuz? Keşke karşılıklı anlaşılsa da bu kutsal yapılar asıl kimliklerine kesin biçimde kavuşsalar... Başkan ayrıca evinin bulunduğu caddeye Mustafa Kemal adını da vermeyi tasarlıyor. Ocak 2011'de seçildiğine göre, daha vakti var! Boutaris iki ülkeyi somut anlamda da yaklaştırmak istiyor. THY'nin Mayıs 2011'de direkt uçuşlara geçmesini hararetle desteklemiş. Ayrıca Türkiye'nin feribot seferlerine başlamasını da istiyor: "Biz de bu hattı açabilirdik, ama şimdiki kriz içinde mümkün gözükmüyor. Oysa Türkiye yapabilir". Başkanın ayrıca iki ülke arasında tekne, bisiklet ve eski araba yarışları düzenlemek gibi 'uçuk' planları var.
İZMİR FUARI'NDA TANITIM YAPACAK
Zaten yerinde duramaz kişiliği, sol kulağındaki küçük pırlanta küpesi ve bileğinden gözüken dövmesi, bu uçukluğu kanıtlıyor. Ninos dostum, onun iki yıl önce biten evliliği nedeniyle mutsuz olduğunu ve onun için geceleri bara geldiğini söylüyor. Aman yanlış anlamayın, o Balkan Cafe, bizim Çiçek Bar gibi, aydınların buluşma yeri! Başkan geçen bayramda kentin Türk istilasına uğradığının da farkında ve bundan çok mutlu. Önce tarihsel dostluk nedeniyle... Öyle ki, 1910'lu yıllarda Selanik'in bir Türk belediye başkanına sahip olduğunu, kendi dedesinin onunla birlikte çalıştığını söylüyor. Sonra Türklerin alış gücünün kentin ekonomisine katkısını da unutmuyor. Tam bir İstanbul ve Türkiye hayranı olan Boutaris, 2011'de üç kez ülkemize gelmiş. 8 Aralık'ta İzmir'de açılacak olan Turizm Fuarı'na da gelip Selanik'i tanıtmak istiyor. Ve şöyle diyor: "Selanik ve İzmir birbirlerine çok benzer. Ama anaları İstanbul'dur ve onlar, sanki İstanbul'un ikiz kızlarıdır!"
ÇAĞDAŞ VE AYDINLIK FİKİRLİ
Boutaris, Yunanlıların önemli bölümünde varolan fanatizmden hiç pay almamış. İki halkın tarihin içinden gelen bir 'kader birliği'ne sahip olduklarını, dost olmalarının kaçınılmaz ve adeta zorunlu olduğunu söylüyor.