Hayvan dostu ünlüler, sivil toplum temsilcileri ve Başbakan, geçen pazar günü Başbakan'ın Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde 1,5 saat boyunca sadece kimsesiz hayvanları, çektikleri acıları ve yapılması gerekenleri konuştular. Bu görüşme, Türkiye'deki hayvan hakları mücadelesi açısından çok önemli bir adım olarak tarihe geçti. Oyuncu Tuna Arman, 2010 Ağustosu'nda başlayıp ekime kadar Taksim'de hayvanlar için oturma eylemi yaptı. Hayvana şiddet ve tecavüzün suç kapsamına alınması için bir imza kampanyası başlattı. Onun eylemine ünlü ünsüz binlerce kişi destek verdi. Sadece İstanbul'dan değil, Türkiye'nin 38 ilinden ve üç ülkeden 250 bin imza toplandı. Bu imzalar 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü'nde bizzat Tuna Arman tarafından Ankara'ya götürüldü ve Adalet Bakanlığı'na teslim edildi. O günden sonra Meclis'le, hayvan severler arasında bir diyalog başladı. Bu arada yine bir başka sanatçı Yonca Evcimik de en az Tuna Arman kadar kararlı bir şekilde konunun üstüne gitti. 'Başbakan'dan randevu alacağım,' dedi, bunun için çok uğraştı ve sonunda amacına ulaştı. HAYTAP Federasyonu da diğer kollardan hükümet yetkilileriyle görüşmeler yapıyordu. HAYTAP Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat 'hayvana şiddet'e hayır' çalışmasının çok uzun yıllardır devam eden bir sivil toplum örgütü çalışması olduğunu söylüyor: "Bir bütünlük arz etmeden de belki Başbakan'a ulaşabilirsiniz ama o çalışmalar hep saman alevi gibi günübirlik yanıp sönmeye mahkum olur. Bu görüşme için sevgili Yonca Evcimik uzun süredir çalışıyordu ve sanırım başbakanlığa durumun toplum sağlığı ile ilgili hassasiyetini de belirtmemiz ve başvurmamız üzerine 15 -20 gün içinde geri dönüş geldi. Ancak kamuoyunda uzun yıllara yayılan bir hassasiyet oluşturulmasaydı sanırım daha uzun süre de bekleyebilirdik. Herkesin çok büyük payı var."
SOMUT BİR ADIM GÖRMEK İSTİYORUZ
Başbakan'la görüşmenin olumlu geçip geçmediğini sorduğumuz Şenpolat bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Hayvanlara kötü muamele Kabahatler Kanunu kapsamından çıkıp Ceza Yasası kapsamına girdiğinde, 'petshop'lar ve hayvan dövüşlerinin yasaklanması ile ilgili somut değişiklikler olduğunda ben o zaman daha rahat bir şekilde olumlu diyeceğim. Şu anda hâlâ temkinli olduğumu söylemeliyim. Parlementonun yoğun çalıştığını biliyoruz ama görüşme sonrası için, somut bir adımı da muhakkak görmek istiyoruz. Fakat şunu önemle belirteyim ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hayvan haklarının Başbakanlık katına çıkması, ciddi bir şekilde görüşülmesi ve çözüm önerileri bir ilktir. Sivil toplum örgütü başarısıdır."
BAŞBAKAN'IN OLUMLU TAVRI UMUT VERDİ
Şenpolat görüşmeyi şöyle özetliyor: "Biz oraya dili olmayan, kendini savunamayan ve büyük işkenceler çeken hayvanların refahı ve yasalarla korunması için gittik. Zaten başbakana da bizzat çekinmeden söyledim. 'Kendi adıma asaleten, onlar için de vekaleten buradayız,' dedim. Tabii ki gülümsedi. Eğer bize randevu verildiyse ve yarım saat sürmesi gereken bir görüşme 1.5 saat sürdüyse, problemin ne kadar ciddi olduğunun bir göstergesidir bu. Başbakan'ın da olumlu yaklaşması bize umut verdi. Benim tahminim birkaç görüşme daha olduktan sonra bu işin sonuna geleceğiz. Ufukta ışık var gibi duruyor. Zaten daha önceden biz diğer muhalefet parti liderleri ile de görüşmüştük. Daha geçen yıl Kılıçdaroğlu ile bizzat Meclis'te görüştüm. Aslında kimse muhalefet etmiyor bu yasa değişikliği taleplerimize. Hepsi durumun haklılığını anlatınca anlıyorlar." Görüşmede bulunanlardan biri de oyuncu Tuna Arman. Taksim'deki oturma eylemi sırasında 50 gün boyunca sokakta anlattıklarını Başbakan'a da anlatabilmenin mutluluğunu yaşıyor Arman: "Üstelik sadece hayvana şiddet konusu değil, petshoplar, hayvan kaçakçılığı, barınaklar, kısırlaştırma, yunus parkları, sirk sorunları, katliamlar gibi sorunlar da konuşuldu. Hepimizi dinledi ve gerekenlerin yapılacağı sözünü verdi; oğlunun köpeğiyle olan durumunu anlattı. 'Yaradılanı severim yaradandan dolayı,' dedi. Gözlerinde gördüğüm, bu konuda yardım edeceğiydi. Tabii ki ülkenin çok büyük sorunları var ama 'Ben bir anne olarak çocuğumun bu sapıklarla aynı yolda yürümesini istemiyorum,' dediğimde gözlerinde gördüğüm duygu doğru yolda olduğumuz yönündeydi. Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı sunduğumuz madde üzerine bilgi verdi ve Adalet Bakanlığı'ndaki aşamayı anlattı kendisine."
Hayvan değil toplum sorunu
Sanatçı Yonca Evcimik ise bu görüşmenin gerçekleşebilmesi için en çok emek sarf edenlerden biri olmuş. "Bunu yapabileceğime inandım ve hiç pes etmeden ne gerekiyorsa yaptım," diyor şunları söylüyor: "Senelerden beri bu konuyla ilgili uğraşıyoruz. Kimi zaman bireysel olarak kimi zaman derneklerle birlikte çalıştık. Fakat bu çabalar boşa gidiyor ve hiçbir sonuç alınamıyordu. Bence en büyük gelişme birçok vakıf ve derneğin HAYTAP çatısı altında toplanmasıyla oldu. HAYTAP artık bir federasyon oldu ve bu benim için çok önemliydi. Sonra Ağustos'ta Tuna Arman imza kampanyası başlattı. Ben oraya da destek verdim. Gittim ve imza topladık. O dönemde ben 'belediye bazında ne yapılabilir?' diye düşündüm. AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşcu'dan bir randevu aldım. Gittim görüştüm, sonra onlar beri davet ettiler tekrar. Yol gösterdiler. Özel kalem müdürleriyle görüştüm. Geçtiğimiz Pazar günü için cevap geldi. Görüşme benim umduğumun çok üstünde geçti. Üç ay içinde böyle bir görüşmenin olması bir mucizeymiş, öyle dediler. Resmin genelini göstermeye çalıştım. Bunun sadece hayvan değil bir toplum sorunu olduğunu anlattık. Amerika ve Avrupa'da yapılan istatistiklerde hapishane ve akıl hastanelerinde tecavüz suçlularının çocuk yaşta hayvanlara işkence edenler olduğu kanıtlanmış. Başbakanımıza çok teşekkür ediyorum. Çok önemli devlet meseleleriyle uğraşırken bizi de dinledi ve söz verdi. Ben öyle tanımıyordum. Hayvan sevgisi olduğunu, çevresindeki hayvanları anlattı. Bu işin arkasında olacağını söyledi."