Geçen
yılın
The Hangover- Felekten Bir Gece adlı acılı 'erkek muhabbeti' komedisi, bir yönetmenle bir yıldızın doğuşunu haberliyordu: kameranın arkasında Todd Phillips ve önünde (asıl 'star' Bradley Cooper'in yanıbaşındaki) Zach Galifianakis. İşte bu konudaki önsezilerimizin ve tahminlerimizin doğrulandığını gösteren ikinci yapım... Film, Los Angeles'da ilk çocuğunu doğurmayı bekleyen eşinin yanına dönmek için çırpınan mimar Peter Highman'in, raslantıyla karşılaştığı şişman, sakar ve kaba aktör adayı Ethan Tremblay'la ilişkisini anlatıyor. Her şeyin ayırdığı iki adam: Peter ne kadar ciddi, sakin ve kontrollü ise, Ethan o kadar gayri-ciddi, telaşlı, güvenilmez ve taşkın... Daha havaalanındaki karşılaşmada değişen çantaları, Peter'ın kaderini tayin ediyor: O artık bir felaketler silsilesini izleyecek, doğuma yetişmesiyse bir hayal olacaktır. Çünkü Ethan, uyuşturucu alışkanlığından yaşını saklamasına, olmadık yerde uyuya kalmasından yine olmadık yerde mastürbasyon yapmasına, tam bir felaket-adamdır ve onun arabasıyla çıkılan bir yolculukta (çünkü ikisi de artık uçak şirketlerinin 'istenmeyen' listesine girmişlerdir!) hedefe varmaları, bir mucize sayılmalıdır! Film, iki zıt karakterin birlikte çıktıkları 'yol filmleri'nin yeni ve son halkası:
Geceyarısı Kovboyu'ndan
Korkuluk'a,
Easy Rider'dan
Ateş Altında'ya, erkek muhabbetlerinin en değişik çeşitlemelerini az filmde mi izledik? Bu kez kahramanlarımızın ABD'nin doğusundan batısına çıktıkları yolculuk, içerdiği şiddet ve yasadışılığa kayma öğeleriyle, sanki bir kadın yol filminin,
Thelma ve Louise'in izini sürüyor gibi. Ama burada trajedi yerine komedi hakim. Gerçi birçok sahne komedinin sınırlarını aşıp dramın, hatta trajedinin sularına yelken açmıyor da değil! Böylece Peter ve Ethan, sanki
The Defiant Ones- Kader Bağlayınca'da birbirlerinden nefret ettikleri halde kaderleri bir zincirle birbirine bağlanmış olan bir Tony Curtis ve Sidney Poitier gibi, manevi bir zincirle bağlı olarak başlarına geleni yaşıyorlar. Parasından kimliğine her şeyini kaybeden (daha doğrusu kaybettiğini sanan) düzen budalası Peter, her şeyiyle tam bir anarşist olan Ethan'ın elinde oyuncak oluyor. Kader utansın! Böylesine zıt kişilikleri kağıt üzerinde mükemmel biçimde yaratıp sonra da perdede gerçeğe dönüştüren senaryo yazarlarına ve yönetmene ise bravo!...Bize en azından şu dersi veriyorlar: hiçbir şey ilk anda göründüğü gibi değildir, gerçek dostluğun nerede, kimden geleceği hiç belli olmaz. Ve hayat dediğimiz şey de çoğu zaman (her zaman?) olmadık sürprizler ve umulmadık gelişmeler getiren bir devasa oyuncaktır. Sonuç olarak keyifle izlenen bir acılı komedi. Finalde ise Ethan'ı getirip son dönemin gözde TV komedisi
Two and a Half Men-İki Buçuk Adam'ın içine, Charlie Sheen'in yanına atıyor! Robert Downey git gide gelişen oyunculuğunda çok farklı bir kişiliği, şapkasından tavşan çıkaran sihirbaz kolaylığıyla yaratıveriyor. 'Stand up' komedyenliğinden gelen Zach Galifianakis, çok ters ve itici bir karakteri inandırıcı, giderek sevimli kılıyor. Jamie Foxx ve Juliette Lewis'in konuk oyunculukları ise harika. Haftaya kesin damgasını vuran komedi türünün en iyi örneklerinden...
GİT BAŞIMDAN ***
(Due Date) Yönetmen: Todd Phillips Senaryo: Tod Phillips, Alan Cohen, Alan Freedland, Adam Sztykiel Görüntü: Lawrence Sher Müzik: Christophe Beck Oyuncular: Robert Downey Jr, Zach Galifianakis, Michelle Monaghan, Jamie Foxx, Juliette Lewis, Danny McBride, RZA, Alan Arkin, Mimi Kennedy Warner Bros yapımı.
HAFTANIN YILDIZ TABLOSU
PRENSESİN UYKUSU ***
DURDURULAMAZ ***
TOPRAK ALTINDA ***
HARRY POTTER VE ÖLÜM YADİGARLARI 1 **
YUKARDAKİ TEHLİKE **
NEW YORK'TA BEŞ MİNARE **
ÖLÜM ZİNCİRİ H TESTERE 3D *