Centilmen, onca kiralık katil veya esrarengiz ajan filmi arasında farklı bir konumu amaçlıyor. Ve bu yüzden, bir Amerikan filminden beklenmeyecek kadar 'moody' ya da Fransız deyişiyle 'atmosferik' olmaya çalışıyor. Öyle ki, akla ünlü Fransız yıldızı Arletty'nin bir filmindeki feryadı geliyor: "Atmosfer, atmosfer... Atmosfere amma da kafayı takmışsınız!" Evet, olaydan çok psikolojiye, aksiyondan çok üslup alıştırmasına özenen bu filmde, George Clooney soğukkanlı, gözünü kırpmadan adam öldüren bir mekanik ustasını oynuyor. Gizemli Rus casusu Pavel için çalışıyor, birkaç madeni parçayı birleştirip ölümcül silahlar yapabiliyor, İsveç'te tatilini geçirirken peşine düşen bir katil yüzünden, masum sevgilisi dahil üç kişiyi anında haklıyor. O bir ölüm makinesi, peşine düşen katiller ya da imal ettiği tüfekler kadar sert, acımasız, insanlıkdışı bir adam. Gerçi kadınları seviyor. Ama karşısına çıkanlar, hep en berbat cinsinden; en iyi durumda fahişe, en kötüsündeyse bir ölüm kaynağı. Onlar, sanki bir zamanların polisiye yazarı Mike Hammer gözüyle görülmüş gibi: Yatağa atılacak, ama asla güvenilmeyecek, mümkünse bir kurşunla susturulacak meşum yaratıklar... Bir fahişeye tutulup 'bu hayattan kurtulmayı' planladığında, bunu başarma şansı ne olabilir ki? Yazar/senaryo yazarı/yönetmen üçlüsü, bize olup bitenlerin ne olduğunu izah etme zahmetine girmiyor. Pavel kimdir, o çete neyin nesidir, Jack'ın peşinde niye hep ihanet vardır? "Tehlike her yerdedir," sloganıyla da olsa, o sempatik İtalyan köyü nasıl olur da bir ölüm tuzağına ya da masum bir piknik alanı, nasıl bir kapana dönüşür? Anlamışsınızdır, bu klasik bir aksiyon değil. Hayatı tehlike içinde geçen bir adamın ruhsal analizi. Bu açıdan, oldukça özgün. Hele tüm o büyüleyici erkek imajından sıyrılmış Clooney'in hüzünlü oyunu, kadınların olağanüstü çekiciliği, İtalyan kırsalının dayanılmaz cazibesi de eklenirse... Yine de film sanki kendi oyununa geliyor ve bir dönemin (60'lar-70'ler) o cilalı, parlak, şiirsel, ama biraz kof Fransız polisiyelerini andırıyor: Jean Gabin, Alain Delon veya Belmondo'nun oynadığı, fonda şık bir Ennio Morricone müziğinin kulakların pasını sildiği. (Herbert Grönemeyer'in müziği, gerçekten de Morricone'yi hatırlatıyor). Kontrol filmini unutamadığımız bu Hollanda kökenli, fotoğrafçılık ve 'klip yönetmenliği' geçmişli sanatçının yeni filmi ilginç. Ama diyelim ki Michael Mann'ın
Collateral'la yarattığı türü yenileme ve insancıllaştırma mucizesi, burada pek gerçekleşmiyor.
CENTİLMEN **
(The American) Yönetmen: Anton Corbijin Senaryo: Rowan Joffe Görüntü: Martin Ruhe Oyuncular: George Clooney, Violante Placido, Thekla Reuten, Paolo Bonacelli, Johan Leysen, Irina Björklund, Filippo Timi Amerikan filmi.