Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'dürüst' başkanlarını görsün herkes!
Mesela Mersin'in CHP'li başkanı.
120 milyonluk araç ihalesini kime verdi?
Bu pis hikâye Kılıçdaroğlu'nun koruması Koray Aslan'ın, Özel Kalem Müdürü Doğukan Uyan'ı arayıp ihalenin Engin Ertaç'a verilmesini istemesiyle başlıyor.
Bay Kemal'in korumasının aracılık ettiği 330 araçlık ihale Ertaç'lar şirketine kaldı.
İhale eski parayla tam 120 trilyon...
Soru 1: Özel Kalem Müdürü Doğukan Uyan bu ihaleyi tek başına verebilir mi?
Veremez!
Demek ki işin içinde başkan Seçer de var!
Çünkü şarapçı Seçer'den habersiz Mersin'de kuş uçmaz!
Soru 2: Kılıçdaroğlu'nun bilgisi dışında böyle büyük bir ihale yapılabilir mi?
O da mümkün değil!
Çünkü aynı firma Kartal'da 200 araçlık bir başka ihale almış; Bursa Nilüfer'deki ihaleye de girmiş!
Yani baştan aşağıya herkes işin içinde.
Turpun büyüğü ise torbada...
Mersin Belediyesine alınan 330 aracın çoğu kullanılmış ve kilometreleriyle de oynanmış.
Hatta plakası değiştirilen aynı araç iki kez belediyeye satılmış.
Mersin Büyükşehir ise biz sahtekarlığı yazana kadar da uyumuş!
Araçlarda hava yastığı yok! (Airbag) Mersin'e ölüm tuzağı hazırlamışlar.
120 trilyonluk skandal SABAH'ta yayınlanınca ihale iptal edilmiş!
***
Yolsuzluk sadece Mersin'de değil!
Adana'ya bakın hatta İstanbul'a da...
Yetmez!..
CHP'nin antin kuntinle ele geçirdiği tüm belediyelerde yolsuzluk var.
Kılıçdaroğlu'nun dürüst(!) başkanlarının tüyü bitmemiş yetimin hakkını nasıl yediği bir bir ortaya çıkıyor!
Yolsuzluk ve tecavüzle anılan bu CHP toplumsal öfkeyi de kabartacak işler yapıyor.
Demokrasiyi Truva atı olarak kullanarak devletin saygınlığını ve itibarını hedefe aldılar.
Canan Kaftancıoğlu'nun DHKPC'li teröristlerle birlikte Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemde ne işi vardı?
Çevresine topladığı teröristlerden biri öğrencilerin üzerine ateş açsa ne olacaktı?
KK bu tehlikeli işbirliğine nasıl izin verdi?
Gücü bu kadına yetmedi mi yoksa?
Ya da bu hainliği birlikte mi hazırladılar?
Bay Kemal partili yöneticilerin sokakları yakma girişimlerini de görmezden geliyor.
Ceyhan Belediyesi eski başkanı Kadir Aydar rüşvetten hapiste...
Üstelik başkanın yakınları tanık dövüyor.
CHP'li belediyeler yolsuzluğun ve adrese teslim ihalelerin merkezi oldu.
Adana'da Zeydan Karalar üç bin işçiyi işten çıkardı.
Şimdi kendi adamlarını işe alacak!
Ekrem İmamoğlu 13 bin kişiye İBB'nin parasıyla içki içirdi, namaz kılanın parasıyla şampanya patlattı. Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla da buşon parası ödedi.
Biri taşındığı lüks dairenin 6 yıllık kirasını, diğeri de şirketine ait aracın bakım masrafını belediyeye yükledi.
Gazetelerinden binlerce dolar maaş alan leşkerlere sesleniyorum.
Kalemlerinizi devlete karşı cellatlık için mi kullanacaksınız hep!
Dirliğimize ve birliğimize mi göz diktiniz?
Yuh olsun size!
***
Cyrus Hamlin, George Washburn, Caleb Frank Gates, Paul Monroe, Walter Livingston Wright, Floyd Henson Black, Duncan Smith Ballantine, Patrick Murphy Malin, Dwight James Simpson ve John Scott Everton.
Bu isimler kim mi?
Bu yabancılar tam 108 yıl Boğaziçi Üniversitesi'ni yöneten rektörlerdir.
DHKP-C marşları eşliğinde 'katil polis' diye böğüren tatlı su devrimcileri uyumuş.
Amaçları belli; sokakları yakarak darbeye giden yolu açmak!
Boğaziçi'nde CHP, FETÖ ve PKK'nın başı çekmesi tesadüf değil yani.
Eylemlerin demokrasi ile ilgisi yok.
Biz bu filmi daha önce de gördük.
Bize yeni Deli Halit Paşalar lazım!
Vücudunda 13 kurşun yarası olan, "Vatan bizimdir, kaçan haindir, düşmana sırtını döneni vururum, ben dönersem beni de vurun" diye emir veren Deli Halit Paşa'nın 'namuslu' ve 'namussuz' diye iki tabancası vardı.
Namuslu ile düşmana, namussuz ile de haine sıkardı.
Şimdi yaşasaydı namussuz ismini verdiği tabancasını ne çok kullanırdı değil mi?