Nasıl bir vicdan depreme, intihara, afetlere ve şehitlere sevinebilir?
Bunlar Gezi kalkışmasına da, 15 Temmuz darbe girişimine de, Elazığ ve Malatya depremlerine de, İdlib'den gelen şehitlere ve intiharlara da sevindiler!
Darbeyle iktidar olmayı kafaya koydular!
Koltuğa zembille inmek istiyor.
Tıpkı CHP'ye geldiği gibi.
Yurtta Sulh Konseyinin Başbakanı 'Kılıçdaroğlu' Gezi Parkı eylemlerinin başarıya ulaşması için elinden geleni yaptı.
Mesele 'ağaç' değildi, bir isyandı.
CHP ve HDPKK'lı vekiller de Gezi'nin darbeye dönüşmesi için cansiperane çalıştı.
Kılıçdaroğlu ortalığı yakıp yıkan teröristlere 'onurumuzsunuz' diyerek gaz vermişti.
Bugün de aynı umutlarla yaşıyor!
Sahi Gezi Parkı eylemcileri Bay Kemal'i onurlandıracak ne yapmıştı?
Neyi başardılar da Kılıçdaroğlu'nu mutlu ettiler?
Misal 'Korona virüsüne' karşı aşı mı geliştirdiler?
Ya da uluslararası bir müsabakada altın madalya mı kazandılar?
Hayır!
Yaptıkları tek şey hükümeti devirmek için isyan çıkarmaktı, yakıp yıktılar ama başaramadılar.
Kılıçdaroğlu ve ittifakı sandıkla alamadıkları iktidarı darbeyle almak istedi.
KK'yı onurlandıran tabloya bakın;
Gezi eylemlerinde 8 kişi öldü!
8163 kişi de yaralandı!
58 kamu binası tahrip edildi!
337 işyeri, 45 ambulans 240 polis aracı, 90 belediye otobüsü, 214 özel araç yakıldı!
14 parti binasına zarar verildi, 68 MOBESE kamerası kırıldı, yüzlerce otobüs durağı yıkıldı, yine yüzlerce ankesörlü telefon kırıldı, yüzlerce trafik lambası da...
İstanbul, PKK hendekleriyle doldu.
Zarar 33 milyar doları buldu.
Mahkeme Gezi'cileri beraat ettirdi.
Sıra 251 kişiyi şehit, 2 bin 183 kişiyi de yaralayan 15 Temmuz teröristlerinin tahliyesine geldi!
***
FETÖ idare mahkemeleri üzerinden "yargı tacizleri" yaptırıyor!
Çukurova Üniversitesi'nde FETÖ'den soruşturma geçirmiş, aklı kaçık bir profesör var, bir kadın öğretim üyesine fotoşopla alçakça iftiralar atan!
Canavarca hislerle mobbing yapan!
Vakti saati gelince onu deşifre edeceğim.
Kripto FETÖ artıkları ise yıllar sonra kendilerinden şikâyetçi olan mağdurları, davalarına müdahil olanları ve şahitlik yapanlar hakkında yıldırma amaçlı davalar açıyor.
Yargıyı sulandırıp mahkemeleri boşuna meşgul ediyorlar.
Basın savcılıkları yolu ile yayın durdurma kararı alan FETÖ zanlıları bile var.
Kamu kuruluşlarından ihraç edilen ama haklarında savcılığa suç duyurusu yapılmayan kişiler de var.
FETÖ'ye gebe kalmış, FETÖ'cü olmayan yargı mensupları bunlara diyet ödüyor.
FETÖ davalarında da tahliye yakındır!
***
Gezi davasını, HDPKK'lı vekiller Necdet İpekyüz, Mithat Sancar, Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Ahmet Şık, Ali Kenanoğlu, Garo Paylan, Musa Piroğle, Emine Beyza Üstün takip etti.
Tiynetlerine uygun bir takipti.
CHP'li Melda Onur, Kadir Gökmen Öğüt, Süleyman Bülbül, Emine Gülizar Emecan, İlhami Özcan Aygun, Turan Aydoğan, Sezgin Tanrıkulu, Canan Kaftancıoğlu, Ali Şeker, Veli Ağbaba, Muharrem Erkek, Aykut Erdoğdu, Onursal Adıgüzel, Candan Yüceer, Gamze Akkuş İlgezdi, Burak Erbay da.
Bu CHP'lilerin takibi de öyle...
Ama İsveç Başkonsolosu, Kanada Başkonsolosu, İngiltere Büyükelçiliği Ateşesi, Fransa Başkonsolosu, Norveç Büyükelçisi, İsviçre Başkonsolosu, Danimarka Başkonsolosu, Almanya Başkonsolostu, Lümsemburg Büyükelçiliği Konsolostu, Belçika Büyükelçiliği, AB Brüksel Diplomatı, İrlanda Büyükelçiliği'nden Hollanda Başkonsolostu, ABD Büyükelçiliği'nden kişilerin davayı adım adım izlemeleri tuhaftı...
Bu zevatın mahkemede ne işi vardı?
Amaçları neydi?
Darbe için mi oradaydılar?
Yoksa mahkemeyi baskı altına almak için mi Gezi Parkı davasını adım adım izlediler?
FETÖ'cülerin davalarını da izlediler mi?
Veya izlettiler mi?