ABD, PKK'lılara 'terörist' demiyor.
Demez tabii!
Çünkü PKK ile kankalar.
Suriye PKK'sına 6 bin kamyon ve iki bin uçak dolusu silah verdi.
Hem de bir kuruş almadan.
Afrin'de kilometreler uzunluğunda tüneller ile koruganlar yapan da ABD idi.
PKK'yı terörist olarak görseler silah vermezlerdi.
ABD'nin müttefiki PKK'dır.
Türkiye değil.
Bizim düşmanımızdır!
Stratejik ortak ve müttefiklik ise lafta.
İcraat yok, icraat!
ABD medyası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sürekli hedef alıyor.
Reis'e 'yorgun' diyor.
Rakiplerine de karizmatik!
Örneğin, tacizci Muharrem'e 'değerli', Meral Akşener'e 'zarif', Demirtaş'a da 'dobra ve atılgan' diyor.
Uyduruk promter meselesini bile diline doladılar.
Sebep malum.
İnce de, Akşener de ABD'ye toz kondurmazken, Erdoğan her gün çakıyor.
Reis'e bu yüzden kin besliyorlar…
Akşener ve İnce'yi baş üstünde tutuyorlar.
Reis, Türkiye'yi teslim etmemek için canını ortaya koydu.
CHP, İP, SP, HDP, PKK ve FETÖ'de memleketin işgal edilmesi için uğraşıyor.
Yani 24 Haziran seçimi vatanın işgaline karşı çıkan Cumhur İttifakı ile vatana ihanet edenlerin mücadelesidir.
Bu böyle biline.
Sonra 'eyvah biz ne yaptık' veya 'kantarın topuzu kaçtı' gibi hayıflanmak yok!
***
Kandil'e Türk bayrağını dikmek Reis'in ve yol arkadaşlarının 'kızılelma'sıdır.
CHP'nin değil.
Çünkü Afrin'e olduğu gibi Kandil'e de girilmesine karşı çıktılar.
Tacizci Muharrem de, Meral Akşener ile Temel Karamollaoğlu da Kandil'e operasyon yapılmasını istemiyor.
Millet ittifakını göklere çıkaran malum yazar çizer takımı da Kandil'e Türk bayrağının dikilmesine karşı.
İstemeseler ne yazar?
Mehmetçik onları takmıyor ki!
Yazıyı kaleme aldığım saatlerde İncirlik Üssü'nden kalkan savaş uçakları kulakları sağır eden gürültüyle peş peşe Kandil'e doğru uçuyordu…
Sonra kaya delen milli bombalarını PKK'nın yatağına bırakıp geri döndüler.
Hasan Cemal bu yüzden keyifsiz işte.
Adam PKK ile iç içe yaşıyor…
Kandil'de kadim dostları var.
Fehman Hüseyin (Bahoz Erdal) Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Sabri Ok, Bozan Tekin, Oslo Heyeti üyelerinden Mustafa Karasu ve Sozdar Avesta ile yakın arkadaş…
En kıymetlisi de İmralı'da ki…
Tacizci Muharrem'in, Temel Paşa'nın apoletlerine takması da bundandır.
Yani 'alkış' bahane.
Sebep 'Kandil.'
***
Hasan Cemal, Bekaa'da PKK kamplarında Apo'yla karşılıklı bir sohbetini yazdı;
"Bir köşesinde gaz sobası yanan küçük bir oda.
Tarih, 14 nisan 1993.
Vakit geceyarısı.
Şık şık bir ses...
Apo'nun elinden tespih düşmüyor.
Gözleri bir tuhaf bakıyor.
Lübnan'ın yemyeşil Bekaa Vadisi'ndeki Zahlah kasabasında bir ev.
Arabayla Suriye sınırına on dakika, Şam'a en çok bir saat uzaklıkta.
"İstanbul'a döndüğünde Yaşar Kemal'e söyle, gelsin benim romanımı yazsın!" diyor Apo, "PKK'nın, Kürdistan'ın romanını..."
PKK Bekaa'dan Kandil'e gitti.
Tarih, 1 Haziran 2004.
Beş yıl aradan sonra tekrar silahlı mücadeleye başladı."
PKK'yı cilalayan Hasan aka Kandil'e Türk bayrağı çekilmesinin işe yaramayacağını yeni bir 'açılım' yapılması gerektiğini söylüyor.
Yani ABD gibi konuşuyor.
Teröriste tek laf etmiyor…
Terörü önleme çabalarına ise kızıyor.
Kandil ve Afrin operasyonunu 'tankı topu tüfeği siyasete alet etmek' sayıyor.
'Parmaklar tetikten çekilsin, silahlar sussun. Bir zamanlar olduğu gibi masaya oturulsun' diye de akıl veriyor…
Binlerce insanımızın kanına rağmen.