Prof. Dr. Ercüment Ovalı en az Afrin kadar önemli bir iş başardı.
O bir hematolog… Ve acı tatlı birçok anımın olduğu eski bir dostum… Yıllardır 'kök hücre' ile tedaviyi kafasına takmıştı.
Çok uğraştı, çok çalıştı.
Sonunda başardı ama.
Şimdi dünya çapında biri.
Acıbadem Altunizade Hastanesi Kemik İliği Nakli ekibinin de gözbebeği.
Ovalı, yanık tedavisinde devrim niteliğindeki buluşu ile tıp dünyasını sarstı.
Kan ve kök hücreden ürettiği 'Yapay Deri' dünyada ses getirdi.
Bu yüzden ABD'de 2017 Yılı Bilim Adamı Ödülü'ne layık görüldü.
Ovalı buluşunu 'DermoTürk' adıyla yakında hastaların hizmetine sunacak.
Buluşu yanık tedavisinde bir çığır açacak.
Ama esas bombası başka.
Hem de ne bomba!
Afrin kadar önemli bir iş yaptı derken masal anlatmadık yani.
Ovalı bu çalışmasıyla 'Tıp alanında da Türkleri yabana atmayın' dedi dünyaya.
***
Ovalı'nın ödül törenindeki sözleri de önemli.
Haçlıları rahatsız eden...
Ödülünü önce PKK'nın şehit ettiği Eren Bülbül'e 'İyi ki varsın Eren' diyerek adadı.
Sonra Eren'i korurken şehit olan astsubaya ve Afrin'deki Mehmetçiklere… PKK'lı itler de buna kudurdu.
Muhteşem bir iş yaptı.
Yani Mehmetçik Afrin'de, Ovalı da tıp alanında destan yazıyor.
Acaba FETÖ bunu önceden gördüğü için mi ona kumpas kurdu?
Zekeriya Öz bunun için mi onu 'Ergenekon' davasına dahil etti?
Sahi ne yapmıştı Ovalı?
Fetullah Gülen'in alıp veremediği neydi onunla?
Kimse bilmiyor.
Ovalı da.
Karadenizli delifişeğin yakında dünyaya büyük bir sürprizi var.
Buna insanlığa bir müjde de diyebiliriz...
İpucu mu?
Vereyim… Kanser… Kanser tedavisiyle ilgili önemli bir müjdesi var Ovalı'nın!
***
Ovalı hareketli biriydi.
Her Karadenizli gibi biraz da kavgacı… Hocası ile çok çekişti.
Ama şimdi Prof. Dr.
Sait Kapıcıoğlu için "Üzerimde çok emeği var" diyor.
Elini öpüp ondan 'helallik' almak istiyor… Prof. Dr. Ovalı ile hatıram çok… Hele içinde oğlumun geçtiği bir hikaye var ki… Hem de ne hikaye… Kontrollerim için 15 günde bir kliniğine uğrar kan verirdim.
Bir keresinde de oğlumla birlikte gitmiştim kliniğe.
Hemşire kanımı aldıktan sonra oğluma döndüm;
"Oğul uzat kolunu sen de kan ver" dedim.
Bir rahatsızlığı yoktu.
Korkup korkmadığını böyle denemek istemiştim.
Benimki de işti yani.
Ne gerek vardı ki...
Manyaklık işte!
İkiletmeden kolunu uzatmıştı oğlum.
Sonuç 15 gün sonra çıktı.
***
Soğuk bir Trabzon akşamı… Bölgeden derlenen günün haberlerini İstanbul'a geçmiş, Varol ile birlikte Ganita'da çay içmeye hazırlanıyordum.
Yakamozlara karşı içilen Rize çayı günün yorgunluğuna iyi geliyordu.
Birden telefon çaldı.
Ovalı'nın kliniğinden arıyorlardı.
Asistan;
"Abi Ercüment Hoca'nın selamı var, sonuçlar iyi çıktı" dedi.
Keyiflenmiştim.
Varol beklediği için, 'İyi akşamlar' deyip kısa kestim.
Kapıdan çıkmaya hazırlanırken telefonum yine çaldı.
Bu kez kimdi?
İstemeye istemeye uzandım telefona.
Aynı kişiydi:
"Abi oğlunuzdan da kan almıştık değil mi?
Onun sonuçları da çıktı, bakıyorum" dedikten sonra verdi dünyayı başıma yıkan kara haberi.
"Bir sıkıntı var" dedi.
Ne sıkıntısıydı?
Lenflerle ilgiliymiş!
'Olamaz!' dedim.
TIR çarpmışa döndüm.
Ölmemiştim ama.
Keşke ölseydim.
Oğul gözümün önünde.
'Olamaz; o daha küçük' dedim isyanla.
Ercüment'i aradım.
Yoktu ki.
Sait abiyi buldum.
Hocası Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu'nu… O da "Sonucu fakslat geliyorum" dedi.
Geldi...
Kara haberin doğru olduğunu söyledi.
Kötü günlerdi be!
***
Ovalı delicoş bir Karadeniz uşağıdır… Ve delifişektir… Onun da iki evladı var.
Oğlu Sancar Alp tıp okudu.
Yakında ortopedi uzmanı olacak.
Kızı Almila ise mimar.
Acıbadem'in patronu Mehmet Ali Aydınlar'ın Ercüment'e desteği büyük.
Ovalı'nın yapacak daha çok işi var çünkü.
Karşısında dünyayı yutan kanser canavarı var.
Şu ara bağışıklık hücresinin genetiğini değiştirerek kanserle savaşıyor.
Kanser tedavisinde bir devrim bu… Amansız hastalık için büyük bir umut yani.
Haberler mi?
İyi iyi…