Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Etkin pişmanlıkta dönen dolaplar

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bir avuç insandan başka FETÖ ile mücadele eden yok…
Yok vallahi!
Olan biteni millet de görüyor.
Reis memleket derdinde, bunlar para derdinde.
Malum solcu polisler ise ifadeleri yönlendirerek CE HA PE'ye kıyak peşinde.
Sayıları az olsa da bazı KOM şubelerinde mezhep ayrımı yapan polisler var…
'Bu fırtınada ne kopartırsam kârdır' diyerek, akçeli iş peşinde koşanlar da...
Genellikle tezgâh CMK 221. Madde üzerinden yürüyor.
Yani para, Etkin Pişmanlık Yasası üzerinden dönüyor.
İddialar böyle.
Konuşulan rakam az buz bir para değil hem.
180 milyonluk bir havuzdan söz ediliyor.
Adı da 'Etkili Pişmanlık Havuzu'
Havuza para koyan FETÖ'cü sırat köprüsünden geçiyor.
Parası olmayan da gayya kuyusuna düşüyor.
Yani tutuklu kalması gereken FETÖ/PDY terör örgütü yöneticilerinin tahliyesi de, beraati de takibe değer.
CHP'li Muharrem İnce'nin, militanlarına, "Saldır" dediği Külliye ise tezgâhı çok yakından takip ediyor.

***

CMK 221 önemli.
Tezgâha gelince:
CMK 221, DGM'ler zamanında da vardı.
Yasa sayesinde epey karanlık olay da aydınlandı.
Ama DGM'ler zamanında teröristlerin itirafları polise hep çek ettirilirdi.
Yani 'İtiraf' adı altında söylenen sözlerin doğruluğu araştırılır sonra gereği yapılırdı.
Peki ya şimdi?
Şimdi öyle mi?
Öğrendiğime göre hayır…
Bazı muhalif polisler sanık ifadelerine müdahale ediyor.
Senaryo yazıyorlar.
Yazılanlar FETÖ elemanına ezberlettiriliyor.
Sonra itiraf tezgâhı başlıyor.
Hâkim ve savcılar da bunun üzerinden yürümek zorunda kalıyor.
Hatta yeterli delil toplanmadan hazırlanan fezlekeler bile 'iddianameye' dönüşüyor.
FETÖ'cülerin tahliyesi böyle gerçekleşiyor.
Ayrıca yargıçlar hukuki değerlendirme yaparken epey sıkıntı yaşıyor.

***

İplikçi Halil Kadı da 'itirafçı' ayağına kurtulacağı ümidiyle teslim oldu.
Adana 11. Ağır'ın Başkanı Halil İbrahim Kibar ile Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan'ı atlatabileceğini sandı uyanık.
Bilinen şeyleri anlattı.
Enteresan olanı da Halil Kadı tutuklanmasına sebep olarak beni göstermesi!
Kurnaz, FETÖ'cülüğünü anlatan yazılarım yüzünden tutuklanmış güya!
Pensilvanya'ya namaz kılmak için gitmiş!
Bank Asya'ya milyonlarca lirayı o yatırmamış sanki.
'Şirketteki hisselerini neden devrettin, duyum mu aldın kayyuma devredilecek diye?' şeklindeki soruya, "Ersin Ramoğlu sürekli aleyhimde yazıyordu. Ortaklarım rahatsız olduğu için ben de hisselerimi devrettim" dedi.
Yalancıdır bunlar.
Kuyruklu yalan söylerler hem de.
İplikçi bir yıldan fazla bir süre kaçaktı.
Onu kim sakladı?
Adam rahatlıkla şirketlerine gidip gelmiş, işlerini bile yürütmüş.
Ona kimler yardım etti?
Bu soruların cevabını vermek zorundadır.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şahsımın adı kullanılarak bir iş yapılmasına rıza gösteremem.
Hiçbir bakanlıkta, kurumda şahsımın adı kullanılarak herhangi bir sürecin tıkanmasına rıza gösteremem.
Bu benim en yakınım da olsa…
Bizzat ben bakanımı aramıyorsam, babamın oğlu olsa kovun" demişti.
Bu çıkışın önemli bir sebebi vardı.
Araştırdım.
Meğer AK Partili olduğunu iddia eden bir lavuk Mersin'de FETÖ'cü işadamlarına yönelik operasyonu durdurmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adını kullanmış.
Mersin Ağır Ceza Mahkemesi'nde haklarında dava açılan FETÖ'cü işadamlarını ziyaret ederek operasyonu düzenleten başsavcıyı suçlamış.
FETÖ'cülere de, "Gözaltına alınan işadamlarıyla bir yemek planlayalım, devletin arkanızda olduğu anlaşılsın" demiş.
Yargı mensuplarına böyle gözdağı vermek istemiş.
Sorsan da AK Partili.
Kısacası FETÖ ile gerçek mücadeleyi Reis veriyor.
Gerisi hikaye.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA