Bugün bayram…
Ramazan Bayramı…
Bazılarının söylediği gibi Şeker bayramı değil;
Ramazan bayramı…
Kardeşliğin pekiştiği, kırgınlıkların bitmesi gerektiği bir gün.
'El öpenlerin çok olsun' gibi candan duaların yapıldığı bir bayram bugün.
Bayram deyince ne yazık ki insanların aklına tatil geliyor.
Bu hale geldik.
Ben 12 yıldır bayramları hüzünle anar oldum.
Eski bayramları çok özlüyorum.
Tatlı bir heyecanın içimizi sardığı o günleri.
Bayram sabahlarını zor ederdik.
Babamla birlikte bayram namazı için Kolenli camisine koşardık.
Cami çıkışı babamla, eve gelince de annemle bayramlaştığımız o günler.
Evdeki bayram havası o kadar güzeldi ki…
Huzur rüzgarı eserdi evimize.
Anacığımın hazırladığı nefis kahvaltının tadına doyamazdık.
Unutulmaz güzellikteydi o bayramlar.
Onlardan eser kalmadı şimdi.
Bayram namazı alışkanlığımızı çocuklarımla birlikte sürdürüyorum…
Kahvaltıyı da birlikte yapıyoruz…
Ama içim buruk…
Çünkü ne anam ne de babam var artık.
Anasız ve babasız olmak dermansız bir dert…
Neyse.
Bayramınız kutlu olsun.
Güzellikler getirsin memleketimize, güzel insanlarımıza.
Eski bayramları hatırlayarak kendimizi daha fazla üzmeyelim.
***
Sahi; şehitlerin kemiklerini sızlatan bu kadar haini bir araya nasıl getirdik?
Bu ruhsuzlar ordusu nasıl oluştu?
FETÖ denen lanet terör örgütü memleketi kanser yarası gibi sinsi sinsi nasıl sardı?
Kendini ulusalcı sanan malum isimler darbeye rağmen katil örgüte hâlâ nasıl destek veriyor?
Örneğin
Nebil Özgentürk,
Nasuh Mahruki,
Sunay Akın ve
Metin Uca gibi isimler bu hainlerle nasıl birlik olur?
Anlaşılır gibi değil.
Erdoğan nefreti adamları memlekete ihanet noktasına getirmiş vay be!
Halbuki başka Türkiye yok…
Suriyelilerin, Iraklıların gideceği bir Türkiye var…
Ama bizim gidebileceğimiz, insanca muamele görebileceğimiz başka bir Türkiye yok.
15 Temmuz'da memleketimiz işgal edilseydi ne yapacaktık?
İhanet şebekeleriyle yol yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu kalp krizi geçirerek ölen partilisini şehit ilan etti.
Ama 15 Temmuz darbe girişiminde memleketi için ölenlere bir kere bile
"şehit" diyemedi.
Aksine tankların önüne koşanlara 'Tayyip Erdoğan'ın köpekleri' dediler.
249 şehit verilen silahlı kalkışmaya da "Kontrollü darbe" dedi Kemal.
***
Adalet adı altında yapılan yürüyüşün kimin için yapıldığı da İstanbul'a yaklaşıldıkça netleşmeye başladı.
CHP milletvekili
Erdal Aksünger'den sonra CHP'li
Tuncay Özkan'ın
'Demirtaş' çıkışı yürüyüşün amacını ortaya
koydu.
6 Ekim 2014'te DAEŞ terör örgütünün Kobani'ye saldırdığı iddiasıyla hükümeti suçlayıp halka
'Sokağa dökülün', PKK'ya da 'silaha başvurun' çağrısını yapan adamdı
Demirtaş…
Sokaklar onun çağrısıyla kana bulanmış ve 53 kişinin ölümüne neden olmuştu.
PKK'nın kanlı eylemlerine tek laf etmeyen, her fırsatta devleti katliam yapmakla suçlayan, terör örgütüne de sırtını dayayan bu adam için yürüyor CHP…
İyice anlaşıldı mı?