Sözcü gazetesine yapılan FETÖ operasyonu için geç bile kalındı.
Çünkü adamların işi gücü asparagas ve iftira.
TC'nin birliği ve bütünlüğü için değil, işgali için uğraşıyorlar.
Yazarı ve çizeri de darbeci.
Sözcü, Gülen'in sesidir.
Geçmişe gitmeye gerek yok.
Emin Çölaşan'ın, bir kaç gün önce yayınladığı FETÖ'nün mahrem imamı Fadime Danışman'ı aklayan mektubu yeter de artar bile.
Savcı açıklama yapmasaydı kadını masum bir anne bilecek, devlete lanet okuyacaktık.
Sözcü'nün yayın politikasını anlayın işte.
O paçavrayı okuyanın yüreği kararır.
İnsana memleketi yönetenlerden nefret ettirirler.
Birine kırk gün deli desen deli olur misali yayın yapıyorlar.
Yani işleri yalan dolanla algı yapmak.
Eleştiri değil, karalama ve yalanlar üzerine kurulu bir yayın politikaları var.
Bu gazete, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip kesimleri, diğer bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa yıllarca alenen tahrik etti.
Bu gidişle Sözcü kamu güvenliği açısından da sakıncalar yaratacaktır.
Böyle bir gazetecilik anlayışı hiçbir demokraside olmaz.
İzin de vermezler.
Yıllardır Cumhurbaşkanı'na yönelik yalan ve iftira dolu özgürce yayın yaparlar.
Buna rağmen Sözcü Türkiye'de basının özgür olmadığını iddia eder.
***
Değerli okurlar, Darbenin yıldönümüne tam 56 gün kaldı…
Yaklaşık iki ay sonra kalkışmanın birinci yılı dolacak.
Fetullah Gülen ve çetesine canlarından olma pahasına direnen 249 kahramanı gururla anacağız.
FETÖ'yü ise lanetleyeceğiz…
Hatırlarsanız darbe günü
Sözcü gazetesinin internet sitesinde
"Erdoğan'ı bulduk" başlıklı bir haber yayınlandı.
Birilerine haber verir gibiydiler.
Gökmen Ulu imzalı o haberin yayınlandığı saatlerde meğer Fetullah'ın askerleri öldürmek için Erdoğan'ı arıyordu.
Başyaver
Ali Yazıcı, Cumhurbaşkanı'nı bulmak için yola
çıkmıştı.
Dünkü operasyonda savcı, muhabir
Gökmen Ulu, gazetenin İmtiyaz Sahibi
Burak Akbay ve
Yonca Kaleli ile
Mediha Olgun hakkında gözaltı kararı verdi.
Burak Akbay yurt dışında…
Hem de epeydir.
Biri gözaltına alındı.
Diğerleri de alınır artık.
İşin içinden neler çıkacak kim bilir?
***
15 Temmuz günü yani o kanlı gece darbeci askerler insanları zırh delici kurşunlarla öldürürken
Hasan Cemal de
'O el sıkılmaz!' başlıklı pis bir yazı yazdı.
Hasan Efendi yazısında, Reis'e hakaretler yağdırdı.
Özgürlükleri, hukuku, yargı bağımsızlığını, güçler ayrılığını, insan haklarını katlettiğini, kendisi gibi düşünmeyene hain ve terörist dediğini iddia etti.
O yazı yayındayken Reis vatanı kurtarmak için kendinin ve ailesinin canını hiçe sayarak İstanbul'a doğru yola çıkmıştı bile.
Hasan Cemal yazısında gazetecilerin hapse atıldığını, casus, terörist ve hain ilan edildiklerini de söyledi.
(Almanların kucağına oturan hain Can Dündar'ı korumuş olmalı.)
Hasan Efendi, bu kadarla kalsa iyi.
Adam hızını alamadı ki.
Frensiz kamyon gibi sağa sola bindirdi.
Gazze'den girdi, Cizre'den, Sur'dan, Nusaybin'den, Lice'den, Silopi'den, Şırnak'tan, Yüksekova'dan çıktı.
PKK ile mücadeleyi Kürt katliamı olarak yorumladı.
Oysa bu yazı çıktığı gün FETÖ'cüler öldürmek için her yerde Erdoğan'ı fellik fellik arıyordu.
Nasıl bir ön yargı içinde olduklarını anladınız mı şimdi?
Bunların Türk gazetecisi mi yoksa başka ülkenin adına çalışan ajan mı olduğunu anlayamadım vallahi.
Ama vicdansız oldukları kesin.