Sandıktan Trump çıktı…
Fetullah Gülen'in de uykuları kaçtı.
Planları altüst oldu çünkü.
Cezaevindeki adamları isyanda.
Güya kodesten çıkacaklardı.
'Haşhaşi rüyası' yalanını bunun için uydurmuştu.
Sürenin uzaması demek itirafçı sayısının da artması demekti.
Böyle bir şey hiç iyi olmaz.
Yeni bir kalkışmayla Erdoğan'ı devirmeyi bile hayal etmişti oysa.
Ama hepsi yattı şimdi.
CHP'nin başı Kemal Kılıçdaroğlu bile sanki siyasi geleceğini Hillary'e bağlamıştı.
HDP ve FETÖ'yü ateşli ateşli savunması bundandı.
Selocan da Hillary sayesinde efelendi.
Kumdan kaleleri yıkıldı hepsinin.
Ne yaptın sen Trump!
Ekrem Dumanlı, Hakan Şükür, Faruk Bayındır, Emre Uslu, Önder Aytaç, Mustafa Yeşil, Bülent Keneş, Tuncay Opçin, Rızanur Meral, Faruk Mercan, Kozanlı Ömer, Kerim Balcı ve Âdem Yavuz Arslan gibi şerefsiz hainlerin de kafası ne bozuktur şimdi.
Hele de Gülen sapığının.
FETÖŞ Hillary'e o kadar parayı Reis'ten kurtulmak için yatırdı.
Hepsi boşa gitti… Gülen, Trump'ın seçilmemesi için de çok çaba gösterdi.
Ama olmadı…
Üstelik Trump, Fetullah Gülen'in aleyhinde çalıştığını biliyor.
Bunun karşılığını verir mutlaka.
Gülen, Pensilvanya'daki rahatından da olacak.
Uykuları bu yüzden kaçtı.
Trump ters bir adam.
Gülen'i Türkiye'ye teslim edebilir.
***
Geçen ay Karabük Cezaevi'nin damında, üzerinde not yazılı bir kağıt bulmuştu gardiyanlar.
FETÖ'cü bir tutuklunun eşinin gördüğü rüya yazılıydı o kağıtta.
Güya kadın rüyasında Medrese-i Yusufiye'den arkadaşlarını görmüştü.
Arkadaşları da altında ateş yanan koca kazanın içindelermiş.
Sonra kadın kendini bir konferans salonunda bulmuş.
Karşısında da Hillary Clinton varmış.
Hillary telefon numarasını kadına vermiş ve 'Ne zaman isterseniz arayın, ben ABD Başkanıyım' demiş.
Bu tezgah rüyadaki amaç itirafçılığı önlemekti.
***
Gazeteci Süleyman Özışık, 'Yeni darbenin provasını yaptılar!' başlıklı yazısında PKK ve FETÖ'nün Diyarbakır'daki alçak planını deşifre etti.
Tekrar deneyebilirler.
Güvenlik görevlileri her zamankinden daha dikkatli olmalı.
Diyarbakır'da hedef Figen Yüksekdağ ve Sırrı Süreyya Önder'di.
Kandil bu iki HDP'liyi öldürüp işi DEAŞ'a yıkacaktı, Sonra da halkı isyana çağıracaktı.
PKK'nın Kandil'deki itlerinden Mustafa Karasu, "Zaten HDP milletvekillerinin Meclis'te yapacakları bir şey kalmamıştı" diyerek bu alçak planı doğrulamış oldu.
Patlama sonrası eylemi DEAŞ'ın yaptığı yazılıp çizildi.
Ama bombayı PKK patlatmıştı.
Bomba erken patlamasaydı iki HDP'li ölmüştü şimdi.
Tezgâhı bir taksi şoförü bozdu.
PKK ve FETÖ, emrindekilerin etinden, sütünden hatta sakatatından böyle yararlanıyor işte.
Diyarbakır Valiliği'nin teröristlerin telsiz konuşmalarını yayınlaması ile PKK'nın tezgâhı bozuldu.
Yenisini deneyebilirler.
