Feyza Acısu, Berkay Baş, Ozancan Akkuş, Kerim Sağlam, Elif Gizem Akkaya, Elvin Buğra Arslan, Nusrettin Can, Zeynep Başak Gülsoy… Hepsi üniversite öğrencisiydi.
Destina Peri Parlak ve Mehmet Emre Çakar ise lise öğrencisi… DorukhanYusuf Özdemir sporcu, Eyüp Ensar Ulaş çaycı, Turgay Bulut şofördü.
Songül Bektaş da katliamda karnındaki 6,5 aylık bebeğiyle birlikte can verdi.
Ey PKK destekçisi imzacı akademisyenler farkında mısınız, bu çocukların katledilişini kınamadınız!
Niye?
İmzacı olduğu için sınır dışı edilen İngiliz akademisyen Stephenson 'pes etmeyeceğim' diyor.
Yani yine gelecekmiş.
Cesarete bak be!
Adam akademisyen değil ajan,
***
Hükümeti eleştirmek için Hitler'den kaçan öğretim üyelerinin Türkiye'ye sığındığını söyleyen ve PKK'lı akademisyenlere arka çıkan CHP'nin başı KeMal, imzacılara Kızılay saldırısını niye kınamadıklarını sormuyor?
O ancak Hükümete ve Erdoğan'a hakareti bilir.
İmzacılar arasında CHP Sakarya İl Başkanı Ayça Taşkent'in Sakarya Üniversitesi'nde görevli oğlu Serkan Taşkent de vardı.
İl Başkanının oğlu neden Kızılay saldırısını kınamadı?
Ona sor bari.
Ama CHP sormaz.
Soramaz!
Çünkü bu soru PKK'yı üzer!
HDP'yi ise kızdırır!
***
Bu takım uçkur düşkünü Can Dündar'ın ülkesine ihanetini alkışlar.
Can Dündar Fransız Le Monde'daki yazısında Türkiye'deki mültecilere yardım edecek Avrupalı demokratlara saydırdı… Türkiye'deki Suriyelilere destek olmaları onu kızdırdı.
Niye rahatsız oldu ki?
Avrupa'ya da kızmış.
Öfkeden kuduruyor… "Batı, gündelik çıkarları uğruna, tarihsel ilkelerini feda ediyor" diyor.
Ağzından salya akıyor.
Duyduğu rahatsızlığı, "Erdoğan'ın indiği tramvaya Avrupa liderlerinin doluşmak için seferber olmasını, buna karşın kendi değerlerine inananları raylar üzerine yatırmasını ibretle izliyoruz" şeklinde ifade etti.
***
Fitneciler ise hiç durmuyor!
Hedef yine Erdoğan.
Ve ailesi… Türkiye'yi böyle teslim almak istiyorlar.
Tam da teslim edecek adamı buldular ya.
Erdoğan "Vermem" dedikçe onlar deliriyor.
Hakaret ediyor, İftira atıyor.
Delikanlı değil bunlar.
Çakal çakal!
Yalanlar havada uçuşuyor.
Güya Bilal Erdoğan İtalya'da gözaltına alınmış.
Halbuki böyle bir şey yok.
Yalan!
Hem de kuyruklusundan.
Çamur at izi kalsın!
Şimdi de Erdoğan'ın büyük oğlu Burak Erdoğan'ın gemisinin Rusya'nın Novorossiysk Limanı'nda seferden alıkonulduğunu yazdılar… Sanki gemide eroin vardı!
Ya da başka bir şey… Tabi o da yalan.
Gemi teknik bir sebep yüzünden sefere çıkamamış.
Mesele bu.
Kaldı ki Rusların itliği de olabilir… Bu tırıvırı işlerle akıl çelmeye çalışanlara en güzel cevabı yine Cumhurbaşkanı veriyor:
"Ülke ve millet olarak yeni bir destan yazmamıza kimse engel olamaz, yeter ki dayanışmamızı kardeşliğimizi güçlü bir şekilde muhafaza edelim!" Evet!
Yeter ki…