İhanet sanıkları hapiste.
Sıra elbet Can Dündar'a da gelecek.
İhanet gazeteciliğine verilen ödüle sevinsin bakalım.
MİT TIR'ları o gün yoluna nasıl devam etti?
Bilen var mı?
Çok yok!
İhanet için pazar günü özellikle seçildi.
Büyükelçilerin Adana'da toplandığı gündü o gün…
Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve büyükelçilerin burada olması sansasyon için iyi bir fırsattı.
Nasılsa dönemin Valisi Hüseyin Avni Coş ile Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek büyükelçilerle ilgileniyordu.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hainliği anlatırken,
"O ihaneti biliyorsunuz değil mi? Türkmenlere insani yardım götüren TIR'lardı.
Silah varsa ne olacak, yoksa ne olacak?" demişti.
Haklıydı.
Çünkü mesele soydaşlarımızdı.
O pazar günü 200 kadar jandarma, MİT TIR'larının Ceyhan Sirkeli gişelerinde yolunu kesmiş, MİT'çileri evire çevire dövüyordu.
Savcı
Aziz Takçı ise TIR'ların üzerine çıkmış, yardım malzemeleriyle dolu sandıkları açmakla meşguldü.
Eğer o gün Adana Emniyet Müdürü
Cengiz Zeybek'in cesareti ve Vali
Hüseyin Avni Coş'un kararlı duruşu olmasaydı daha vahim şeyler yaşayabilirdik.
Vali Coş ile Emniyet Müdürü Zeybek devlet adamlığı nasıl olur herkese gösterdi.
Savcı da devlet adamıydı(!) Vali ile emniyet müdürü canlarını ortaya koydu.
O ise ihanet etti.
***
Vatan sevgisi lafla olmaz.
Vatanını seven biri
Hürriyet'in elemanı
Ertuğrul Özkök gibi Rus uçağını düşüren emri kimin verdiğini sorgulamaz.
Özkök'ün kimden yana olduğunu bilmeyen yok.
Ağır silahlarla donanmış SU 24 tipi Rus uçakları aylardır sınırımızı ihlal ediyordu.
Uyarımızı da takmıyordu.
Yine DAEŞ ayağına Bayırbucak Türkmenlerini bombalayacaklardı.
Uyarıları dinlemeyince gerekli cevabı aldılar.
***
Rus uçağı düştüğü gün
Adana'da da bomba yüklü bir araç karakol önüne bırakıldı.
Teröristler polisin uyarısına ateşle karşılık verdi.
PKK'lılar otomobili patlatabilseydi hem karakolda, hem çevredeki ev ve işyerlerinde bulunan yüzlerce kişi çivi ve misketlerle ölmüş olacaktı.
Katliamı Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek ve ekibinin hassasiyeti önledi.
Vatanını ve milletini sevmek budur işte.
Adam uyumuyor.
Çünkü Adana hassas bir şehir.
Bomba yüklü aracı
Denizli Şehit Özer Özkaya Polis Merkezi önüne bırakıp kaçan PKK'lılar meğer 45 gündür bu katliamı planlıyordu.
Her şeyi düşünmüşler.
Ama Cengiz müdür ile Adana Valisi
Mustafa Büyük'ün uyanıklığını hesaba katmamışlar.
Polis
34 GU 8848 plakalı araçla ilgili bir araştırma yaptı.
Plakanın
Ayşen Nasip isimli Sakarya'da yaşayan birine ait olduğunu ve aracın da orada olduğu öğrenildi.
Plaka sahteydi.
***
Bomba yüklü otomobilin gerçek plakası
21 FN 705 idi.
Ve araç 12 Ekim günü Diyarbakır'ın Lice ilçesinde gasp edilmişti.
Karakol önüne bırakılan araçta iki mutfak tüpüne bağlanmış bomba düzeneği olduğu görüldü.
Hemen çevrede geniş çaplı tedbir alındı.
Evler boşaltıldı.
Sonra da araç kontrollü olarak patlatıldı.
Patlamanın şiddeti 200 metre çapındaki alanda bulunan bina ve araçlarla, polis merkezinde büyük hasara yol açtı.
Polisin dikkati sayesinde bir kişinin bile burnu kanamadı.
PKK'lı itlere gelince, Yakalanmaları an meselesi.