"Ama iple ama kazıkla!"
Bu sözler solcu meczup Gökçe Fırat'a ait.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı böyle tehdit etmiş, ardından da tutuklanmıştı zibidi.
Adam dışarı çıkmış, Zaman'ın GYY'si Ekrem Dumanlı'yla birlikte de iftar yapmış.
Dumanlı Ekrem için, "Nasıl utanmadı?" diyenler de oldu, "Bunlar FETÖ'cü…
Mideleri kaldırır" diyen de.
Devlet büyüklerine hiç saygıları yok!
Sen ben olsak, o meczupla değil yemek yemek, yan yana bile gelmeyiz…
Hatta rastladığımız yerde bir de tokat atarız.
Dumanlı ise iftar olayını tesadüfe(!) bağlayan palavra attı.

Oğuz Aral'ın dediği gibi bunlar 'insan görünümlü' yaratıklardır.
Birbirleri ile taban-tabana çelişen kişilikleri vardır.
Normal mide bunları kaldırmaz.
Ne memlekete ne de millete bir hayırları var.
İnsanlara maddi ve manevi işkence etmekte uzmandırlar.
Kumpaslarla nice insanın hayatını söndürdüler.
Kimi intihar etti, kimi işinden oldu, kiminin de yuvası dağıldı.
Vicdanları kıttır, yüreklerinde Allah korkusu yoktur.
Çünkü vicdanı olan yalan söylemez, milletin mahremini de dikizlemez!

Hem röntgencilik bir ruh hastalığıdır.
Milletin eşiyle veya sevgilisiyle yaptığı mahrem konuşmayı dinlemek de aynıdır.
Bu zihniyetti devletin sırlarını çalıp İsrail'e satan…
Genelkurmay başkanlığı yapmış birini kumpasla içeri atıp, ömründen 22 ay çalan da bu örgüttü.
Nice işadamını haraca kestiler.
Zekat ve fitreleri cukkaladılar.
Kurban parasını yediler.
Himmet paralarıyla kumar oynayan da...
PKK ile işbirliği yapan da işte bunlardı.
Deşifre oldular da çaldıkları anlaşıldı.

Fethullahçı terör örgütünün CHP'deki 'tetikçisi' Mahmut Tanal da onlar gibi yalancı ve şovmendir.
Öyle bir palavra attı ki sormayın.
Güya Cumhurbaşkanı, 1000 yüksek yargı mensubuna birer takım elbise diktirmiş, bedellerini de 'örtülü ödenek'ten karşılamış.
Tanal efendi bu kuyruklu yalanı utanmadan Adalet Bakanına sordu.
Paralelci Zaman ile Aydın Doğan'ın Hürriyet'i de yalana daldı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın iddialar için, 'Deli saçması', 'Utanç verici', 'Çocukça ve komik' dedi.
Altın klozet gibi bu da fos çıktı yani.

Şarapçı Ahmet, "Sen Allah mısın ey alçak?" diye bir başlık attı.
Haşa...
Tövbe tövbe…
Kafası iyiydi galiba.
Böyle başlık mı olur?
Anlaşılan 'çıplak' yakalanmak şarapçıyı fena çarpmış.
Eee tövbesi kabul olmayan şarabı hem de Ramazan günü yuvarlarsan sonunda böyle saçmalarsın tabii.
Müftünün oğlu Ramazan günü şarap içer mi keko!?
Müftü oğluna yalan da gıybet de yakışmaz.
Oruç tutan ya da tutmayan, elbette hesabını Allah'a verecek.
Nice oruç tutmayan var. Onlara kim karışıyor?
Tabii onlar 'Benim babam müftü' deyip Müslümanlara 'mütedeyyin' havası basmıyor Ahmet!