Cumhuriyet, Hürriyet, Sözcü, Zaman, Taraf, Meydan, Millet, Yurt, Bugün ve diğerleri…
Hepsi de Paralel çete adına yayın yapıyor.
Devlete ve millete düşman oldular.
Yalan haberlerle 'algı' operasyonu yapmadıkları gün yok…
Bu paçavraları okuyan hem Erdoğan'a hem hükümete hem de AK Parti'ye kesin düşman kesilir…
Ya da umutsuzluğa kapılarak kafayı yer…

Düne kadar aynı gazeteler Erdoğan'ın hükümeti kurma çalışmalarını engellediğini iddia etti.
Hürriyet dün, '21 gün sonra görev onda' manşetiyle çıktı.
"21 gün sonra…"
Verilmek istenen mesaja dikkat edin!
Hükümetin kurulmasını geciktiren Cumhurbaşkanıydı demeye getiriyor gavur…
Oysa gecikmenin sebebi belli: TBMM Başkanlık Divanı seçiminde kavga çıktı…
Çıkaranlar da ortada.
Bunu bilmezler mi?
Ama domuzluklarından yazmıyorlar.
Başlıklardaki algı da ortak: 'Nihayet…!'
Ne demek lan nihayet!
Erdoğan'ı işaret ediyorlar.
Böyle vicdansızlar işte.
Aynı haberin altında KK'nın bir açıklaması var…
'Koalisyon koşulları olgunlaşmadı' Bu haber de algı amaçlı yapılmış.
Şimdi soralım: Olgunlaşmayan ne, tezgahın mı Bay Kemal? Adam hükümet olmak için yanıp tutuşuyor.
Çünkü Başbakan yardımcısı olamazsa gidecek.
Ayrıca Paralel çete ile birlikte AK Parti'ye tuzak hazırlamak istiyor!
Hem niye 'Özgür basın' ayağına yatan bu gazetelerin hiçbiri BUZgate olayını yazmadı.
Kemal efendinin özel kalem müdürü, damadı ve kızının BUZ Rezidans'taki milyon dolarlık evleriyle ilgili tek satır yok, Ama milletin sarayı ile ilgili yığınla palavra var.
4 bin 600 liralık sunta masayı 240 bin lira, 3 bin 389 liralık iftar yemeğini de 1 milyon lira yazan bunlardı.
Uçkur düşkünü Can Dündar'ın popo korkusu, yılların Cumhuriyet'ini de raydan çıkardı.
Dündar TGC'yi referans gösteriyor.
Halbuki o da Paralelleşti.
Oktay Ekşi'nin kurduğu Basın Konseyi'nden farkı kalmadı.
Cumhuriyet, Adana'da MİT TIR'larına operasyon düzenleyen savcıların aynı yalanlarını temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp yayınlıyor.
Paralel İhanet Çetesi'nin (P.İ.Ç) yıllarca hapis yatırdığı Ahmet Şık bile çetenin tetikçisi oldu!
Anlamak mümkün değil.
Bu gazete, 11 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşen ve 53 kişinin hayatına mal olan Reyhanlı saldırısıyla ilgili olarak, MİT'i bilgi saklamakla suçladı.
Oysa MİT olaydan bir yıl önce yani 2012'nin kasımında savcı Özcan Şişman'a bilgi vermişti.
Hatta birkaç kez de 'Operasyon yapsanız' diye ısrar edildi.
Savcı Şişman ise "İşime karışmayın" dedi.
Cumhuriyet şimdi aksini yazıyor.
Şişman o sıralar, "2012 yılının kasım ayında MİT yetkilileri yanıma gelerek, aralarında Murat Özdeş isimli bir kişinin de bulunduğu bir grubun bombalı saldırı hazırlığında olduğunu ihbar etti.
El Muhaberat'ın Suriye'den getireceği patlayıcıları Hatay Yayladağı'ndaki Suriyeli muhalif askerlerin çadırında patlatacaklarını söylediler" demişti.
Savcıyı korku sardı.
Çünkü 53 kişinin ölümünden sorumlu olduğu ortaya çıktı.
Kurtuluşunu uçkur düşkününün atacağı puntolara bağladı.
Bu 'özgür basın(!)'
Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni soyup yurt dışına kaçanları yazmadı, haberiniz olsun.