Tarihe geçen 'Dün dündür, bugün bugün' 'Yollar yürümekle aşınmaz' 'Benzin vardı da biz mi içtik' sözleri Süleyman Demirel'e aittir.
Türk siyasetine damgasını vuran biriydi.
Gece yarısı açtığım televizyonda aldım ölüm haberini.
Uykum kaçtı.
Neler canlandı gözümde bilseniz.
Trabzon, Bayburt, Rize, Samsun ve Amasya'da yaptığı muhteşem mitingler…
Siyasi yoldaşları Nihat Mete ve Yılmaz Çebi…
Uykulu gözlerim ıslandı.
Televizyonda onun eski görüntüleriyle birlikte ben de Türkiye'yi gezdim.
Birçoğunda vardım çünkü.
Birden Menderes'le birlikte idamla yargılanan amcam düştü aklıma.
O fırtınalı yıllar…
Adalet Partisi'nin Demirel'le birlikte şahlanışı…
Sağ-sol çatışmaları, MC hükümetleri, Muhtıralar, Ve 12 Eylül 1980 darbesi.
Muhabir olarak peşinden koştuğum o günler…
Siyasi yasakların kalkması için onun verdiği mücadele.
Sonra Remzi Çakır'ın oğluna attığı okkalı tokat…
***
Remzi abi müzmin Demirel hastasıydı.
Kahvehane işletirdi.
İşyerini oğluna bıraktığı bir gün CHP'li birisinin kendi işyerinde Demirel'e ana avrat küfrettiğini öğrendi.
Remzi abi burnundan soluyarak kahvehaneye geldi ve oğluna:
"Ula ha bu dükkanda senin anana sövdüler ole mi?"
Kahvedekiler şaşkın şaşkın bakarken oğlu:
"Baba benim anama kim sövebilir…
Hem de burada" dedi.
Remzi abi:
"Ulan şerefsiz Demirel baban değil mi? Burada Demirel Baba'ya nasıl söverler!" diyerek oğluna okkalı bir tokat attı.
***
Bir de
"Yüzde 60'lık blok hükümeti kursun" diyen
KeMal'e bakın.
Tarih onu çarkçı ve iftiracı olarak çoktan kaydetti bile.
Ama Bahçeli ağzının payını ne güzel verdi.
Böyle bir koalisyona da şu sözlerle noktayı koydu:
"CHP Genel Başkanı hadiseye çok yanlış taraftan bakmaktadır.
CHP sözcüleri ezbere konuşmakta ve havanda su dövmektedir.
Vatandaşımızı acımasızca katleden bir terör örgütünün siyasi kuryesiyle aynı blokta nasıl bulunuruz?"
***
Suriye sınırımızda yaşananlar Türkiye'ye kurulan tezgahı gösterdi.
Bu KeMal'e ve hainlere kapak olsun.
IŞİD ne hikmetse sınırımızdaki toprakları boşaltıyor.
Yerini PKK'nın Suriye kolu YPG'ye bırakıyor.
Belli ki üst akıl burada suni bir devletçik kuracak.
Irak petrolleri de bu kanaldan batıya akıtılacak…
Şimdi anladınız mı Türkmenlere silah taşıyan MİT TIR'larının neden durdurulduğunu?
Yani oyun büyük.
Hainler ise içimizde…
Cumhuriyet'in,
Zaman'ın ve
Hürriyet'in manşetlerine bakın.
Hain ve puştları görün.
Tel Abyad'da Türkmen ve Araplar IŞİD piyonu ile topraklarından göçe zorlandı.
Oralar Kürtlere bırakıldı.
***
Uçkur düşkünü zibidinin yönettiği
Cumhuriyet'in başlığı sevinç çığlıkları atıyordu.
Dün de
'Ankara'da Kürt korkusu'yla çıktı adı
Cumhuriyet olan bu hainin yönettiği gazete…
Zaman desen öyle…
Aydın Doğan'ın
Hürriyet'i ise milleti IŞİD cambazına baktırarak Kürtlere kıyak çekmişti.
Türkmenlere malzeme taşıyan MİT TIR'larının bilerek durdurulduğu ortada…
O savcıların da PKK'ya çalıştığı son gelişmelerle ortaya çıktı.
Türkiye de basın özgürlüğü yok diyenlerin alnını karışlamak lazım.
Basın özgürlüğünden öteye puştluk yapma özgürlüğü de varmış!