Uçkur düşkününün yaptığı gazete Sözcü'yü geçti.
Memlekete ihanet eden bu zibidi şimdi de milleti tahrik eden tweetler atmaya başladı.
Başına bir iş gelmesinden korkarım.
Şu tweete bakın:
"Huzur 98 saat sürdü.
Erdoğan'ın konuşması sürüyor."
Adı Cumhuriyet olan Paralel ihanet şebekesinin tetikçi gazetesi, Cumhurbaşkanı'na saygısızlıkta sınır tanımıyor.
Bu adamın yaptığı gazetecilik değil, müptezellik… Karakter fotoğrafını Yeni Akit'ten Hasan Karakaya çekmiş 'Uçkur düşkünü' diyerek de son noktayı koymuş…

Şu sıra Dumanlı Ekrem'den ve FETÖ'den aldığı talimatlarla Türkiye aleyhinde yalan kampanyası sürdüren lolitacı Can Dündar, hem yazıp hem oynuyor.
Önce TIR'ları diline doladı.
Amaç Lahey!
Yalanın haddi hesabı yok.
Pervasızca saldırıyor.
Hainlik yapıyor.
Vatan umurlarında değil.
Gözlerini kin bürümüş. MİT TIR'ları devlet meselesi.
Bildiğim kadarıyla MİT yasasına göre savcının TIR'lara müdahale yetkisi yok.
Savcı Aziz Takçı bu yüzden "Onların MİT TIR'ı olduğunu bilmiyordum" dedi.
Bal gibi TIR'ların MİT'e ait olduğunu bilmesine rağmen.
Hedefi Erdoğan'dı.
Kimseyi takmadılar.
Şimdi hepsi kodeste.
Casuslukla suçlanıyorlar.
Vatana ihanet ettiler…
Uçkur düşkünü ise seçim öncesi özellikle TIR olayını kaşıyıp duruyor. TIR'lara yapılan Paralel ihaneti yakınen izliyorum.
Operasyonun devletin valisinden gizlendiğini de biliyorum.
Vali olayı Aydın Doğan'ın ajansından öğrendi.
Şimdi ise devletin elinde olmayan dosya Can Dündar'ın masasında… Dün Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan'ı aradım… Sonra da Vali Mustafa Büyük ile konuştum.
Cumhuriyet'in iddia ettiği gibi dosyada tek satır 'IŞİD' lafı geçmiyor.
Başsavcılık açıklama yaptı.
SABAH dışında yazan olmadı.
Çünkü işlerine gelmedi. Aynı gazete dün de 'TIR'larda silah vardı' yalanını tekrarladı.
Diyelim ki öyle.
Bu kimseyi ilgilendirmez ki… Gazetecilik ne zamandan beri devletin gizli sırlarını ifşa etmek oldu… Bu casusluktur.
Devlet TIR'larla şampanya taşıyacak değil.
Silah var ya da yok… Öyle olsaydı ABD WikiLeaks belgelerini yayan Avustralyalı gazeteci Julian Assange'nin biletini kesebilir miydi? TIR'lara Pensilvanya'dan talimatlı operasyon yapıldığı açık.
TIR'lar Ceyhan gişelerinde özellikle durduruldu.
Maksat teşhir edip Türkiye'yi teröre destek veren ülke konumuna sokmaktı.
Cumhuriyet'e servis edilen uyduruk belgelerin yayınlanma amacı da bu zaten… Normalde TIR'lar Adana sınırı olan Pozantı'da ya da Aksaray'da durdurulmalıydı.
Ceyhan gişelerinde değil.
Operasyon da eski Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'a bildirilmeliydi.
Neyse.
Uçkur düşkününün vukuatı çok.
Seçim sonuçlarına yönelik yazısında da, "Baraj yıkıldı sıra Saray'da. Öyle bırakmayız onu" diyerek Cumhurbaşkanı'na meydan okudu zibidi.
Aklı basmıyor galiba… Kimsin sen?
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'na posta koyuyorsun!..
Haddini bileceksin!
Yüzde 41'i aklından çıkarma.

ÖNEMLİ NOT:

MALUM çete hakkımda tutuklama kararı çıktığı yalanını yaydı.
Hızını alamadı.
Paralel'e atıfta bulunduğum dünkü yazımda CHP'ye hakaret ettiğimi iddia etti.
Bal gibi Paralel Yapı'yı kastettiğim ortada iken.
Aynı çete bir duruşmamda yasak olmasına rağmen gizlice fotoğrafımı da çekmişti.
Gizli iş yapmakta, yalan söylemekte uzmandırlar.
Ama hesap verecekler… Niyet okuyorlar!
Şu palavraya bakın: 'AK Parti , CHP ile koalisyon arayışlarına girerken Sabah Gazetesi yazısıyla şoke etti. Sabah yazarı Ersin Ramoğlu sosyal medyada olay oldu" dediler.
Sosyal medya dedikleri Paralel İhanet Çetesi'nin tezgahı.
Yazım aşağıda: "Seçim sonrası sadece dolar ve faizler artmadı… İşler de durdu.
Aslında durmadı; Durduruldu!
Dün koalisyon lobisi 3. köprünün bağlantı yollarının yapımını iptal ettirdi.
Paralel İhanet Çetesi (P.İ.Ç.) ne seviniyordur şimdi... 'Yaptırmayız' diye havalara uçuyordur çakallar…
Ama kiminle dans ettiklerini unuttular…
Yüzde 25'le ülkeyi batırmaya çalışıyor şerefsizler."
Görüleceği gibi yazının hiçbir yerinde CHP'nin adı yok.
Sözüm yatırımları durdurmak için elinden geleni yapan Paralel yapıya.
Nasıl çarpıtıyorlar gördünüz mü?