Hasan Yılmaer.
Simavi'lerin Hürriyet'inde Haber Ajansı'nın başındaydı.
Adam gibi adamdı rahmetli.
Memleket sevdalısıydı.
Bazıları gibi yavşak ve puşt değildi.
Bir ara Associated Press'in Türkiye temsilciliğini de yaptı.
Anlatacağım öyküyü rahmetliden dinledim.
Gazeteci Suavi Kaptan ve Orhan Kaynar da birlikteydi.
Sene 1974…
Kıbrıs yanıyor…
***
Makarios'un çeteleri, Kıbrıs'ta Türkleri yok etmek için gece baskınlarını hızlandırdı.
Genç, yaşlı ve çocuk demeden nerede bir Türk varsa öldürmeye başlamışlardı.
Kıbrıs Türk'ü, Rum çetelerle baş edemez hale geldi.
Türkiye'de
CHP-MSP koalisyon hükümeti vardı.
Sonradan
Kıbrıs fatihi olarak anılacak olan
Ecevit ve
Erbakan savaş kararı aldı.
Ama uçağı kaldıracak benzin de yoktu, lastik de…
Savaş gemilerimiz eskiydi.
Rum çeteler adadaki Türkler'i katlediyordu.
Artık savaş kaçınılmazdı…
Ama nasıl?..
***
Barış görüşmeleri sonuçsuz kalmış, Ecevit Kıbrıs'a çıkarma kararı almıştı…
Turan Güneş, adada barışın sağlanması için
İngiltere, Yunanistan ve
ABD arasında mekik dokudu.
Ama sonuç alamadı.
Güneş İngiltere'deyken
"Ayşe tatile çıksın" dedi.
'Çıkarma başlasın' demekti bu.
***
19 Temmuz günü hem ordu hem de hükümet telaşlıydı…
Hazırlıklar bitmişti.
Mersin ve
Taşucu limanı asker kaynıyordu.
Gemiler ve uçaklar hazırdı.
İlk saldırıda iş bitmeliydi…
Türkiye yokluklarla mücadele ediyordu.
Benzin stoku azdı.
O sırada
Ecevit'in masasındaki kırmızı telefon çaldı.
Arayan
ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'di.
Ecevit'e
"Çıkarma yapma" dedi.
***
Ecevit, barış görüşmelerinden sonuç çıkmadığını, harekatta kararlı olduğunu söyledi.
Kissinger, 6. Filo ile Türkiye'yi tehdit etti. "Gemilerin önünü keseriz" dedi.
Ecevit de
"Biz de yanlarından geçer gideriz" karşılığını verdi.
Ama endişeliydi.
Ya 6. Filo gelirse?
Blöf müydü, gerçek mi?
Bunu öğrenmeliydi.
***
Devamını
Hasan Yılmaer şöyle anlattı: "Turizm Bakanı
Orhan Birgit geldi.
Kıbrıs'a çıkarma başladığı şeklinde Associated Press'e bir haber geçmemi istedi.
Türkiye'nin tüm dünya ile bağlantısı kesikti.
Teleksler çalışmıyordu.
Bana özel hat verdiler…
Çıkarma öncesi Türkiye'nin Kıbrıs'a asker çıkardığı haberini dünya basınına servis ettim.
Çıkarma başarılı olmuştu.
Ama Askeri Mahkeme, beni harekatı tehlikeye düşürmekten, yani
'casusluk'tan yargıladı…"
***
Şimdi gelelim
Cumhuriyet gazetesinin GYY'sinin övündüğü gazeteciliğine…
Hasan Yılmaer değildi ama
Can Dündar resmen casusluk yaptı.
Paralelcilerin yalanlarını
'gazetecilik' kisvesi altında yayınladı.
Vatana ihanet etti…
Devletin istihbarat örgütü operasyon yaparken
FETOŞ'tan mı izin alacaktı?
'Gazetecilik' kisvesi altında hiç kimse devletin sırrını açıklayamaz.
Can Dündar,
"Devletin memuru değiliz" diyor…
Doğrudur, memur değil.
Ama casus olduğu kesin…