Cumhuriyet gazetesi yıllardır, hükümet karşıtı işadamlarının havuza koyduğu parayla çıkar.
Hükümet aleyhinde olacak ne iş varsa yapar.
Yoksa da uydurur!
Yani asıl havuz gazetesi Cumhuriyet'tir.
Havuza para koyan işadamlarının kimliğini ileriki satırlarda okuyacaksınız.
Gazetenin şaftı bundan kaymıştır.
Cumhuriyet bu yüzden teröristler ve Paralel İhanet Çetesi'yle yoldaş.
Ahmet Şık'ın savcıyı şehit eden DHKP-C'li teröristlerle röportaj yapması gazeteciliğinden değil, mecburiyetinden yani.
Şık'ın çanak soruları örgütün reklamı oldu.
Hürriyet'ten farkları yok.
Onlar da katile 'terörist' diyemediler gitti.
Ayrıca şehit savcının yürüttüğü gizli Berkin soruşturmasını da sayfa sayfa yayınladılar.
***
'Havuz'un gazetesi
Cumhuriyet 'Ölürüm Türkiyem' türküsünü bile işkence saydı.
Çekinmedi.
Hainlik kokan bu başlığı attı.
Bu vatan için ölmeyen hain değil de nedir?
Bu türküyü her dinlediğimde tüylerim diken diken olur.
Lolitacı hariç tabii.
Can kurban Türkiye'me.
Bu şarkı Dündar'a battı.
Çünkü Türkiye umurunda değil.
Nasılsa göbeğini kaşıyanlar, bidon kafalılar vatan için ölüyor.
***
Hürriyet ve Cumhuriyet iki gündür bir yandan terörü övdü diğer yandan da
Davutoğlu'nu tehdit etti.
Başbakan'ı mahkemeye vereceklermiş!
Vermezse hatırı kalır farelerin.
Paralel medyanın kullandığı
'Havuz medyası' iftirasına sarılan
Can Dündar'a bakmayın…
O görmezden gelse de asıl
'havuz medyası' Cumhuriyet'tir.
İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre Cumhuriyet, malum işadamlarının oluşturduğu
'havuz' sayesinde yayınlanıyor.
Holdingin
186 hissedarı var.
İşte bazıları;
İnan Kıraç, Mehmet Emin Karamehmet, Aydın Doğan, Ali Haydar Veziroğlu, Server Tanilli, Osman Berkmen, Zekeriya Temizel, Gürbüz Çapan vs vs vs...
İsimler konuşuyor kardeşim.
Benim bir şey söylememe gerek yok.
***
CHP ve tayfası
Erdoğan'a da hakaret ediyor…
Mahkemeye verilince kuduruyorlar…
Şahsen hakaret edeni görsem ümüğünü sıkarım!
Erdoğan'ın başarıları, bu kadar sevilmesi, çakal sürüsünün kimyasını da bozdu…
Hezeyan içindeler…
Nevrotik bozuklukları var…
Paranoyak durumdalar, Şizofrenikler…
Zihinsel falliyetleri durdu…
Demans haldeler…
Belli ki '
Havuz Cumhuriyet'i kafayı yemiş ki
'haber verme hakkım engellendi' diyor.
Türkçesi
"DHKP-C ve Feto'nun talimatlarını yerine getiremedik"tir…
***
Son söz: Dün İstanbul Baro Başkanı
Ümit Kocasakal'ın adliye önünde
Deniz Gezmiş pozları takınmasını herkes ibretle izledi.
O kadar çirkindi ki...
Mide bulandırdı.
Savcıyı şehit eden katillerin onu ve CHP'li
Sezgin Tanrıkulu'nu yanlarına çağırması boş değilmiş yani…