Evlat acısı büyüktür…
İnsanı yakar kavurur…
Herhalde ölmek bu acıdan daha kolaydır.
Hiçbir baba, Özgecan'ın babası Mehmet Aslan'ın yerinde olmak istemez.
O ise vakur duruşuyla:
"Bu vahşi olaydan sonra Türkiye bir oldu.
Başka hangi güç bunu başarabilirdi ki?
Özgecan belki bir sürü şeyin değişmesine sebep olacak" dedi.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Acı büyük…
Üstelik çocuğun ölümü vahşice…
Hayvanın bile yapmayacağı şekilde canına kıydılar.
Hem onlarca bıçak sapla hem levye ile can alıcı şekilde vur ve canlı canlı ellerini kes…
Sonunda da benzin dökerek yak.
Bu nasıl bir vahşettir?
Benzeri cinayetler ancak filmlerde olur.
Katilleri bir kere asmak yetmez.
Diriltip diriltip asmalı!

Vahşice öldürülen Çağ Üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan için Türkiye boşuna ayaklanmadı.
Özgecan ölümü göze alarak iffetine göz dikenlere karşı koydu.
Asil biri olduğunu dünyaya gösterdi.
İşkence ile öldürüldü.
Katiller insan olamaz.
Özgecan'ın ölümü üzerinden yeni bir 'Gezi' kalkışmasının peşine düşenler de en az o katiller kadar aşağılıktır.
Bu kafa önce Çağ Üniversitesi'ni diline doladı.
Sonra jandarmaya sataştı.
Kızdılar cinayetin erken aydınlatılmasına…
Katil yakalanmasaydı onlar için ne iyi olacaktı.
'Hükümet istifa' sesleri her yeri nasıl da inletirdi!
Özgecan cinayetini çözen jandarmanın adı özellikle anılmadı.
Cinayetin faillerinin hemen yakalanması adamların tezgahını bozdu.
Büyük fırsatı kaçırdılar…
İki ağaçtan koca bir 'Gezi' çıkaranlar Özgecan üzerinden neler yapmazdı ki…
Seçim üzeri işe yarayacaktı bu eylem…
Muhalefetin işine gelecekti.
Jandarma tezgahı bozdu.
Jandarma trafik ekibinin dikkati bu vahşi cinayeti çözdü…
Tarsus'a bağlı Çamalan köyü yakınlarında gece yarısı yan yana duran 2 minibüs, Jandarma trafik ekibinin dikkatini çekti.
Araçların yanına giden ekip, niye beklediklerini sordu.
Araçtakiler, 'Otobana nasıl çıkacağız bilmiyoruz' dedi.
Jandarma yolu tarif etti.
Ancak adamlar otobana çıkmak yerine başka yöne gitti.
Şüphelenen jandarma da peşlerine düştü.
Minibüs durduruldu.
Aracın içine bakıldı…
Koltuklarda kan vardı.
Bir de kanlı bere…
Sebebini soran jandarmaya katil Suphi Altındöken, arkadaşıyla kavga ettiğini ve burnunun kanadığını söyledi.
Ayrıca içi kesik tavuk dolu çuval da taşımışlardı güya.
Arabadaki kan örnekleri alındı.
Bir de kanlı bere.
Ondan sonra o minibüs ve içindekiler serbest bırakıldı.
Ertesi gün jandarmanın bilgisayarına üniversiteli Özgecan Aslan'ın kayıp bilgileri düştü…
Mersin jandarması, akşam durdurulan araçtan aldığı kanlı bereyi Özgecan'ın ailesine gösterdi.
Baba Mehmet Aslan kızının beresini hemen tanıdı.
Sonrası malum…
Jandarmanın bu dikkati, hem cinayeti çözdü, Hem de 'ölümden' nemalanacak olan hainlere fırsat vermedi.