Son yıllarda bazı kavramları birbirine karıştıra karıştıra, kelimelerin gerçek anlamlarını hepten unuttuk.
Sözüm ona bu kelime ve kavramlara birer çağdaş anlam vererek kullanır olduk.
Ancak elimizle tuttuğumuz sözümüzle gördüğümüz bir dünyada yapıyoruz diyoruz.
Ya da yaşadığımızı sanıyoruz. Ömür tükettiğimiz muhakkak.
Zaten aksi de elimizde değil. Ama yaşam bu değil.
Garip bir hale düştük.
Ne dün var, ne yarın!
Sadece anın içindeyiz.
Sadece anı yaşamak isteyen insan için günümüzde bazılarının ar damarı çatlamış bile.
İnsanın gözünün içine baka baka yalan söyleyip milleti birbirine düşürmek için çalışıyorlar.
Bunun adına ister gıybet ister iftara ister kumpas deyin.
Maalesef toplumumuzda bu ikiyüzlü satılmışlar azımsanamayacak sayıdalar.
Yalan mı?
Dönün şöyle etrafınıza bir bakın ne dolaplar çeviriyorlar görün.
İnsan olmanın gururunu üzerinde taşıyamayanlar gelip bir de ahkam kesmiyorlar mı?
İşte o zaman anlayıveriyorsunuz o insanlıktan nasibini almamış satılmışların ikiyüzlülüğünü.
Biri çıkıyor ülkeyi bölmeye çalışıyor, öteki çıkıyor onun savunuculuğunu yapıyor.
Kimine FETÖ diyorlar kimine Haşhaşi kimine de PKK.
İnsanlıktan nasibini alamamış bu satılmışlar tarihimizin hiçbir bölümünde emellerine ulaşamamışlardır.
İnanın bu Haşhaşilerle uğraşmak için tarihteki gibi Cavlakileri yeniden mi türetsek bilmiyorum.
Ama bildiğim bir gerçek var ki bize hiç huzur vermemek için sinsi planlar yaptıklarına eminim.
Ancak şu iyi bilinmelidir ki bu kadar imansız, bu kadar vicdansız, bu kadar düşüncesiz olmak her insanın harcı değildir.
Bizim yapmamız gereken bunlara karşı bir ve biz olarak tek vücut olmak.
Bunun yanında dün Haber Müdürümüz İbrahim Okumamış'ın yazdığı gibi üç maymun oyunu artık tarihin en derin yerindeki çöp sepetine atılmalı.
Görelim, duyalım, söyleyelim.
Bize gelince biz de yazalım.