Hayatımızın birçok yaşam kesintisinde karşımıza çıkan argo bir kelimedir 'çuvallamak'…
Günümüz de buna en bariz örneği bizim senetçidir.
Yönetemeyen, başarısız ve beceriksizliğin en bariz örneğidir.
Okyanusta savrulan gemi misali… Sığınacak liman arayışında olan senetçi savruk yönetim anlayışı ile gemiyi dalgalara teslim etti.
Son yaşanmışlıklar bu savrukluğu ortaya koyuyor.
Yola birlikte çıktıkları ile mesafe açılıyor.
Küskünler çoğalıyor.
Tavırlar değişiyor.
Başkentin yönetiminde 500 günü geride bırakan senetçinin başarısızlığı en büyük başarısı.
Algı yönetimi ile bugünlere kadar gelindi.
Siyasi ittifakı çatırdıyor… Bireysel ittifakında ki isimler başarısızlığa ortak olmamak adına soluğu Bodrum'da alıyor…
Meslek hayatımda 35 yılı geride bıraktım.
Bu sürecin büyük bölümü İstanbul, Antalya ve Ankara'da geçti. Yüzlerce meclis toplantıları, binlerce haber…
İnanın bu kadar vasatını yaşamamıştım.
Aylardır ülkenin başkentini yönetmeye talip olanların çuvalladığına tanıklık ediyoruz.
Yaparım sandı… Başarısızlığa sosyal medya üzerinden yürütülen algı ile kılıf buldu.
Meclisi yönetmekten aciz… Hiçbir şeye hâkim değil.
Son mecliste yaşananlarla çok komik duruma düştü…
Bana Türk sinemasının 'inek şaban' lakaplı Kemal Sunal'ını hatırlatıyor. Üzülüyorum…
Bir şehir efsanesini ne hallere düşürdünüz.
Yazık… Ona da yazık, şehrime de yazık… Hem üzülüyor hem de gülüyorum.