Yaz ayları derin bir sessizliğe bürünür başkent. Leylek misali mevsimsel taşınma yaşar. Hooop birlikte Bodrum… Güney, Ege ve Akdeniz 06 plakalı araç ile dolar taşar.
Biz gazeteciler için kabustur bu aylar.
Şehirde haber muhataplarınızı bulamazsınız… İş dünyası da haftalar öncesi bu taşınmayı gerçekleştirir… Aile yazlıkta, tatilde… Sokaklar bunun en büyük kanıtı. Trafik mi? Doyumsuz bir keyif yaşatır.
Hiç olmadığı kadar rahattır… Araç yoğunluğu da insan gibi minimize olur. Bayram haftasındayız kalanlarda bayram hazırlığıyla sıla-i rahim hazırlığında… Önümüzdeki hafta Ankara iyiden iyiye terk edilmiş olacak.
Kalanlar nöbete devam…
SAKLI KENT TOKAT…
Odanın kapısında Yavuz abi… 'Osman abi nasılsın?' 'İyiler iyi kötüler hep aynı abi…' 'İyiler bize yeter' devamında nereye gidelim sorusu… Uzun süredir 'Tokat'a gidelim mi' çalıştığımız konuydu… Gazeteciler Cemiyeti önceki dönem başkanı Kemal Özdilek'e ulaşıyorum 'Tokat Kebabı'nın zamanı geçmeden gelin' çağrısı üzerine yola revan oluyoruz… Cuma akşamı kendini cumartesiye taşıdığı saat dilimindeyiz.
Direksiyonun başında İbrahim Ercan… Birkaç soğuk sandviç… İçecekler… Molasız yol alıyoruz… Gün batmadan Tokat'a ulaşıyoruz.
Akşam Osman amcanın çiftçiğinde 'Tokat Kebabı' ile tanışıyorum.
Müthiş lezzet… Müthiş manzara… Tokat ayaklarımızın altında… Kebabın ağırlığı, tempo derken yol yorgunluğu da birleşince göz kapaklarımız düşmeye başlıyor… Vakitlice istirahata çekiliyoruz. Sabah Vali Dr.
Ozan Balcı ve meslektaşlarımız ile kahvaltıda buluşuyoruz. Ardından Ballıca Mağarası'na geçiyoruz.
Yurtdışından tutun yurt içinden bir çok yerden astım hastalarının uğrak yeri olmuş… Tarih, kültür, doğa, tarım, turizm… Göze, gönüle, damağa da hitap ediyor Tokat… Hanları, kervansarayları ile Tokat insanı demlenmiş… Zaman tünelinden geçercesine dünü bugüne taşıyorsunuz. Tokat yaprağı, ceviz, kiraz, üzüm… Say say bitmiyor… Bozulmamış… Tüm değerlerini koruduğu gibi kentin dokusu da korunmuş… Çok nadir rastladığımız bir durum… İnsan eliyle talan edilmemiş… Bazen ulaşılmamış, gecikmişlik avantaja dönüşebiliyor. Şimdi Tokat'ı betona mahkum etmemek gerekir.
Bu bağlamda yerel yönetime büyük iş düşüyor. Tokat Valisi Dr.
Ozan Balcı, hayallerini kentin hayalleriyle örtüştürmüş. Onlarca başarılı projeyi hayata geçirmiş. Ortak aklı kentte hakim kılmış… Çömert insanların kentinde 'Kazan kaynıyor mu, soba yanıyor mu?' mottosu ile dertlere çare olunuyor… Vali beyin sinerjisi tüm kente yansımış… Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali… Mesleğinin aşığı… Dünyanın en büyük mermer yataklarının Tokatta olduğunu ekliyor. Halk Eğitim merkezlerinde kadınlarımıza dönük başarılı işlere imza atıyor. Sadece eğitim değil taş merakı, ilgimi çekiyor.
Tokat'ta 7 çeşit özel taş çıkıyormuş.
Duymamıştık… Olağanüstü renklere sahip… Bu taşlar önümüzdeki süreçte takı olarak kentin ekonomisine değer katacak. Ve ekliyor… 'Uluslararası taş şenliği ve sempozyumu için çalışıyoruz…' Özetle Tokat çalışıyor… Uyum ve birliktelik yakalanmış… Ben geç kalmışım, siz öyle yapmayın.
Tokat ve Tokatlı sizi bekliyor…