Şehitler… Evlatları… Gözü yaşlı eşleri… Bağrı yanan analar… Kaldırma 'evlat!' diyerek yığılan aslan babalar… Ve gaziler… 'Vatan' savunmasında önden gidip şahadete niyet etmişken hainin kurşunu ile uzuvlarını millete ve istiklale feda edenler…
Yüzyıllardır vatanın bağımsızlığı ve milletin selametinin teminatçısı, kadim devletimizin tapusu onlar…
Bayrakların 'al' türküsü, şanlı destanların sahibi onlar. Asil Türk milleti nereye otağ kurup 'vatan' eylemeye niyetlendiyse önce şehit verdi; onların kanları üzerine devletini kurdu, otağını açtı. Sonra gazilerin şanlı savunması ve onuru ile devletini bina etti. Bu millet varlık ve bağımsızlığı için her daim şehit ve gazi vererek bedel ödedi. Kurduğumuz o devleti yaşatanlar da yine onların evlatları, bu milletin 'ölürsek şehit kalırsak gazi oluruz, yeter ki vatan selamette olsun' duruşu oldu.
Bugün mazlumun yanında zalimin de karşısında hem içeride hem de dışarı da mücadele eden devleti adına, cephede çarpışan milletimizin yiğit evlatları dün olduğu gibi bugün de ata toprakları, yurdu için bedel ödemeye, koşuyor…
O şanlı ruhunu öyle bir koruyor ki; bugün vatansızların hain kurşunları ile toprağa bir gül gibi düşen o aslanlara 80 milyonla ağıt yakıyoruz. Bedel ödediği devleti toprağı kurumadan intikamını alıyor.
Ve al bayrağı devralanlar… Bir bayrak altında tek vatan üzerinde bağımsız bir ülke bırakan o kahramanların ailelerinin vakur duruşu göz pınarlarında yaş, yüreğimizde sızı bırakıyor. Helal olsun…
Onlardan biri: Diyarbakır'da PKK'lı teröristlerce şehit edilen 26 yaşındaki Ahmet Alp Taşdemir'in şahadeti karşısında o duruşu bozmayarak, al bayrağı göğsüne takıp evladının cenaze namazını kıldıran baba varken; kucağında bir yaşındaki evladı ile yas tutan şehidin eşi Yeşim Taşdemir'in "Dik durun, ezanı susturmadı, bayrağı indirmedi. Başınız dik olsun. Ağlamayın, düşmanları sevindirmeyin" sözleri varken bu vatanı kim bölebilir. Bu ruha kim dokunabilir. Kenetlenen bu milleti kim ayrıştırabilir.
Bize düşen şehitlerin önce vatan, sonra yar olan emanetlerine sahip çıkmak, şanlı gazileri bir ömür minnetle korumak.
Şehit ve gazi bu devletin tapusudur ve o tapuya el uzatan, dil uzatan kim olursa olsun bedelini öder.
Devlet varlığının teminatına uzanan tüm kirli elleri ya kırar ya da kırar…