Nisan yağmurlarıyla büyüdük… Ama 'nisan karı'nı ne dinledik ne duyduk. Şimdiler de nisan kar'ı ile güne uyanıyoruz. 'Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır' sözü 'Nisan kapıdan baktırır kazma kürek yaktırıra' dönüştü. Sert geçen bir kış mevsimi bahara da ipotek koymuş durumda.
Mevsimsel geçişler vücut direncine göre etkili oluyor. Nisan gribine dikkat etmeli. Anneannemin takvimine göre bugün baharın ilk günü… Tanıklık ettiğimiz yağışlar ise bahar öncesinin.
Her bahar kendine özgü yaşansa da… Bu bahar ülkemizde çifte bahar olsun istiyorum. Siyasi partilerin milletvekili listelerini Yüksek Seçim Kurulu'na teslim edilmesinin ardında yorumlar da ardı ardına geldi. Hiçbir genel başkan sandığa gömülmek için liste yapmaz.
Hedef sandıktan en çok milletvekili ile çıkıp iktidar olmaktır. Bireysel anlamda çıkılan bu yolculukta ise meclise gelebilmektir hedef… Tüm yorum ve analizler 'o' şöyle olursa' diye başlayıp 'Bu böyle olursa' ile matematiksel sonuca taşınıyor. Tamamının haklı bakış acısı olabilir. Hangi pencereden bakıldığıdır önemli olan. Listeye giremeyenler üzerinde küçük çaplı analizler yapılmış olsa da cılız kaldı.
Girenler 'mutlu' giremeyenler 'mutsuz' ifadesi düz mantık. Gönül vermişliktir esas olan…
'Çifte bahar' demiştim ya… Hem mevsimsel bahar hem de sandığın ülkemiz üzerinde bahar havası getirmesini diliyorum. Provokatif eylemler yaşanmasın.
Sağduyu, kardeşlik, saygı ve sevginin yeşerdiği bir süreç olsun. Yine aynı topraklar üzerinde 8 Haziran günü hayata kaldığımız yerden devam edeceğimiz gerçeğini unutmamalıyız. Unutmayalım ki yüz yüze bakamayacağımız nefret dili geliştirmeyelim. Biz birlikte Türkiye'yiz… Birkaç cümlede kardeş Azerbaycan için yazayım. Önceki hafta sonu mesleki bir seyahat için Bakü'de bir dizi ziyaretlerde bulundum. Kardeş sevgisinin sözde değil özde yaşandığı günlere tanıklık ettim. Kendi evinizde olduğunuz hissini yaşatmak için herkes seferber. Sevip sevildiğini görmek çok güzel bir duygu idi…
Sağlık ve mutluluk dolu bir hafta olsun…