Halka açık alanlarda yer alan tuvaletlerin kullanımı konusunda toplum olarak herkesin çekinceleri vardır. Uzman Psikolog Aslı Akiş, bunun nedeninin çocukluk çağında verilen eğitim modelinden kaynaklandığını söylüyor. Türkiye'deki anne-babaların herkese açık olan tuvaletlere karşı tutumlarını kapsayan araştırma sonuçlarını değerlendiren Uzman Psikolog Aslı Akiş, umumi tuvalet kullanım eğitiminin çocukluk döneminde verilmesi gerektiğini belirtti ve bunun nedenlerini açıkladı. Ayrıca, Unilever Ev Bakım Kategorisinden Sorumlu Pazarlama Direktörü Çiğdem Yıldız, araştırmayı yapmaktaki amaçlarını
Tuvalet Hijyeni Araştırması, Türkiye'de umumi tuvaletlere karşı tutumumuzun pek iç açıcı olmadığını ortaya koydu. Sizce bunun altında yatan nedenler nelerdir?
Türkiye'nin önde gelen hijyen markası Domestos tarafından 19 Kasım Dünya Tuvalet günü vesilesi ile bağımsız bir araştırma kuruluşuna yaptırılan Tuvalet Hijyeni Araştırması, bu anlamda ilginç veriler ortaya çıkardı. Bu araştırmaya göre, toplumun çoğu halka açık olarak kullanılan umumi tuvaletlerin hijyenik olmadığını düşünüyor. Kadınların yüzde 90'a yakını mecbur kalmadıkça dışarıda yer alan umumi tuvaletleri kullanmıyor. Bu sorunun temelinde çocukluk çağındaki eğitim yer alıyor. Anne ve babalar tarafından "Dışarıdaki tuvaletler pistir" inancı aşılanan çocuklar, büyüdüklerinde umumi tuvaletlerin pis olduğu genellemesiyle hareket ediyor.
Yani bunun nedeni anne-babaların hatalı tutumları mı?
Çoğunlukla evet. Çocuk böyle genellemelerle büyüdüğünde dışarıdaki tuvaletleri genel anlamda pis algıladığı için kullanımı da kötü, özensiz oluyor. Ancak bir de bunun sosyal psikolojik tarafı var. Bu alana girdiğimizde iç toplum ve dış toplum kavramları karşımıza çıkıyor. İç toplum dediğimiz çekirdek ailemiz ve evimiz; dış toplum ise evimizin ve çekirdek ailemizin dışıdır. Çocuğa iç toplumda güven, dış toplumda güvensizlik ortamı olduğu inancının aşılanması da kendi evimizin dışındaki alanları daha kötü kullanmamıza sebep olabiliyor.
Çocuklar bu konuda küçük yaştan itibaren nasıl eğitilmeli?
Çocuk 3 yaş civarında anne-babanın söylediklerini ve yaptıklarını model alarak öğrenir. Eğer anne ve babanın söylemiyle eylemi birbirine uymuyorsa bu önemli bir karmaşa yaratır. Bir anne çocuğuna "tuvaleti temiz tutalım" dediğinde, yanında tuvaleti kötü kullanıyorsa söylemin bir anlamı kalmıyor, çünkü davranış onu desteklemiyor. Bu konuda dikkat edilmesi gereken diğer bir konu, dışarıdaki tuvaletlerin çocuğa yabancılaştırılmaması, bütün genel tuvaletlerin mikrop ve hastalık yuvası gibi algılatılmaması.
Sanırım çoğumuz umumi tuvaletleri böyle görüyoruz…
Haklısınız. Ancak bunu çocuğa aşılamakla yanlış yapıyoruz. Temizliği, hijyeni ve mikrobu öğretmekle, tuvaletleri her kötülüğün yuvası olarak aşılamak farklı şeyler. Bunu bazen karıştırıyoruz. Anne olarak çocuğa bu inançları aşılarken ne düşünüyoruz? Tuvaleti pis ve mikrop yuvası olarak görüyor ve ona göre hareket ediyoruz, değil mi? "Benden öncekiler hastalıklı ve pis bu nedenle ben de bu tuvalete oturduğumda mikrop kapacağım" düşüncesini çocuğa aşılamak doğru değil. Aksi halde "Ben temizim, sağlıklıyım; diğer herkes hastalıklı" gibi bir düşünce oluşur.
Toplum olarak rahatsızız tuvaletlerden. Ama biz temiz kullanıyoruz, değil mi? Peki kim kirletiyor?
İşte burada sosyal psikolojik nedenler devreye giriyor. "Biz toplum olarak tuvaletleri çok pis kullanıyoruz. Yanlış yapıyoruz ve yanlış yapanlar grubunun içindeyiz. Fakat aynı zamanda da şikayetçiyiz.". "Peki, değiştirmek için ne yapıyorsun?" diye sorulduğunda ise işler biraz karışıyor. Dediğiniz gibi, diyelim ki tuvaletler pis, peki, kim pis bırakıyor? Sosyal psikolojide "Sorumluluğun dağılması" kavramı vardır. Bir sorumluluğu grup olarak kabullenmek, üstümüze alınmak daha kolaydır. Yani yanlış olan bir durumdan ötürü tek bir kişiyi suçlamamak… Bu noktada çevrenin ahlak anlayışını kendi davranışlarında bir rehber addetme durumu vardır. Sanki kötü bir olay olurken sen orada yokmuşsun gibi… Tuvalette bir başımıza ve serbestiz! Biri izliyor olsa, davranışlarımızla ilgili sorumluluğu daha düzgün bir şekilde alabilirdik muhtemelen. İzlenmeyi bırakın, tuvalette sıra varken bile, bizden sonraki için tuvaleti temizlemiyor muyuz? Neden, çünkü bizim yaptığımızı anlayacak.
Çocuğun tuvalet hijyeni eğitimi hakkında, anne-babalara neler önerirsiniz?
• Öncelikle çocuğu tuvalet sırasından itibaren rahatlatın.
• Kendi gerginliğinizi çocuğa yansıtmayın.
• Çocuğun tuvalet esnasında elbette pis yerlerle temas etmesini engelleyin, ancak yüksek tonda bağırarak ve sürekli pis, kaka gibi sözleri tekrar ederek değil. Neticede çıkışta ellerini yıkayacaksınız.
• Kendiniz de kullanımınızla örnek olun.
• Çocuk tuvaletini yaptığında evdeki alışkanlıklarını dışarıda da sürdürmesini sağlayın. "Şimdi sifonu çekiyoruz…" gibi uyarıları sevgi tonuyla söyleyin.
Unilever Ev Bakım Kategorisinden Sorumlu Pazarlama Direktörü Çiğdem Yıldız: "Tuvalet hijyen sorununu çözmek istiyoruz"
Domestos markası olarak hijyen konusunda üstlendiğimiz sosyal sorumluluk ve misyon gereği ev dışı ihtiyaçlara da duyarlıyız ve dışarıdaki hijyenle de yakından ilgiliyiz. 2011 yılından bu yana TEGV iş birliği ile yürüttüğümüz Eğlen, Öğren, Hijyen Projesi, çocuklara temizlik, hijyen ve mikrop eğitimi verme konusunda hayli yol aldı ve 267 bin çocuğa ulaştı. Bu sene 19 Kasım Dünya Tuvalet Günü'ne dikkat çekmek için gözümüzü umumi tuvaletlere çevirdik. Bu nedenle bu yıl Hijyen Eğitimi programımıza tuvalet kullanımını da eklemeye karar verdik. Böylece çocukluğumuza kadar inen umumi tuvalet hijyeni sorununu çözmeye Domestos olarak katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.