Doğumdan sonra, her daim size ihtiyaç duyan minik bebeğinizle yepyeni bir yaşam bekliyor sizi. Neredeyse tüm gün kollarınızla sarıp sarmaladığınız, koklamaya doyamadığınız mucizenize her geçen gün şükrediyorsunuz. Tüm bu büyülü mutluluk tablosunun içine belki de iş yaşamınızı koymayı hiç istemiyorsunuz, ama gün geçtikçe de, bu gerçekle yüz yüze kalacağınızı biliyorsunuz: İşe dönüşle... Belki dönüp dönmeme arasında kararsızlık yaşıyor belki de dönmek zorunda olduğunuz gerçeğini kabul etmekte güçlük çekiyorsunuz. Her ne olursa olsun, bu konuda kendinizi çaresiz hissettiğiniz zamanlar olabilir. Aile ve Çocuk Gelişimi Uzmanı Psikolog Sinem Olcay, doğru bir zaman planlaması ve içgüdüler ile annelerin iş hayatına geri dönebileceklerini söylüyor. Önemli olan verdiğiniz karardan dolayı suçluluk duymamanız, mutlu olmanız.
Çözüm aileden aileye farklılık gösteriyor
Yapılan pek çok araştırma, çocukların hem fi ziksel hem de psikolojik açıdan sağlıklı gelişimi için doğumdan itibaren sabit bir bakım verenle (anne, baba, bakıcı, büyükanne, büyükbaba gibi) süreklilik içeren sevecen bir ilişki içinde bulunmasının şart olduğunu gösteriyor. Ancak günümüzde, annenin iş hayatına dönme zorunluluğu, güvenilir bir bakıcı bulamama, kreşlerdeki bakımın yetersizliği gibi sebeplerle pek çok çocuk süreklilik içeren sevecen bir ilişki deneyiminden mahrum kalıyor ve gelişimsel açıdan dezavantajlı duruma düşüyor. Bu durumun bilincinde olan çoğu anne, işe dönme kararını verirken fazlasıyla zorlanıyor ve genelde yoğun suçluluk duygusu yaşıyor. Bebekleri için en iyisinin ne olduğunu öğrenmek isteyen annelerin aklında "Bebeğimi bırakıp işe başlamak için en doğru zaman hangisi?", "Kreşe başlatmak için doğru yaş ne?" gibi sorular oluyor. Aslında, çocuk bakımını düzenleme ve işe geri dönme konusundaki kararları belirleyecek tek ve net bir kural maalesef ki bulunmuyor. Her aile kendine özgü şartlar içinde yaşıyor ve en iyi çözümün ne olduğu aileden aileye farklılık gösteriyor. Gelişimsel açıdan bakıldığında, şartların mükemmel olduğu bir dünyada yaşamın ilk yılları boyunca anne ve/veya babanın evde olup günün büyük kısmını bebekleriyle birlikte geçirmeleri gerekiyor. Ama gerçek hayat koşulları, sosyal ve ekonomik baskılar ve kadının iş hayatındaki rolü bu idealin gerçekleşmesini engelliyor.
Kilit nokta: Ilımlı ve ölçülü olmak
Anneliğin büyük bir iş olduğunu, belli bir zaman aralığına indirgemenin ya da iş saatlerinin arasına sıkıştırmanın çok kolay olmadığını bilmek gerekiyor. Yapılan araştırma ve gözlemler annelik rolünde ılımlı ve ölçülü olmanın kilit nokta olduğunu gösteriyor. Haft alık 40 saati aşan iş temposunun hem anneye hem bebeğe çok fazla geldiğini araştırmalar kanıtlıyor. Diğer taraft an kendini çocuğuna tamamen bağlayan, çocuktan uzak vakit hiç geçirmeyen annelerin de en sonunda bunaldığı görülüyor. Yarım zamanlı işler ya da iş saatleri konusunda esneklik en az suçluluk yaratan ve en fazla tatmin sağlayan seçenek gibi gözüküyor. Ama maalesef ki çoğu iş, yarım zamanlı yapılamıyor ve bazen ailenin fi nansal durumu her iki ebeveynin de tam zamanlı çalışmasını gerektiriyor. Eğer ebeveynlerden biri için iş saatlerini azaltma fırsatı varsa, yaşamın ilk yıllarında bu fırsatı değerlendirmek önem taşıyor.
Çocuğun sürekli olarak iyiliğini garantileyecek bir formül yok
Pek çok anne, mükemmel çocuk yetiştirmeyi garantileyecek tek bir seçenek olduğuna inanmak istiyor. Kendine güvenen, ayrılma problemi ya da güvensizlikleri olmayan bir çocuk hayal ediyor. Bir çocuğun sürekli olarak iyiliğini garantileyecek bir formül bulunmuyor. "Anne mutlu olursa çocuk da mutlu olur." ya da "İlk 3 yıl evde olursam çocuğum için her şey mükemmel olacak." gibi basit cevapların olabileceğine inanmak istense de bilinmeli ki ebeveynin işle ilgili tercihi ne olursa olsun bütün çocuklar yaşamlarının belli zamanlarında zorlanıyor ve mücadele yaşıyorlar. Anne ve çocuk arasındaki özel bağın çok farklı koşullarda ve pek çok fırtınaya rağmen gelişmeye devam ett iğini bilmek gerekiyor. Çalışan anneler de evde olan anneler de çocuklarıyla sağlıklı, sevecen ve güçlü bir ilişki sürdürebiliyorlar.
"Seçiminizle ilgili rahat olun"
Durumunuzla ilgili ne hissett iğiniz ve stresle nasıl başa çıktığınız bebekle olan ilişkiniz açısından çok önemlidir. Eğer evde olmak ve işe dönmemek anneye büyük bir hayal kırıklığı ya da mutsuzluk yaşatıyorsa, bu durum çocukla evde doğru şekilde etkileşim kuramamasına neden olur. Anne, işe dönme veya dönmeme kararının arkasında olmalı ve bu kararını kabul ederek, yaşamına mutlu bir şekilde devam edebilmelidir.
Psikolog Sinem Olcay
"Çalışan annelerin yasal hakları"
Kadın işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 74. maddesine göre; kadın çalışanlar doğumdan önceki 8 haftalık sürede (doğuma 2 ay kala) çalıştırılamazlar. Çoğul hamilelik durumlarında bu süre 10 haftadır. Ancak anne adayının sağlık durumu iyiyse doğuma 3 hafta kalaya kadar, yani 37. haftaya kadar doktor izniyle çalışabilir. Çalışan kadınların doğuma 3 hafta kala izne çıkması zorunludur. Çoğul hamilelik halinde doğumdan önceki süreye 2 hafta daha eklenir. Yani toplamda 18 haftalık bir doğum izni ortaya çıkar. Eğer talep edilirse 6 aya kadar ücretsiz izin kullanılabilir. Hamilelik döneminde anne adaylarına kontrolleri için işveren tarafından gerekli izin verilmelidir. Bu izin süreleri çalışan memurlar için de geçerlidir. Devlet memuru olan kişinin eşinin doğum yapması halinde 10 günlük doğum izni kullanma hakkı vardır. Doğumdan sonra işçiler talep etmeleri halinde 6 aya kadar ücretsiz izin kullanabilir. Kadın memura doğum tarihinden itibaren geçerli olabilecek 24 aya kadar ücretsiz izin verilir. Çalışan işçi annelere 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilir. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır. Bu süreyi nasıl ve ne şekilde kullanılacağını işçi kendisi belirler. Ayrıca işçi dilerse bu süreyi haftada bir gün izinli olarak da kullanabilir. Memurun süt iznini kullanacağı saat aralığının yanı sıra günde kaç kez kullanacağı annenin tercih hakkı olup bunun yanı sıra süt izninin hangi saatlerde kaç aralığa bölüneceği yine annenin tercihiyle işverene sunulur. Kadın memura annelik izninin bitiminden itibaren ilk 6 ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde 1.5 saat süt izni verilmiştir. Kadınlar erken doğum nedeniyle hakları olan fakat kullanamadıkları izinlerini doğum sonrasına aktarabilirler.
Avukat Emel Özbek