Hamileliğin 20. haftasından önce ve bebek 500 grama ulaşmadan gerçekleşen iki veya daha fazla düşüğe, tekrarlayan düşük deniyor. Genetik faktörler ise düşüğün en önemli sebebi. Kadın Sağlığı, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr.Seval Taşdemir, tekrarlayan düşükler hakkında bilgi verdi.
Düşük nedir?
Düşük, hamileliğin 20. haftadan (139 günden) önce sonlanmasıdır. Düşükte, ağırlığı 500 grama ulaşmamış fetus (gelişmekte olan bebek) atılır. Hamileliğin en sık görülen komplikasyonu düşüktür. Kesin olarak bilinmemekle birlikte hamileliklerin düşükle sonlanma ihtimalinin yüzde 15-40 arasında olduğu düşünülür. Birçok kadın çok erken dönemde düşük yaptığından düşüğü ağır bir adet kanaması zannederek fark edemeyebilir. Düşüklerin yüzde 75'i 16. hamilelik haftasından, yüzde 62'si 12. hamilelik haftasından önce gerçekleşir. Hamilelik ilerledikçe düşükle sonlanma ihtimali azalır. 20. hamilelik haftasından önce ve bebeğin ağırlığı 500 grama ulaşmadan gerçekleşen iki veya daha fazla sayıdaki düşüğe tekrarlayan düşük denir. Tekrar düşük yapma ihtimali ilk düşükten sonra yüzde 25, ikinci düşüğü takiben yüzde 30 ve üçüncü düşüğü takiben yüzde 40'tır.
Düşüklerin belirtileri
Düşüğün ilk bulgusu vajinal kanamadır. Bu açık renkli bir kanama olabileceği gibi vajinal salgılarla karışık koyu kahverengi bir kanama da olabilir. Vajinal kanama saptandığında hemen sizi takip eden doktora başvurmanız gerekir. Anne adaylarının yüzde 70'inde hamileliğin ilk haftalarında lekelenme şeklinde kanamalar görülebilir. Hamileliğin ilk haftalarında meydana gelen lekelenmeler, embriyonun rahme tutunması sırasında görülür.
Bulantı bir anda geçerse
Hamileliğe bağlı bulantı ve göğüslerde gerginlik gibi bulguların birden kaybolması hamileliğin sağlıklı devam etmediğinin göstergesi olabilir.
Beslenme biçimi yaş ve stres etkiler
Anne adayının yaşı: Anne adayının yaşı ilerledikçe düzenli cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen hamilelik elde edilene dek geçen süre uzar ve hamileliğin sağlıklı olarak devam etmesi zorlaşır.
Anne adayının yaşının düşük ihtimali üzerine olan etkisi
20 yaş altı: % 9.9
20-24 yaş arası: % 9.5
25-29 yaş arası: % 10
30-34 yaş arası: % 11.7
35-39 yaş arası: % 17.7
40-44 yaş arası: % 33.8
44 yaş üstü: % 53.2
Baba adayının yaşı: Baba adayının 50 yaşın üzerinde olması, genetik anomali görülme olasılığını artırarak düşüklere neden olabilir.
Trombofili: Hamilelik süresince anne adayının rahminde ve plasentada pıhtı oluşması engellenir.
Egzersiz: Hamileliğin ilk üç aylık döneminde, hamilelik öncesinde yapılan hafif egzersizlere devam edilmesinde sakınca yoktur. Hamileliğin ilk haftalarında vajinal kanaması olan anne adaylarının egzersiz yapmaktan kaçınmaları lazım.
Cinsel yaşam: Normal hamileliklerde cinsel aktivitenin kısıtlanmasına gerek yoktur.
Beslenme: Çiftlerin sağlıklı beslenmesi, yumurta ve sperm kalitesini ve döllenmeyi etkiler. B12 vitamini eksikliği düşüklere yol açar.
Düşüğün en sık karşılaşılan nedenleri
Düşüğün birçok nedeni vardır. En sık görülen düşük nedeni, fetusun gelişimindeki anormalliklerdir. Çalışmalar, düşüklerin birçoğunun kromozom (genetik) anomalilerine bağlı olduğunu göstermiştir.
Genetik faktörler: Genetik faktörler, düşüklerin en önemli nedenlerinden biridir. Bireylerin her hücresinde 46 adet (23 çift) kromozom vardır. Bu kromozomların 23 tanesi anneden, 23 tanesi babadan gelir. 46 kromozom taşıyan embriyo oluşur. Bu sırada oluşan problemler kromozom sayısında anomalilere yol açar. Diğer bir kromozomal bozukluk translokasyondur; kromozom sayısı normal olmasına rağmen dizilim hatalıdır. Anne-baba adayında translokasyon olduğunda bu durum onlarda herhangi bir sağlık sorununa yol açmaz fakat yumurta veya sperm oluşumu sırasında genetik bilgi dağılımında dengesizlik meydana gelebilir. Bu durum anne-baba adayına yapılacak kromozomal inceleme ile belirlenir.
Anatomik nedenler: Tekrarlayan düşük yapan kadınların yüzde12-15'inde çeşitli rahim anomalileri vardır. Rahimde bulunan bölme, rahim içi yapışıklıklar, çift rahim, miyomlar ve rahim ağzı yetmezliği düşüklere yol açar.
Polikistik over sendromu (PCO): Yumurtalıkların üzerinde birçok kistin bulunduğu ve kistler arasındaki dokuların arttığı durumlar, polikistik over sendromu olarak adlandırılır. Polikistik over sendromu, kalıtımla geçer. Bu sendrom infertilite (kısırlık) ve hamilelik kayıplarına yol açan birçok immün problem ile ilişkilidir. Polikistik over sendromu olan kadınlarda kanda pıhtılaşma eğiliminin artması ve yüksek tansiyon sık görülen diğer problemlerdir. Kilo verilmesi, hastalığın tedavisinde önemli bir basamaktır.
Tiroid bezi hastalıkları: Tiroid bezinin az çalıştığı durumlarda; boyunda şişlik, boyun ve çene ağrısı, düşük vücut ısısı, şişmanlık, kabızlık, halsizlik, kısırlık ve düşükler sık görülen yakınmalardır. Tiroid bezinin çok çalıştığı durumlarda; sinirlilik, çarpıntı, nefes darlığı, ısıya dayanıksızlık, yorgunluk, göz kapaklarında şişlik ve gözlerde kuruluk ve tekrarlayan düşükler sık görülür.
Diyabet (şeker hastalığı): Kan şekerinin kontrol altında olmadığı anne adaylarında hamileliğin düşük ile sonlanma ihtimali artar. Şeker hastalığı olan kadınların hamilelikten iki ay öncesinden itibaren kan şekerinin kontrol altına alınarak insülin dozunun ayarlanması gerekir.
Enfeksiyonlar: Sifiliz, mikoplazma ve üreoplazma enfeksiyonları, klamidya enfeksiyonları, toksoplazmozis, herpes simpleks virüs enfeksiyonları, rubella (kızamıkçık) enfeksiyonu, sitomegalo virüs (CMV) enfeksiyonu ve varisella zoster (suçiçeği) enfeksiyonu; hamileliğin düşükle sonlanmasına yol açar.
Hazırlayan: Aytülike KESKİN
