Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk, bilgisayar oyunlarından kaynaklı şiddet olaylarına sık sık rastlandığını belirtti. Ankara'daki çekiçli cinayet olayının bu konudaki sıkıntıları gün yüzüne çıkardığını belirten Prof. Dr. Türk, "Şiddet unsuru içeren bilgisayar oyunları, çocukları etkileme potansiyeline sahiptir. Çocuklar önce gözlemler, sonra model oluşturur, modellere göre hareket etmek ister. Arkasından da bu modeller çerçevesinde harekete geçerek, gerçekleştirirler. Dijital oyunlarda en çok tehdit olarak gördüğümüz şeylerden bir tanesi 'sempatik şiddet'tir. Sempatik şiddetin ne olduğunu çocuklar bilmedikleri için, şiddetin sadece bilgisayar oyunlarında gördükleri gibi öldürmek veya vurmak ile sonuçlanıp, sonrasında hayatına tekrar devam edeceği düşüncesi hakim. Bu tür vakaların, ilgililer gerekli düzenlemeyi yapmazlarsa devam edeceğini düşünüyorum" dedi.
'SALDIRGANLIĞI PEKİŞTİRECEK ÖZELLİĞE SAHİP'
Dijital oyunlar ile ilgili birkaç önemli özelliğin olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Türk, "Dijital oyunlar, saldırganlığı pekiştirecek özelliğe sahiptir. Her yaptığınız öldürme ya da şiddet olayında size ödül vererek, sizi bir şekilde kutlar. Bu devam ettiğinde bütün araştırmaların söylediği şey; savaş oyunları ile saldırganlığın doğru anlamda bir ilişkisi söz konusu. Çocuklar durumun ciddiyetinin farkında değiller yaş itibariyle. Karşısındaki insanı öldürmenin karşılığında ne olacağının ya da yaptığı suçun ne kadar büyük olduğunun farkında bile değiller" diye konuştu.
'KARANLIKTA KALMAYI TERCİH EDİYORSA DİKKAT'
Prof. Dr. Türk, ailelerin çocuklarındaki sanal oyun bağımlılıklarını nasıl anlayacaklarına ilişkin şunları söyledi:
"Anlamak zor değil. Çocuklarda bizim gördüğümüz fiziksel, duygusal ve sosyal davranışlardan çocuğun dijital oyunlara bağımlılığı ile ilgili birçok emareyi görmekteyiz. Bunların başında fiziksel anlamda çocuklarınızda eğer kilo kaybı söz konusu ise, eğer sürekli olarak ağrılardan şikayet ediyorlarsa, gözlerinde kuruluk ve kızarma varsa çocuğun fiziksel anlamda bir bağımlılık içinde olduğunu söyleyebiliriz. Duygusal bağımlılık açısından baktığımızda, çocukların ev içinde huzursuz davranmaları, aile içinde yalnızlığı seçmesi, karanlıkta kalmayı tercih etmesi gibi birçok sebep çocuğun dijital oyun bağımlılığını gösterir. Sosyal olarak baktığınızda biz farkında değiliz; ama oyun içinde yazışma yaparlar. Bu dijital oyunlar sadece eğlence aracı değildir. Dijital oyunlar çocuğun hem bilinçsel hem duygusal, sosyal ve dil konusunda gelişmesini sağlayan araçlardır. Çocuğunuzun normal yaşamdaki konuşma dilinin farklılaştığını fark edeceksiniz. Daha argo kelimeler kullandığını görebilirsiniz. Antisosyal hareketlerin, evde kavga çıkarma, arkadaşları ile sürekli çatışma halinde olduğunu fark edebilirsiniz."
'YATTIKLARINDA TELEFON YANLARINDA OLMASIN'
Ailelerin iş hayatları nedeniyle evlerine geç geldiklerini, çocukların bu süre içinde evde yalnız kaldıklarını kaydeden Prof. Dr. Türk, "Yorgun olmamız onlarla ilgilenmememize neden oluyor. Aile içindeki iletişimsizlikler buna sebebiyet veriyor. Artık eskisi gibi çocuklar bilgisayarla oynamıyorlar, oyunları cep telefonlarına indiriyorlar. Bu yüzden cep telefonları ile ilgili bir denetleme ve kısıtlandırma olması söz konusu. Çocuklar yattıklarında cep telefonlarının yanlarında olmaması gerek. Belli saatlerde izin verilmesi gerek. Yasaklama yolu ile değil de çocuklara kendilerini geliştirmeye yönelik oyunlar teşvik edilebilir ve onlara katılabilirsiniz. Cep telefonlarını kullandığı saatlerde değişiklik yapabilirsiniz. Cep telefonlarını bir ödül gibi vermemeniz lazım" dedi.
Prof. Dr. Türk, dijital ve çevrimiçi oyunlar ile ilgili bir düzenlemenin olmadığını belirterek, bir düzenleme ile hem yaş aralığı hem de içerik kontrolünün yapılması gerektiğine vurgu yaptı.