ANNE İLE ÇOCUK İLİŞKİSİ SADECE BUGÜNÜ DEĞİL YARINI DA İNŞA EDER
Çocuğun bakım vereni ile yaşamın ilk yıllarında kurduğu ilişki, sonraki yıllarda onun sosyal ilişkilerini büyük oranda etkilemektedir. Bakım veren kişi çoğunlukla annedir. Annenin çocuğa verdiği emniyet duygusu ve sağlanan güvenli bağlanma koşulları, duygusal gelişim üzerinde büyük etki bırakır. Anneden yoksun kalan ya da güvenli bir bağlanma ortamı yakalayamayan çocuklar, ileriki yaşamlarında sosyal beceriler konusunda geride kalıyor, içe kapanıklık, yetersiz okul başarısı ve cinsel davranış bozuklukları gösterebiliyorlar.
ANNEDEN ÇOCUĞA BİR BAĞLANMA HİKAYESİ…
Çocuğun annesi ya da annesinin görevlerini üstlenen kişiyle kurduğu ilişki, yaşamın geri kalanında da referans olacak türden bir ilişkidir. Annenin verdiği sıcaklık, bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak konusundaki özeni, gerektiğinde orada olacağına dair güven duygusu, çocuğun ileride yaşayacağı ilişkilerde belirleyici olmaktadır. Biraz basite indirgersek çocuk anneyi nasıl algılarsa geri kalan insanları o şekilde bilir. Elbette çocuğun böyle bir ilişkiden çıkardığı tek sonuç annesiyle ilgili değildir. Çocuk kendi değerini de bu ilişkiye bakarak bulmaya çalışır. Olaylara göre gözlemler yapar ve öz benlik algısını tüm bunlarla birlikte oluşturur. John Bowlby ve arkadaşları tarafından geliştirilen Bağlanma Kuramı'na göre çocuk annesine 3
şekilde bağlanır.
GÜVENLİ BAĞLANMA
Annesiyle güvenli şekilde bağ geliştiren çocuklar, anneleri bulundukları odadan ayrıldığında üzülürler ama teselli edilebilirler. Anne geri döndüğünde ise bu kavuşmayı sevinçle karşılarlar. Anne ile aynı ortamda iken etrafta bağımsızca dolaşıp ara sıra annelerinin yanına dönerler. Tüm bağlanma şekilleri şüphesiz çocuğun kendi mizacından da etkilenir, sadece anneye bağlı bir süreç olduğunu söylemek annelere haksızlık olur. Ancak güvenli bağlanma sağlayan annelerin tipik özellikleri olduğu görülmektedir. Bu özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz. Çocuklarına emniyet duygusu veren anneler, çocuklarının ağlamalarına ya da yardım isteklerine karşı duyarlıdır. Çocukların isteklerine karşı tutarlı şekilde davranırlar. Çocuklarının göz teması ya da yakınlık kurma isteğini gördüklerinde olumlu ve ilgili şekilde yanıt verirler.
KAÇINGAN BAĞLANMA
Kaçıngan bağlanan çocuklar, anneleri yanlarında değilken ağlamazlar. Anne geri döndüğünde ise anneye karşı ilgisiz ve duyarsız görünürler. Mesafeli davranan, duygusal bağ kurmanın zor olduğu ve yeteri kadar özen göstermeyen annelerin çocukları kaçıngan ya da bir başka deyişle çekinceli bir bağlanma şekli benimsemektedirler.
KAYGILI - KARARSIZ BAĞLANMA
Annenin ya da bakım veren kişinin çocuğa karşı tutarsız davranışlar sergilemesi, çocuğu kaygılı ve kararsız bir bağlanma ilişkisine sokar. Bu türden bir ilişkide anne ortamdan ayrıldığında çocuk üzülür ancak geri döndüğünde de kaygıları hafiflemez. Çocuğun bağlanma ihtiyacı vardır ama anneye karşı da dirençli davranır. Tatmin edilemeyen güvenlik hissi ve ortamdaki tutarsızlık, çocuğun yetişkinlik dönemindeki ilişkilerine de yansıyacaktır. Çocuk sosyal ilişkilerinde yakınlık kurmak konusunda sorunlar yaşar. Çocuk ihtiyaç duyduğunda bakım veren kişiye ulaşamıyorsa kendini ihmal edilmiş ya da değersiz algılıyorsa bu durum yaşam boyu sosyal ilişkileri üzerinde etkisini gösterecek; yaşadığı bağlanma türüne göre depresyon, kişilik bozuklukları ve kronik korku gibi sorunlara yatkın hale gelecektir.