Her gün yeni bir şeyler öğreniriz. Kimi zaman büyüklerimizden, kimi zaman ise küçücük bir çocuktan… Öğrendikçe şekillenir, değişir hayatımız. Öğrenmenin sonu yoktur. Çocuklar bazen öğrenme konusunda sıkıntılar yaşayabilir, çünkü karşısındaki kişi çok sıkıcı olabilir. Oysa öğrenmek, çocuklar için her zaman büyük bir eğlenceye dönüşmelidir. Öncelikle her çocuğun farklı bir öğrenme biçiminin olduğu, unutulmaması gereken önemli bir nokta. Psikiyatrist Özlem Mestçioğlu Gökmoğol, çocukların nasıl öğrendiğini anlattı ve onlara öğrenmeyi sevdirmeniniz için önerilerde bulundu. Doğru öğrenme ve öğretme biçimleri, aslında çocukların hayatına yön verecek kadar önemlidir. Yaşadıklarından öğrendiği şeyleri ifade etmesinde onlara her zaman destek olunmalıdır.
Çocuklar doğal öğrenciler
Öğrenmenin amacı; gereksinimi karşılamak, etkinliği arttırmak, koşullara daha iyi uyum sağlamak, potansiyelini tam olarak ve bilgiyi iyi kullanmaktır. Gözlem-algılama-anlama, yorumlama uygulama, sınama ve son aşamada yansıtma süreçlerini izleyerek öğreniriz. Öğrenme sürecinde konuyu görsel simgelerle birleştirmek, yaratıcı ve mantıksal işlevlerin birbirini desteklemesini sağlamak, aşırı genellemelerden kaçınmak, sürece aktif katılmak, sık geribildirim almak, öğrenme arzusunu sürekli canlı tutmak için etkileşim ve mizahı kullanmak öğrenmeyi kolaylaştırır. Çocuklar doğal öğrencidirler. Her zaman yeni şeyler öğrenmeye meraklıdırlar, ilgili, istekli ve coşkuludurlar. Çocuklara bir şey öğretirken her birinin ayrı bir öğrenme stili olduğuna dikkat etmek ve bu konuda duyarlı olmak çok önemlidir.
Çocuklar nasıl öğrenir?
Yaşayarak
Ünlü bir Çin atasözü der ki; "Duyarım unuturum, görürüm hatırlarım, yaparım anlarım. Bir tehlikeyi anlayabilmesi ve tehlike olduğunu öğrenebilmesi için çocuğun o tehlikeye çok yakınlaşması gerekebilir.
Duyu organları yoluyla
Ne kadar çok duyu organları devreye girerse öğrenme süreci de o kadar kolaylaşır ve hızlanır. Öğrenilen bilgiler de daha kalıcı olur.
Dil yoluyla
Çocukların edindikleri deneyimler hakkında konuşmaları, düşündüklerini, hissettiklerini söylemeleri ve bu konuyla ilgili büyüklerin düşünce ve duygu paylaşımlarını duymaları bu deneyimden bir şey öğrenebilmeleri için çok önemlidir. Heyecanla eve gelen ve yaşadığı günü anlatan çocuğunuzu mutlaka dikkatle dinleyin ve yaşadıklarından bir şey öğrenmesini istiyorsanız duygularını ve düşüncelerini ifade etmesi için onu teşvik edin. Soru sormalarına olanak tanıyın ve olabildiğince sorularını yanıtlamaya çalışın. Çevredeki nesneleri adlandırmaları da öğrenme süreci açısından değerlidir.
Hareket ederek
Özellikle bazı çocuklar öğrenme sürecinde daha hareketlidirler. Ancak bütün çocuklar hareket halindeyken çevrelerini yakından izler ve kaydederler. Hareket onlar için bir tür öğrenme aracıdır, sadece enerjilerini boşaltmazlar, yeni şeyleri fark eder, dener ve öğrenirler.
Motive edilerek
Çocuklar takdir-ödül yoluyla öğrenirler. Olumlu deneyimler yaşama, yaptıklarından dolayı tebessüm, sırt sıvazlama, aferin tarzı takdir sözleri duyma hem öğrenme isteğini hem de öz güveni arttırır.
Taklit ederek
Çocuklar çevresindeki insanları model alarak öğrenirler. Çocukların öğrenme sürecinde anne babalara bu nedenle çok büyük rol düşer. Çocuklar söyleneni değil, doğrudan davranışı taklit ederler ve o davranışı doğru, işe yarar kabul ederek benimserler.
Tekrar etme yoluyla
Çocuklar deneme yanılma yoluyla öğrenirler. Çocuklara denemeleri, seçim yapabilmeleri için özgür bir alan bırakmak, cesaret vermek öğrenme süreçlerini kolaylaştırmak açısından değerli ve önemlidir. Çocuklarınızın hata yapmasına izin verin. Hata yaptıktan sonra bir değerlendirme yapılıp hata yaptığı için yargılanmazsa çocuklar hatalarından çok şey öğrenir. Eleştiri yerine geribildirimi kullanmak, eleştiriyi yapıcı tarzda yapmak çocukların öğrenme sürecini kolaylaştırır.
İletişim kurarak
Sosyalleşmeye 3 yaşından sonra başlayan çocukların arkadaş olan ortamlarda zaman geçirmeleri pek çok davranışı geliştirmelerini sağladığı gibi öğrenme süreçlerini de hızlandırır. Bu yüzden yaşıtlarıyla zaman geçirmesi önemlidir.
Pozitif çevre etkisiyle
Sevildikleri, korundukları, güvende olduklarını hissettikleri yerlerde çocuklar çok daha kolay öğrenirler. Fiziksel gereksinimleri karşılandığında İyi beslenen, uykusunu almış, sosyal desteği olan çocuklar daha kolay ve hızlı öğrenirler.
Her çocuğun kendine özgü bir öğrenme biçimi var!
Okuduklarımızın yüzde 10'unu, işittiklerimizin yüzde 20'sini, gördüklerimizin yüzde 30'unu, hem işitip hem gördüklerimizin yüzde 50'sini, söylediklerimizin yüzde 80'ini ve sözlerimize davranışları eklediğimizde yüzde 90'ını hatırlarız. Öğrenme süreçlerinde dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalardan biri de her çocuğun kendine özgü bir öğrenme biçimi olduğudur. Öğrenme biçimleri genellikle şöyle sınıflandırılır:
Dokunsal öğrenme: Bu çocuklar daha yavaş hareket eden, oldukça duygusal, az ve öz konuşan, dokunmaya çok önem veren çocuklardır. Çalışırken müzik dinlemeyi severler, plan yapmayı pek sevmezler, somut şeyleri daha kolay kavrarlar. Dokunsal öğrenenler; ders çalışırken sık ara vermelidirler. Sözel bilgileri öğrenirken hareket etmek, not tutmak veya yazı yazmak dikkatlerini daha iyi toparlamalarına yardımcı olur. Onları bir masada çalışmaya mahkum etmek doğru olmaz. Ayrıca deneylerle çok daha kolay öğrenirler.
İşitsel öğrenme: Bu çocuklar kelimeleri seçerek kullanırlar, ritimli konuşurlar, sözlerinin kesilmesinden hiç hoşlanmazlar. Grup çalışmalarına yatkındırlar, gürültüden çok rahatsız olurlar. İşitsel öğrenenler; ses olmayan yerde daha rahat ederler, yüksek sesle ders çalışmak onlar için daha öğretici olur, ayrıca arkadaşlarla çalışmak daha verimli sonuçlar elde etmelerine yol açar.
Görsel öğrenme: Bu çocuklar hızlı konuşurlar, özel yaşamlarında titiz ve düzenlidirler, okumaya düşkündürler. Görsel öğrenenler; düzenli not tutarlarsa ve ortamları derli toplu olursa daha rahat öğrenirler. Sessizliği tercih ederler. Renkli materyallerden hoşlanırlar.
Öğrenmeyi kolaylaştırın!
Hazırlayan: Başak doğru