YENİ MEDYANIN ETKİLERİ DOĞRU GÖZLEMLENMELİ
Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen açılış töreninde konuşan İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör, hayatımızın içerisinde yeni bir olgu olarak yer alan yeni medyanın, kısa sürede gelişerek hızla toplumsal dokulara ve kültürün içine eklemlendiğini söyledi. Bir olgunun toplumsal ve kültürel bir olgu olarak tanımlanmaya başlamışsa, bir toplumun dokuları arasında yer almaya başlamışsa artık toplumsal dönüşümü etkileyeceğini de belirten Güngör, üniversitelerin bu süreci doğru şekilde izleyip gereken önlemlerin alınmasında önemli bir görev üstlendiğini kaydederek "Bu etkinin yönünü belirlemek çok önemli, eğer topluma giren yeni dinamiği kendi haline bırakırsanız o toplumsal değişimin ne tür etkilere neden olacağını kontrolsüz bırakırız. Bu durumda daha sonra ortaya çıkacak olumlu ya da olumsuz her tür süreçten biz sorumluyuz demektir. Üniversitelerin görevi toplumsal hayatın içerisine dahil olan yeni dinamikleri anında gözlemlemek, anında ve doğru izlemek, doğru yöntemlerle izlemek ve bu toplumsal eklemlemelerin doğru bir sentezleme ile yol almasını sağlamaktadır" dedi. Prof. Dr. Nazife Güngör, çalıştayda gerçekleştirilecek komisyon çalışmalarından çıkacak görüş ve önerileri Milli Eğitim Müdürlüğü'nün destekleri ile ilgili kurumlarla paylaşacaklarını söyledi.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ORTAYA KONULACAK
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Yenğin de iletişimde bir değişim ve dönüşümün yaşandığını, bu durumun toplumun temel taşı olan aileyi etkilediğini belirterek "Toplumun her kesimini etkiliyor, bireylerin alışkanlıklarını da belirliyor, bir yaşam biçim sunuyor, bir yaşam biçimi oluşturuyor. Toplumun temel taşı aile de yeni medyayı seviyor ve kullanıyor. Yeni medya aile yaşamının içine yerleşiyor. Bu çalıştayda yeni medyanın etkileri tartışılacak, oluşturduğu sorunlar belirlenecek. Çözümler bulunacak, yeni medyaya bağımlılık tartışılacak. Yeni medya ve etik masaya yatırılacak, anne baba çocuk iletişiminde yeni medyanın etkisi belirlenecek. Yeni medya ve sağlık sorunları irdelenecek. Sosyal politikalar ve hukuki iyileştirmeler bağlamında tüm etkiler ve sorunlara çözüm önerileri üretilecek" dedi.
ÇALIŞTAYDAN ÇIKACAK SONUÇLARI YOL HARİTASI YAPACAĞIZ
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı da bu tür çalışmaları her zaman desteklediklerini belirterek 2023 vizyonunda çok net belirttikleri gibi okul, çocuk, öğrenci ve ailenin bütünleşmesinin önemine vurgu yaptı. Üniversitelerin çoklu katalizör görevi gördüğü çoklu çalışmaların İstanbul'da yoğun bir şekilde devam ettiğini ifade eden Yazıcı, "Bu çerçevede yeni medyanın çocuğa olan özel etkilerini çok yönlü olarak birlikte görmek çok önemli. Bu sürecin gelişiminde birlikte değerlendirmeler yapmak, önümüze özellikle yeni yol haritaları çıkarmak için bizler de buradayız. Akademik çevrelerce üretilen yeni bilginin, yön verecek uygulamaların ancak buna inanmış, emek verecek insanlarla mümkün olabileceğine inanıyorum. Buradan çıkacak çalışmaları yol haritası yapacağız. Burada elde edilecek sonuçların yeni medya ve aileye yansımalarının mutlaka kendi stratejik çalışmalarımızda yer almasına gayret edeceğiz. Bu birlikteliği uygulama boyutlarında da ele alacağız" diye konuştu.
MEDENİYET KRİZİ AİLEDE BAŞLADI
Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise dünyada gelişmiş ülkelerin ve özellikle Batı'nın bir medeniyet krizi yaşadığını, bunun ailede başladığını ve eğitimi etkileyeceğini söyledi. Eğitimin bir ekosistem olduğunu belirten Tarhan, yeni eğitim vizyonunun o sistemi sadece öğretmen ve öğrenciden ibaret saymadığını ve ailenin de sisteme dahil edildiğini kaydetti.
SOSYALLİĞİ KATLEDEN BİR SOSYAL MEDYA
Tarhan, BBC ile Manchester Üniversitesi tarafından dünya genelinde 55 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmanın gençlerle ilgili çok çarpıcı sonuçlar ortaya koyduğuna dikkat çekti. Tarhan, "16-24 yaş arasındaki genç grubunda farklı bir durum, yalnızlık ortaya çıkıyor. Bu yalnızlık dijital bağımlılıkla beraber oluyor. Bu yeni medya demek. Dijital bağımlılığı olan gençler, o kadar çok odaklanmışlar ki kalabalıklar içerisinde yalnızlar. Bu gençlerde sosyal ve psikolojik izolasyon var. Ayrı bir dünyada, sanal bir evrende yaşıyorlar. Adı sosyal medya ama sosyalliği katleden bir sosyal medya. Neden katlediyor? Onlarca arkadaşı var ama biri onu 'like' yapmadığı yani beğenmediği zaman ya da kızdığı zaman pat diye kapatıyor. Oysa gerçek hayatta fiziksel sosyallikte öyle değil. Karşındaki kişiyi ikna etmek zorundasın, sosyal temas zorunluluğu var. Sosyal medya bencil ve sahte bir sosyallik ortaya çıkarıyor" dedi.
DİJİTAL BAĞIMLILIĞIN ÜÇ ÖZELLİĞİ
Dijital bağımlılıkta üç özelliğin tespit edildiğini belirten Tarhan, "Birincisi bu kişilerin öz bakımları zayıf oluyor. Kişisel temizliklerine özen göstermiyorlar. Sıcak yemek yemiyorlar. İkinci özellikleri dini, milli ve ideolojik aidiyetlere gerek olmadığını düşünüyorlar. Üçüncü özellikleri ise evlilik kurumunu gereksiz görüyorlar" dedi.
"AİLE GÜÇLENİRSE SOSYAL MEDYADAKİ SORUNLAR DA DÜZELİR"
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çalıştayda verimli sonuçlar elde edilmesini temenni ederek "Ailenin güçlenmesi demek sosyal medyadaki pek çok sorunun düzelmesi demek. Bunun için de üniversitelerle birlikte eğitim sisteminin dahil olması ve öğretmenlerimizin inanması gerekiyor. Anne ve babayı da eğiten öğretmenlerdir. Öğretmenler aslında anne-babaya mesaj veriyor" dedi.
"YENİ MEDYA" HER YÖNÜ İLE ELE ALINDI
"Yeni Medya ve Bağımlılık", "Yeni Medya ve Ebeveyn - Çocuk İlişkisi, "Yeni Medya ve Eşler Arası İletişim", "Yeni Medya ve Sağlık Sorunları", "Yeni Medya ve Etik" ve "Sosyal Politikalar ve Hukuki İyileştirmeler" başlıklı oturumlarda iletişim, tıp, adli bilimler, psikiyatri, çocuk gelişimi, psikoloji ve sosyoloji gibi birçok farklı alanda çalışmalarını yürüten 86 uzman bir araya geldi.
Çalıştay sonunda grup sözcüleri tarafından tespit, görüş ve çözüm önerileri paylaşıldı. Buna göre grupların tespit ve önerileri şöyle oldu:
"YENİ MEDYA VE BAĞIMLILIK"
TESPİTLER: Bağımlılık, bağlı olma, sosyal medya gibi alana özgü temel kavramların tanımlanmasında sorunlar görülüyor. Sosyal medya, mobil, dijital oyun gibi bağımlılık türlerini belirleyen kriterlerin standart hale gelmemesi. Bilişim teknolojilerinin doğru kullanımı ve bağımlılık konularında anne-babaların teorik ve uygulama boyutunda yetersiz olması. Güncel bilişim teknolojilerinin bilinçli ve güvenli kullanımı konusunda eğitimcilerin yetersiz kalması. MEB'e bağlı okullarda müfredatların güncel bilişim teknolojileri ile entegre hake gelmemiş olması. Medya Okuryazarlığı ve Bilişim Teknolojileri derslerini alan uzmanlarının okutmaması.
ÖNERİLER:Temel kavramların tanımlanması ve kriterlerin belirlenmesi noktasında çeşitli akademik ve özel sektöre bağlı kurumlarda ölçek geliştirme çalışmalarının desteklenmesi ve geniş kitlelere uygulanması konusunda kolaylık sağlanmalı. Evlilik arifesinde kurulacak anne-baba okullarında eğitimler verilmeli. Aileler çocuklarını iyi gözlemlemeli yetenekleri doğrultusunda yönlendirmeli. Ailelerin yasaklamaya gitmek yerine aile fertlerinin bir arada dijital detoks yapması ve daha çok bir arada zaman geçirmeye özen göstermesi. Veli-sınıf toplantılarında konunun gündeme getirilmesi ve ailelere sosyal medya aracılığı ile ulaşılması. Eğitim Fakültesi müfredatlarının güncellenmesi, Yeni Medya Bölümü müfredatlarının güncellenmesi. Derslerin geleneksel öğretim yöntem ve araçları dışında güncel yöntem ve dijital araçlarla yönlendirilmesi. Üniversiteler, teknik sorumlular, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bağımlılık konusunda çalışan dernekler, İl Sağlık müdürlükleri, müftülükler, sosyal yardımlaşma dernekleri ortak çalışmalar yürütmeli.
"YENİ MEDYA VE ETİK"
TESPİTLER: Çocuklar da dahil herkes içerik üreticisi haline geldi. Bu da medya okuryazarlığını daha da önemli hale getirdi. Ciddi şekilde dijital emek sömürüsünün yanı sıra yeni medya ile doğru yanlış her tür bilginin/haberin teyit edilmeden yayılması söz konusu. Dijital oyunlarda çok fazla marka reklamı, şiddet, cinsellik ve cinsiyetçilik söz konusu. Yeni medyada özel yaşamın gizliliği ciddi bir şekilde ihlal ediliyor ve nefret söylemi çok fazla.
Öneriler: Medya okuryazarlığının yaygınlaştırılması gerekir. Medya Okuryazarlığı dersi zorunlu hale getirilmeli ve dersleri İletişim Fakültesi mezunlarının vermesi sağlanmalıdır. Ailelere ve din görevlilerine de Medya Okuryazarlığı eğitimi verilmelidir. Telif Hakları konusunda çalışma yapılmalıdır. Doğrulama mekanizmaları kurulmalıdır. Etik ilkeler geliştirilmeli. Reklam Öz Denetim Kurulu bir çalışma yapmalı. Sosyal medyadaki mahremiyet ihlallerini gidermeye yönelik Sosyal Medya Etik Konseyi kurulmalı. Habercilikteki etik ihlalleri gidermek için de medya öz denetim kurumları oluşturulmalı. Nefret söylemini tanımlayan ve önlemeye yönelik yasal çalışmalar yapılmalı. Aynı zamanda etik ilkeler içinde de nefret söylemini ortadan kaldırmaya yönelik öneriler geliştirilmeli. Talim Terbiye Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı Reklam Kurulu, Reklam Öz Denetim Kurulu, Sosyal Medya Etik Konseyi, gazetecilik meslek örgütleri ortak çalışmalar yürütmeli.
"YENİ MEDYA VE EBEVEYN ÇOCUK İLİŞKİSİ"
TESPİTLER: Çocuklarda dikkat eksikliği, davranış bozukluğu, kaygı problemleri ortaya çıkmaktadır. Birçok çocuk okula gitmek yerine Youtuber ya da gamer (oyuncu) olmak istemektedir. Araştırmalar sonucu siber zorbalık yaşayıp bunu paylaşacağını söyleyen öğrencilerin sayısının çok düşük olduğu görülmüştür. Çocuklar kendi cinsel fotoğra?arını yayınlamakta ve başkalarından da cinsel fotoğra?ar kendilerine gelmektedir. Çocuklar yetişkinler tarafından cinsel tacize açık duruma gelmişlerdir.
ÖNERİLER: Konuyla ilgili ebeveynler bilgilendirilmelidir. Olumlu anne-babalık becerilerine sahip olmaları gerekmektedir. Anne-babalık eğitimleri yaygınlaştırılmalıdır. Bu eğitimler de eğitim almış eğitimciler tarafından yapılmalıdır. Ebeveynlerin bilinçlendirilmesinin yanı sıra öğretmenler de bilinçlendirilmelidir. Okullar rehberlik servisiyle velileri bilinçlendirmeli, konuk çağırmalı. Çevrim içi risklerden korunmak adına okullarda önleyici çalışmalar sürdürülebilir şekilde yapılmalıdır.Önleyici çalışmalara ek olarak müdahale de yapılmalıdır. Siber zorbalık vakalarında bir yol haritası olmalıdır. Alternatif içerik üretilmelidir. Ek tedbirlere ihtiyaç vardır.
YENİ MEDYA VE EŞLER ARASI İLETİŞİM"
?TESPİTLER:Yeni medya eşler arası duygusal bağların zayıflığından yararlanır. Yeni medyanın kimlik gizlenerek kullanılması. Ekonomik zorluklar insanların sosyal aktivitelerde bulunmasını zorlaştırmakta ve yeni medya mecralarına yönlendirmektedir.
ÖNERİLER: Dijital Medya Okuryazarlığı eğitimleri yapılmalıdır. Bu eğitimler anaokulu ile beraber başlamalı, sosyal hayatta devam etmelidir. Ailede eşler arasındaki duygusal bağların güçlendirilmesi ve aile arasındaki etkileşimin geliştirilmesi gereklidir. Bunun için evlilik öncesi ve sürecinde kurslar ve eğitimler düzenlenmelidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.
"YENİ MEDYA VE SAĞLIK SORUNLARI"
TESPİTLER: Sosyalleşememe, sosyal yaşantının parçalanması. Yeni medyanın psikolojik ve ruhsal sorunları artırması. Fiziksel sağlık sorunlarını artırması. Artırılmış sanal gerçeklik uygulamalarının geleceğe yönelik sağlık sorunlarına yol açması. Sağlık hizmetlerinde hasta ve sağlık çalışanlarının mahremiyetine önem verilmemesi.
ÖNERİLER: Aile fertlerinin birlikte zaman geçirmeye yönlendirilmesi. Aile içi iletişim konusunda topyekun eğitimler ve seminerler verilmesi. Hasta ve çalışan hakları yönetmeliklerinde yaptırımlar artırılmalıdır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.