Belki bir kısmımız çocukluğumuzda istediğimiz özeni göremedik. Belki de anne-babamız bizimle daha çok ilgilensin istiyorduk. Ve şimdi anne-baba olunca, hem bu öğrenilmiş durumlarımız hem de her şeyi çok öğrenip uygulama merakımız nedeniyle çocuklarımızın üzerine titrer olduk. Acaba çocuğumuz mutlu mu? İyi bir ebeveyn miyiz? Ona yetebiliyor muyuz? İşte tüm bu kontrol ve kaygı hali de farkında olmadan hem çocukların bağımlı yetişmesine hem de anne-babaların onlara fazla bağımlı hale gelmesine yol açıyor. Oysa hiçbirimizin bağımlı olmaya ihtiyacı yok. Psikolog Sena Sivri'nin de dediği gibi; tek ihtiyacımız sağlıklı bir sevgi bağı…
Doğumla başlayan bağlılık…
Anne ile çocuk arasındaki ilk bağlanma, doğum süreciyle başlar. Bebek ihtiyaçlarının giderilmesi ve hayatta kalabilmek için annesine bağlı, hatta yaşamının ilk 2 yılı boyunca bağımlıdır. Bu bağın sağlıklı kurulması; bebeğin beyin gelişimi, gelecekteki ilişki modelleri ve psikolojisi için büyük önem taşır. Sağlıklı, güvenli bağlanma ebeveynlerin bebeklerini koşulsuz sevip kabul etmesi, gelişim evresine göre ihtiyaçlarını tam olarak karşılaması ve bebeğin kendini güvende hissetmesi ile gerçekleşir. Artık kendi kendine bir şeyler yapabilmeye başladığı noktadan itibaren çocuğu cesaretlendirmek, desteklemek ve yaşının gelişimine uygun becerileri sergilemesine izin vermekle de bu bağ güçlenebilir.
Bağlılık ve bağımlılık arasındaki fark
Çocuk ile anne-baba arasındaki ilişki çok özeldir. Bu ilişkinin sağlıklı bir duygu alışverişi ve karşılıksız sevgi ile kurulması büyük önem taşır. Böylece sağlıklı kurulmuş bir bağdan söz etmek mümkün olur. Bağlılık ile bağımlılık arasında ince bir çizgi vardır. O çizginin ucu, anne-babanın çocuklarını kendilerinin bir uzantıları olarak görüp görmediklerine dayanır. Şayet böyle bir anlayış varsa bağımlı ilişki söz konusudur. Genelde ebeveynlere bakıldığında bu bağımlı ilişki yapısı anne ve çocuk arasında daha sık görülür. Bunun sebebi olarak hamilelik süreci, doğum ve çocuğun yaşamının ilk 2 yılında anneye zorunlu bağımlılık hali gösterilebilir. Ayrıca bebek doğduğu an itibariyle ebeveynlerinin tutumuna göre onlarla bağ kurar. Burada bu bağın sağlıklı ya da sağlıksız olmasını sağlayan ise anne ve babadır. Bağ/ bağımlılık nedeni anne-baba ile ilgilidir. Masada kaşığa elini uzatan ve onu tutabilecek motor becerisine sahip çocuğa, "Sen yapamazsın, bırak ben yapayım" diyen, 10 yaşındaki çocuğunun ayakkabı bağlarını hala bağlayan anne ve babalar, çoğunlukla sağlıklı bir bağdan ziyade karşılıklı bağımlılık oluştururlar.
Ebeveynlik rolü güncellenmeli
Bir kadın veya bir erkek için ebeveyn rolü, hayattaki tüm rollerin önüne geçmişse, çocuklarıyla arasında bağımlılığa dayanan bir ilişki oluşması mümkündür. Ayrıca ebeveynler kendi çocukluklarında ailelerine aşırı bağımlılık oluşturmuşlarsa onlar da çocuklarına bu tutumu sergileyebilirler. Anne-babalık rolleri çocuğun gelişimi boyunca, her gelişim evresinin özelliklerine göre değişim gösterir. Çocuk, 1 yaşında anne ve babasına ihtiyaç duyduğu kadar 3 yaşında ihtiyaç duymayacaktır. Yetenekleri geliştikçe, büyüdükçe bu ihtiyacın miktarı ve şekli azalacaktır. Anne-baba da bu süreçte, her evrenin gerektirdiği ölçülerde ebeveyn rollerini ve davranışlarını güncellemelidir. Sağlıklı bağlanma çocuğun ileride "birey" olmasını sağlar. Psikolojisi, kuracağı ilişkilerin sağlıklı olması, sorumluluk alma, stresle başa çıkma becerilerini geliştirebilmesi, özel hayatı ve iş hayatında girişken, kendini ifade edebilen başarılı bir birey haline gelmesi ancak sağlıklı bir bağ ile gerçekleşir. Bunun yerine bağımlılık oluştuysa çocuk ileride iş ve özel hayatında ilişki kurmakta zorluk çeker, kendi kendine karar alamaz, sorumluluktan kaçar ve stresle baş edemez.
Cinsiyet ayrımı
Babanın kızına veya erkek çocukların annelerine bağımlılığı konusunda birçok araştırma mevcuttur. Araştırma sonuçlarına göre de bağımlılıkta en büyük rol annenin olsa da, baba da yap-bozun tamamlayıcı parçası olma özelliğindedir. Annenin erkek çocukla tam olarak kuramadığı empati ve ihtiyaçlarına yönelik eksiklikleri, babanın tamamlaması gerekir. Babanın çizmiş olduğu sınırlar, ailedeki eş rolü ve oyun dünyasındaki yeri, çocuk için eşsiz öneme sahiptir. Kız çocuklarının da anneyle kurduğu bağ, kendine olan algısını etkilerken babası ile kurduğu bağ, babanın kimliği ve rolü ileride kuracağı ilişkilerde belirleyici olma özelliği taşır.
"Kendi hayatınızı yok saymayın"
Çocuk sahibi olmak mucizevi ve çok keyifl i bir serüvendir. Temel duygu, çocuğun iyilik halinin sürdürülebilmesine yönelik kaygıdır. Bu kaygının artışı ile beraber anne-babanın davranışlarında aşırı korumacı tutumlar ortaya çıkmaya başlar ve bir süre sonra ebeveynler, özellikle de anneler sadece çocukları ile ilgilenirken, kendilerini başka tüm ilgi alanlarından uzaklaşmış şekilde bulurlar. Çiftler kendi hayatlarını yok saymamalı, ebeveynlik rolüne aşırı bağlanmamalıdırlar.
- Psikolog Sena Sivri
Bağımlı rolden kurtulun
. Kaygı doğal bir duygudur ama fazlası zararlıdır. Kaygınızı kontrol etmeti öğrenin.
. Ebeveyn olarak fedakarlık önemlidir, ama fazlası farkında olmadan kişiyi tüketir. Aşırı fedakarlık yapmayın.
. Anne-baba olmadan önce kim olduğunuzu, nelerden hoşlandığınızı, neleri yapmanın sizi mutlu etiiğini unutmayın.
. Çocuğunuzun kendi kanatlarını kullanmasına izin verin.
. Bir hobi edinin, sosyalleşin.