Disiplin, çocukların içinde yaşadıkları toplumla uyum içinde yaşamasına yardımcı olacak eğitim sürecidir. Bu disiplin sürecini doğru yönetebilmek ve çocuğa yanlış yönlendirmeler yapmamak için anne-babaların oldukça dikkatli olması gerekir. Zira yanlış bir disiplin eğitimi, çocuğun ilerleyen yaşamında birçok kişilik bozukluğu ve uyum sorunlarıyla uğraşmasına neden olabilir. Psikolog Serap Duygulu'nun bu konuda sizlere önerileri var.
Aile içi disiplin
Disiplin uygulamak sadece anne-babaya ait bir tutum gibi düşünülür, ama aslında toplum da kendi kurallarını öğretir, çocuğu bu anlamda eğitir ve değiştirir. Ebeveynler bazen çocuktan bir görevi yerine getirmesini ister. Çocuk karşı çıkar ancak, karşılıklı inatlaşmaların sonucunda aile çocuğu birtakım yaptırımlar kullanarak tehdit eder. Çocuk istenileni zorla da olsa yapar. Aile kazanmış, ama çocuk kaybetmiştir. Kimi zaman da ebeveynler, çocuktan bir görevi yerine getirmesini isterler. Çocuk karşı çıkar, aile ısrar eder. Çocuk da ısrarcıdır. Aile, çocuğun inadını kıramaz, ısrardan vazgeçer. Çocuğun dediği olur. Burada da aile kaybetmiş çocuk kazanmıştır. Bu nedenle her iki tarafın da kazanacağı bir yol bulmak gerekir.
Temel yaklaşımlar
Anne-babaların çocuklarıyla olan ilişkilerinde temel dört tip yaklaşım benimsedikleri görülür.
1) Pasif yaklaşım: Çocuğun, hemen her konudaki davranışlarına olumlu ya da olumsuz ayrımı yapmadan seyirci kalan ailelerin tutumudur. Çocuğun bütün istekleri yerine getirilir.
2) Saldırgan yaklaşım: Çocuğun, ailesi tarafından aşağılandığı, azarlandığı hatta şiddet gördüğü yaklaşım türüdür.
3) Yönetme odaklı yaklaşım: Çocuğun davranışlarını kendi istediği biçimde yönlendirmek amacıyla her tür duygusal ve psikolojik baskı yoluna başvuran ailelerin tutumu bu başlık altında yer alır. Ayrıca, çocuk, hep başkalarıyla kıyaslanır ve yetersiz olduğu duygusuyla büyür.
4) Olumlu yaklaşım: Çocuğuyla sağlıklı iletişim kurmanın yolunu bilen aile yaklaşımıdır. Bireylerin uyması gereken kurallar net ve belirlidir. Herkes birbirinin sınırlarını bilir, saygı gösterir. Sorumluluk alma ve davranışın sonuçlarına katlanma bilinci vardır. Çatışmalardan uzlaşmayla çıkılır.
Hatalı Anne-Baba tutumları
Anne-babalar çocuklarını büyütürken en doğru, en sağlıklı olanı yapmaya çalışırlar. Ancak bazen ne kadar yanlış tutumları olduğunu gözden kaçırırlar ya da umursamaz davranabilirler. O nedenle aşağıdaki davranışlardan mutlaka uzak durulmalıdır:
Sözel ve fiziksel şiddet
Bütün uyarılara, bütün zararlarına rağmen çocuklar önce evde, sonra sokakta ve okulda şiddet görüyorlar. Bir insan yetiştirirken asla uygulanmaması gereken ve çok ciddi yıkımlara yol açabilen bu davranış aslında bunu uygulayanın kişilik sorunlarından kaynaklanan bir durumdur ve maalesef yine pek çok sorunda olduğu gibi sonuçlarına katlanmak zorunda kalanlar çocuklardır. Aynı şekilde sözel şiddet de en az fiziksel şiddet kadar hasar verir ve çocuğun kişilik oluşumunda kalıcı hasarlara yol açabilir.
Tehdit
Çocuklara kabul ettirmek ya da yaptırmak istenilen en küçük bir davranışta başvurulan bir yöntem olarak tehdit ön plandadır. Korkutarak, tehdit ederek onu sevgiden mahrum bırakacağınızı, onu terk edeceğinizi, döveceğinizi, onu başkasına vereceğinizi öyle açık bir mesaj olarak verirsiniz ki, bu tehditlerden çocuğun etkilenmemesi ve korkmaması mümkün değildir.
Kıyaslama
Anne-babalar arasında en sık yapılan hatalardan biri de budur. Çocuğu hem başkalarıyla hem kendi kardeşleriyle kıyaslarlar. Oysa her çocuk farklıdır, her çocuğun kendine özgü davranışları vardır. Hiçkimse bir başkasının kişiliğiyle aynı özelliklere sahip değildir ve olmamalıdır. Farklı olmak demek, farklı beğeniler, farklı ilgi alanları, farklı gelişim özellikleri demektir. Sağlıklı anne-baba davranışı, bu farklılıklarıyla çocuğu kabul etmek ve kendi yönünü bulmasına yardımcı olmaktır. Kıyaslama yapılacaksa bile çocuğun kendi özellikleri arasında bir kıyaslama yapılmalıdır. Başarılı olduğu bir konu örnek gösterilerek çok yeterli olmadığı alanlarda da aynı başarıyı gösterebileceğine dikkat çekmek çocuğun kendine olan güvenini artıracak ve pekiştirecektir.
Reddetme
Çocuğa aslında istenmediğini, onun varlığıyla ne büyük sıkıntılara girildiğini ifade eden anne-babaların da olduğu bir gerçek. Aynı şekilde anne-baba ayrılıklarında çocuğu kabul etmemek, sorumluluktan kaçmak, eski eşe olan kızgınlığı çocuğa yöneltmek, yaşanılan sorunların sebebinin çocuktan kaynaklandığını ifade etmek hep bu tip reddedici ebeveyn tutumlarındandır. Özellikle kız çocuk isterken erkek çocuk sahibi olan ya da erkek çocuk beklerken kız çocuk sahibi olan ebeveynlerin tutumları da bu sınıflandırmada yer alır. Çocukların hiçbir etkilerinin olmadığı bu tip olumsuz davranışlar ailelerin sıklıkla uyguladığı psikolojik şiddet türü bir davranıştır ve çocukların gelişimi açısından son derece olumsuz ve ağır sonuçları vardır.
Korkutma
Çocuklara uygulanan bir diğer olumsuz davranış budur. Olur olmaz her şeyle korkutulan çocuklar bir süre sonra kendi başlarına kalamayan, bir yere gidemeyen, kendilerini ifade edemeyen çocuklar haline gelirler ve ağır kaygı bozuklukları yaşarlar. Çocuğu korkutarak eğitmek, disiplin uygulamak mümkün değildir. Çocuğu cin, peri, hayalet gibi dinsel birtakım figürlerle korkutmaktan öcü, umacı, vb. gibi pek çok simgeyle korkutmaya kadar gider. Gerçek anlam içermeyen korkularla baş etmek çocuk için çok zordur ve henüz somut, soyut kavramları öğrenememiş çocuklar için ciddi olarak yıkıcıdır. Aynı şekilde ölüm, terk edilmek, hırsızlar, katiller gibi gün içinde zaten birçok iletişim kanalıyla çocuğun duyduğu olaylar çok fazla korkutucudur. Çünkü bunlar gerçektir ve çocuğun bunlardan nasıl korunacağına dair gerçek bir bilgisi yoktur.
Öneriler
-Öncelikle iyi bir model olmalısınız. Çocuklar gördüklerini uygularlar, söylenenleri değil.
-Çocuklara sorumluluk duygusunu erken yaşlarda vermeye başlamalısınız. Kendi kendine yemek yemeye çalışan çocuğu teşvik etmek, döküp saçmadan yemek yemeyi öğrenemeyeceğini bilmek gerekir.
-Sorularına tutarlı, net yanıtlar vermelisiniz. Soru soran çocuğa sorusu ne olursa olsun kızmamalı, onu alaya almamalısınız.
-Kurallar koyup ondan bu kurallara uymasını beklerken aynı kurallara önce siz uymalısınız.
-Anne ve babanın görüş birliğinde olması en temel koşuldur. Birinizin ak dediğine diğeriniz kara diyorsa bu çocukta kavram karmaşasına yol açar ve otoritenin kimde olduğu konusunda kafasını karıştırır. Çocuk eğitiminde otorite konusunda anne ve baba olarak eşit derecede söz sahibisiniz.
-Çocuklarınızın yapısını, ilgi alanlarını ve yeteneklerini doğru saptamalı ve bunlara göre davranmalısınız. Çocuğunuz sizin bir kopyanız değildir. Siz öyle istediniz diye bazı şeyleri yapmasını beklemek yanlış olur.
-Sevginizi ve desteğinizi bir koşula bağlamayın. Çocuk kayıtsız şartsız sevildiğini bilmek ister. Olumlu ve olumsuz bütün özellikleriyle sevildiğini bilen çocuklar sağlıklı bireyler olarak yetişirler.
-Özellikle eğitim çağında çocuğu olan aileler açısından bilinmelidir ki hayat sadece ders çalışmaktan ibaret değildir. Çocuklar mutlaka farklı uğraşlar edinmeli, kendine ait zamanı ve uğraşı olmalıdır.
-Aileler çocuk gelişiminin aşamaları olduğunun ve bu aşamalarda nelerle karşılaşabileceklerinin bilincinde olmalılar. Bu bildikleriniz çocuklarınızı büyütürken karşılaştığınız sorunların ne kadarının ciddi, ne kadarının gayri ciddi olduğunu fark etmenizi sağlar.
-Çocuklarınızı asla başka çocuklarla kıyaslamamalı, her bireyin kendine özgü değerleri olduğunu bilmelisiniz.
-Çocukla iletişimde en etkili yol tensel temastır. Ona dokunmak, kucağa almak, öpmek en önemli şefkat ihtiyacını karşılar.
Hazırlayan: Işıl Evrim AKGÜN