AİLECEK BİR ÇİZELGE OLUŞTURUN
Bu aslında hepimizin bildiği klasik bir ders programı. Bunu motive edici hale getirmekse sizin elinizde. Aile olarak oturup, büyükçe bir karton veya kağıda, onun istediği şekilde ve renklerde, bir haftalık program çizmesine yardımcı olun. Daha sonra, evinizin ve çocuğunuzun günlük alışkanlıklarına uygun olarak her bir saati belirleyin. Sabah uyanmasından, okuldan geliş ve uyku saatine kadar, tüm ders/ödev saatleri ve molalar da dahil olmalı. Unutmayın, bu onun günlük rutini, dolayısıyla, saatleri onunla fikir alışverişi yaparak ve anlaşarak koymaya özen gösterin. Bir ufak püf noktası: ders süresini 1-2 saat gibi uzun tutmak yerine parçalara bölerek ve aralara keyif aldığı aktiviteleri koyarak verimi arttırmanız daha çok mümkün.
Araştırmalara göre, çalışmanın sonrasında doğrudan uykuya geçildiğinde öğrenilen bilgiler hafızada daha kalıcı bir hale geliyor. Günlük ödev rutininde bunu devamlı uygulamak zor olabilir, çünkü ödev sonrası oyun, bilgisayar, telefon bir ödül niteliği taşır. Ama özellikle sınav dönemlerinde haftalık rutinin dışına çıkarak bunu uygulamak, bilgilerin ertesi güne tazeliğini korumasını sağlar.
MOTİVASYON KAYNAĞI BELİRLEMEK
Çocuk bilmeli ki, haftalık program, onun kendi istediği başarıya ulaşmasına yardımcı olmak için var. Bir de üzerine, bunu pekiştirecek bir ödülü olursa işte o zaman tam bir motivasyon sebebi sağlamış olursunuz. Ödül, ne çok büyük ne çok küçük olmalı. Onun seçtiği ama sizin standartlarınıza da uyan herhangi bir şey olabilir. Bazen bir yemek, bir film, ailece bir aktivite, küçük bir hediye ya da hafta sonu ekstra bir bilgisayar saati… Eğer çocuğunuz o hafta programın yarısından fazlasına uyum sağlamışsa onu yüreklendirmek adına ödülü vermeniz ve bir sonraki hafta için daha iyisini yapmaya motive etmeniz iyi olur.
SINIRLARI ESNETMEMEK
Gelelim esneklik payına, yüreklendirmek için özellikle ilk haftalarda mümkün olduğunca ödülü alması iyi bir şey fakat çoğunlukla aksattığı takdirde ödülü o hafta pas geçmelisiniz ki sonraki hafta programa uymak için bir sebebi olsun. Kurallarla ilgili siz ne kadar esneklik gösterirseniz, o kadar suistimale açık hale getirmiş olursunuz.
O SAATİ ÖZEL HALE GETİRMEK
Evde alternatif bir çalışma alanı belirlemesine izin verebilirsiniz. Bu bazen kendi odasının dışında bir yer ona iyi gelebilir. Dikkat edilecek nokta, bir başka aile ferdinin sınırlarını ihlal etmemek! Diyelim ki, salonda çalışmak istedi ve o sırada kardeşi televizyon seyrediyor. Sırf o istediği için kardeşini kaldırmak ve oraya yerleşmek değil, kendine olduğu kadar, ailenin diğer üyeleri için de uygun olan bir alan seçmesini teşvik etmelisiniz. Ve tabii ki malzemelerini rahatça koyabileceği bir masa, bolca ışık, olabildiğince görsel-işitsel uyaranlardan arınmış bir alan gerekli.
Çalışma saatine özel yiyecek/içecekleri de bu rutinin bir parçası yapabilirsiniz. Özellikle, fındık, ceviz gibi atıştırmalıklar, taze meyve suyu, hem zihinsel hem fiziksel açıdan faydalı seçenekler.
Son olarak, ders araç gereçlerini, onun ilgi duyduğu alana göre, kendi kendine seçmesine izin vermek ders çalışmaya özendirebilir. Mesela, sevdiği çizgi karakterin kalem kutusu, sevdiği renklerde değişik kalemler, kendi seçtiği defterler…
PROJE ÖDEVLERİNİN SAHİBİ: ANNE-BABA!
Bir proje ödevi varsa bu eksiğiyle, fazlasıyla, eğrisiyle doğrusuyla ona ait olmalı. Aksi halde, ödevin öğretici bir yanı kalmamış olur. Bazen ödevler adeta bir yetişkin düzeyine göre verilebiliyor veya ebeveynler kurtarıcı rolü üstleniyor ve öğrenme fırsatı ortadan kalkıyor ne yazık ki. Çocuğunuz yardım istediğinde ailesini yanında hissetmeli, sizden destek alabilmeli, fakat sonuçta ortaya çıkan projenin üzerine gururla kendi adını da yazabilmeli. Başardığı noktaları takdir ederek onu yüreklendirin ve bir daha ki sefere hangi noktaları geliştirebilir, daha doğru yapabilir birlikte fikir yürütün.
ÇALIŞMA SIRASINDA CEP TELEFONUNU NE YAPMALI?
İdeal olan, ders saati boyunca çocuğun telefonuyla ilgilenmeden kendinden uzak tutabilmesidir, fakat biliyorum ki her çocuktan bu davranışı kolayca yapmasını beklemek pek gerçekçi değil. Bildiğiniz gibi, çağımızda telefonlardan uzak 1 saat geçirmek biz yetişkinler için bile zor. Doğrudan telefona el koymanız aranızda çatışmaya ve devamında da verimsiz bir ders saati geçirmesine yol açabilir. Öfkelenebilir, sizinle inatlaşmaya çalışabilir ve kişisel alanına saygı duyulmadığını hissedebilir, hele ki bir ergenden bahsediyorsak… Onun yerine, öncelikle konuşmanızı öneririm. Telefonun nasıl dikkat dağıtıcı bir etkisi olduğunu, gerekirse kendinizden de örnekler vererek, samimi bir şekilde anlatın. Telefonu almak istemenizdeki amacın onu kısıtlamak değil, daha iyi bir çalışma yapmasını sağlamak olduğunu bilmeli ve hissetmeli. Bu kuralın arkasındaki mantığı anladığında, bu artık bir kural olmaktan çıkabilir ve telefon yanında olsa dahi onunla ilgilenmeden işine odaklanabilmeyi öğrenebilir. Bunu denemenizi öneririm. Eğer sonuç alamazsanız, o zaman tekrar konuyu karşılıklı konuşarak ve gerekçelerini belirterek telefonu alıp odanın dışında tutabilirsiniz. Telefonuna şifre koyabilir, kapatabilir, kendi seçtiği bir yere koyabilirsiniz. Onun mahremiyetine saygı duymak da buradaki püf noktası.