Osmanlı'nın son zaferi olarak da bilinen Kut'ül Amare Zaferi, Atatürk Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından Cunda Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi konferans salonunda düzenlenen bir programla kutlandı. Etkinlik programında Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman'ın yanı sıra; Garnizon Komutanı Personel Albay Mustafa Bulut, İlçe Milli Eğitim Müdürü Güner Bahadır, İlçe Jandarma Komutanı Onur Yakan, İlçe Emniyet Müdürü Fatih Tınaz, okul müdürleri, gaziler, öğrenciler ve vatandaşlar hazır bulundu.
BU HAFIZAYI KAYBETMEMEK GEREKİR
Programın açılış konuşmasını yapan Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü İsmail Yavaş, tarihin bir milletin hafızası olduğunu hatırlatarak, "Bu hafızayı kaybetmemek gerekir. Tarihle salt kuru kuruya övünülmez ve tarihe küfredilmez. Tarihten ancak ve ancak ders alınır" dedi. 29 Nisan 1916'da Türk Bayrağının Kut'ül Amare surlarına çekilerek, İngilizlerin yenilgiye uğratıldığı ve sömürgeci devletlere, tarihi bir tokadın atıldığı, şanlı bir zafer olarak kayıtlara geçtiğini vurgulayan Yavaş, "Dicle Nehri kıyısında, Kut'ül Amare şehri yakınlarında konuşlanmış İngiliz ve müttefiklerinin kuşatılmasıyla başlayan muharebe, kasabanın Osmanlı Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve İngiliz birliklerinin tamamının esir alınmasıyla bitmiştir.
Zor şartlarda, ordunun neler başarabileceğinin tarihteki önemli örnekleri arasında yer alan Kut'ül Amare Zaferi, İngilizlerin unutmadığı ama bize yüz yıldır unutturulmaya çalışılan, Osmanlı'nın Dünya Savaşı'nda elde ettiği en büyük destansı zaferlerden biridir. İngiliz tarihine, kazınmış en ağır yenilgilerden biri olarak geçen Kut'ül Amare mağlubiyeti, İngilizler için büyük bir hayal kırıklığı ve ciddi bir prestij kaybına neden olmuştur. Bu nedenle bu yenilgiyi unutmak ve unutturmak istemişlerdir. Üzerinden yüz yılı aşkın süre geçen Kut'ül Amare Zaferi yeniden hatırlanmış ve 2016 yılından bu yana kutlanmaya tekrar başlanmıştır" ifadelerini kullandı.
"KUT'ÜL AMARE'DE; 13 BİN ASKER, 13 GENERAL VE 481 SUBAY ESİR ALINDI"
Ayvalık Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü Yavaş yaptığı konuşmada şunları söyledi
"İngilizler; Basra ve Kut'ül Amare üzerinden Bağdat'ı işgal etmek istediler. İngilizler; Bu işgal ile Irak petrol kuyularını ve sömürgesi olan Hindistan'ı kontrol altında tutmak istiyordu. İngilizler Kutü ve Bağdat'ı maksimum iki ayda ele geçireceklerini hesaplıyordu. Bu amaçla yaklaşık 37 bin askerle Basra üzerinden Kuta doğru saldırıya geçtiler. Ancak, evdeki hesap çarşıya uymadı. Osmanlı kuvvetleri, İngiliz kuvvetlerini önce Selmanı pak meydanında, daha sonra Kut'ül Amare'de durdurdu. İngiliz birliklerine havadan ve denizden mühimmat ve gıda desteği yapılıyordu. Fakat bütün bunlar bir işe yaramıyordu. Osmanlı ordusunun şanlı direnişi tüm gücüyle devam ediyor, çarpışma çok zorlu geçiyordu. Savaş beş ay devam etti. İngiliz askerleri mühimmat ve gıda sıkıntısı çekmeye başladı. Öyle ki, İngiliz askerleri atlarını kesip yemeye başladılar. Sonunda İngiliz komutan Tawhshend; önce bir milyon, daha sonra iki milyon sterlin karşılığında Halil Paşa ile ateşkes antlaşmasını yapmak istedi. Ancak Halil Paşa, bu iki milyon sterlini kabul etmedi. İngilizlerin kayıtsız şartsız teslim olmalarını istedi. Böylece İngilizler; 29 Nisan 1916 tarihinde kayıtsız şartsız teslim olmak zorunda kaldılar.Kutül Amare'de; 13 bin asker, 13 general ve 481 subay esir alındı. İngilizler 23 bin ölü verirken, Osmanlı tarafında da 10 bin şehit vardı"