HER fırsatta Türkiye'ye basın özgürlüğü dersi vermeye kalkan Almanya, önceki gün özgürlüğü ayaklar altına aldı. SABAH Almanya Temsilcisi İsmail Erel ile SABAH Avrupa Haber Müdürü Cemil Albay'ın evi eş zamanlı olarak saat 06.00'da basıldı. 30'a yakın polisin savcı eşliğinde gerçekleştirdiği baskında Erel ve Albay'ın tüm cep telefonlarına, bilgisayarlarına, harici diskleri ile dosyalarına el konuldu.
TERÖRİST MUAMELESİ
Albay, elleri kelepçelenerek emniyet müdürlüğüne götürülmek istendi, itirazı üzerine kelepçe takılmadı. 4,5 saat süren aramaya köpekler de katıldı. Evlerin duvarları cihazlarla tarandı. Ardından Darmstadt Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Erel ve Albay'ın parmak ve avuç içi izleri alındı, araçlar didik didik edildi, navigasyon cihazları kopyalandı. Gazeteciler, terör suçlusu muamelesi gördü.
EN ÜST DÜZEYDE TEPKİ
GÖZALTI süreci devam ederken, devreye Frankfurt Başkonsolosluğu, Türkiye'nin Belin Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığı, İletişim Başkanlığı, Adalet Bakanlığı girdi. Almanya'nın Ankara Büyükelçisi bakanlığa çağrıldı, tepki verildi. Türkiye, iki gazeteciye yönelik baskını en üst düzeyde en sert şekilde kınadı, gazetecilerin yanında olduklarını dile getirdi.
ALMAN GAZETECIYE YAPAMAZLARDI
İsmail Erel ve Cemil Albay, söz konusu baskının bir Alman gazeteciye yapılamayacağını ifade etti. Erel, "Çalışmamız engellendi, hâlâ engelleniyor" dedi
ÇALIŞMAMIZ ENGELLENİYOR
İsmail Erel tepkisini şöyle dile getirdi: "Hangi Alman gazeteciyle veya hukukçuyla konuştuysam, bunun bir Alman gazeteciye yapılmasının düşünülemeyeceğini söylediler. Ağır suçlu gibi muamele görecek, ortada bana göre suç yok, en az 20 polisle evin basılmasını gerektirecek tek bir durum yok ortada. Hukuk mücadelesini başlatacağız. Teknik ekipmanın elimizden alınması suretiyle çalışmamızın engellenmesini kınıyorum."
EVİN ÇEVRESİNİ SARMIŞLAR
Cemil Albay ise, "Evde gözaltında tutulduğum sırada aramanın boyutunu tam olarak anlayamamıştım. Eve gidip komşulardan dışarıdaki durumu dinledim. 'Tüm evin etrafı polislerce sarılmış, cadde kapatılmıştı. Her köşeden polis çıkıyordu. Terör baskını sandık' dediler. Israrla belirtmemize rağmen konuyla hiç alakası bulunmayan eşimin eşyalarının aranmaması, cep telefonu ile bilgisayarına el konulmaması gerekirdi" dedi.
BASKIN İNFİAL OLUŞTURDU
Türkiye'nin 22,5 yıl hapse mahkûm ettiği bir firarinin şikâyeti ile savcılığın harekete geçip arama kararı çıkarması ve yapılan operasyon Türk toplumu ile sivil toplum kuruluşları arasında infiale yol açtı. Türk ve Alman dernekler iki gazeteciye yönelik baskına tepki verdi.
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi: Adalet ve şeffaflık talep ediyoruz.
Uluslararası Medya Enformasyon Derneği: Bu basın özgürlüğüne bir darbedir.
Alman Basın Birliği: Hızlı ve kapsamlı bir şekilde baskına açıklık getirilmeli.
Almanya Türk Gazeteciler Birliği: Mesleğini yapan gazetecilerin gözaltına alınmasını kınıyoruz.
MÜSİAD Hessen Başkanı Muhsin Kıdık: Yapılanı gazetecileri baskı altına almaktır.
Almanya Türk Toplumu Başkanı Gökay Sofuoğlu: Gözaltına alınma kabul edilemez.
Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer: Çok kıymetli iki gazetecimizin uğramış olduğu bu haksız, menfur muameleyi telin ediyoruz, kınıyoruz. Onlara yapılan bu muameleyi kesinlikle kabul etmiyoruz.
Türkiye'nin Prag Büyükelçisi Egemen Bağış: Demokrasi ve millet iradesini hazmedemeyenler sadece içeride değil maalesef. Piyonların iplerini dışarda tutanlar ve ruhunu bir dolara satmış vatan hainleri de rahatsız olmuş. Geçmiş olsun.
AK Parti İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya: Kasıtlı ve haksız tutuklanmaları şiddetle kınıyorum. Bu ürkütücü yaklaşım, Alman demokratik geleneğine uymuyor. Çifte standardın en iyi örneğidir.
AK Parti İstanbul Milletvekili Oğuz Üçüncü: Takipteyiz. Baskının şekli çok yanlış.
UID Genel Başkanı Köksal Kuş: Özgür basına yapılan muameleyi kabul edemiyoruz. Yanınızdayız.