Hazırladığı haber ve gündemleri Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından belirlenen Almanya'nın Sesi Radyosu Deutsche Welle (DW) gazeteciliği bırakıp, provokasyona başladı. Koronavirüs krizi başladığından bu yana Türkiye'deki olumlu gelişmelerden bahsetmek yerine gerçekleri saptırmayı tercih eden DW, Türkçe ve Almanca yayınlarında, provokasyon maksatlı algı haberlerinde genelde Türk muhabirleri kullanıyor.
HEP AYNI TAKTİK
DW Türkçe'nin sistematik provokasyon haberlerinde izlediği yol hep aynı. Göz göre göre yalan söyleyip provokasyon yapmaktan çekinmeyen Türkleri bulup, Türkiye'yi kötületme taktiğini izleyen DW Türkçe, bu sefer ne idüğü belirsiz Türk profesörü konuşturdu. Almanya ve Türkiye'de bu yalanı söyleyecek birini bulamadığı için aradığı profesörü ancak ABD'de bulan DW, provokasyonda Onur Başer adlı kişiyi kullandı.
DW'NİN ÇOK HOŞUNA GİTTİ
DW Türkçe Prof. Başer'in ağzından, Türkiye'deki enfekte insan sayısının 32 milyonu bulacağı haberini yaydı. Prof. Başer, "Türkiye'de hastalık 32 milyon insana bulaşacak" dediği gibi, bunun sonucunda Türkiye'de ölen insan sayısının da 150 bin ile 600 bin arasında olacağını iddia etti. Türkiye'nin aldığı sağlık önlemlerinin yetersiz olduğunu ileri süren provokatörün sözleri, DW'nin karalama kampanyasının incisi haline geldi.
İŞLERİ GÜÇLERİ ALGI
SOSYAL medyadan ve internetten hızla Türkiye'nin sözde içinde bulunduğu çok kötü durum ele alındı, Türkiye'de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklanan rakamlara yönelik sürekli, "Resmi rakamlar gerçekleri yansıtmıyor" algısı oluşturuldu. Sadece DW değil, Türkiye'de görev yapan diğer Alman gazeteciler de resmi sayıdan duydukları şüpheyi gündeme getirdiler. Sonunda, hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı. FRANKFURT
SONRADAN KIVIRDI
PROF. Onur Başer, söylediklerinin tamamen saçma ve yalan olduğunun ortaya çıkması üzerine, paniğe kapılarak, iftira ortağı Deutsche Welle'yi suçladı. Başer, kendisine yöneltilen eleştirileri reddetti, başlığın kendisine ait olmadığını söyledi ve topu DW'ye attı. Başer, yaptığı açıklamada tam "u dönüşü" yaparak, Türkiye'nin sağlık sisteminin "takdire şayan" çalışmalar ortaya koyduğunu söyledi.