Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Avusturya'nın başkenti Viyana'da gerçekleştirdiği temaslar ve bu ülkede yaşan Türk toplumunun sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi'nin (ICMPD) davetiyle "2018 Viyana Göç Konferansı" başlıklı etkinliğe katılmak üzere Viyana'ya gelen Kıran, konferansta, Türkiye'nin göçmenlere yaptığı yardımlar başta olmak üzere düzensiz göçle mücadele alanındaki çalışmalarını aktardığını söyledi.
Türkiye'nin göç konusundaki çalışmalarına takdir
Kıran, etkinliğe katılan bir çok konuşmacı ve katılımcının Türkiye'nin düzensiz göç konusunda attığı başarılı adımları takdir ettiğini, özellikle Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye'nin imzaladığı göç anlaşmasının her kesim tarafından yakından takip edildiğini kaydederek, "Biz de bu anlaşmanın önemli olduğuna inanıyoruz. Bu anlaşma kapsamında AB'nin verdiği sözleri bir an evvel tutmasını bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
AB ile yapılan göç anlaşması kapsamında Türkiye'nin beklentilerini her ortamda dile getirdiklerini yineleyen Kıran, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun her fırsatta muhataplarıyla bu konu üzerine görüşmeler gerçekleştirdiğini, özellikle reform eylem grubunun toplanmasıyla önemli bir mesaj verdiğini ifade ederek, "Biz reform sürecine sıkı sıkıya bağlıyız." ifadesini kullandı.
Kıran, ICMPD Başkanı Micheal Spindelegger ile yaptığı ikili görüşmeye de değinerek, Avusturyalı eski siyasetçi Spindelegger'in Türkiye'nin göç konusunda sağladığı olumlu katkılara vurgu yaptığını söyledi.
Makedonya'ya FETÖ ile mücadele vurgusu
Etkinlik kapsamında Makedonya Diaspora Bakanı Edmond Ademi ile de bir görüşme yaptıklarını dile getiren Kıran, bu ülkedeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, "Özellikle FETÖ ile mücadelede dost ve kardeş Makedonya'nın biran evvel somut adımlar atması içinde her türlü işbirliği ve katkıya hazır olduğumuzu yineledik." dedi.
Kıran, Avusturya Dışişleri Bakan Yardımcısı Johannes Peterlik ile de iki ülke ilişkileri üzerine görüştüklerini dile getirdi.
Çifte vatandaşlık konusu
Avusturya ile Türkiye'nin ilişkilerinde en önemli gündem maddelerinden birinin çifte vatandaşlık konusu olduğunun altını çizen Kıran, "Viyana Başkonsolosluğunda vatandaşlarımızla konuştuğumuzda, şu an bu konu büyük bir infial yapmış durumda. Gerek sayın Cumhurbaşkanımız, gerek Sayın Dışişleri Bakanımız gerekse bütün ilgili birimlerimiz ve bizler bu konuda ciddi bir çaba sarf ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kıran, konunun hassasiyetini Avusturya makamlarıyla paylaştıklarını ifade ederek, "Kendilerine bu sorunun Türk toplumunun entegrasyonu ve dünyaya verilecek mesaj açısından çok büyük bir tehlike teşkil edeceğini ifade ettik. Biran evvel bu sorunun çözülmesi ve gerekli adımların atılması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Avusturya dışişleri bakan yardımcısını Türkiye'ye davet ettikleri bilgisini de paylaşan Kıran, bakan yardımcısının da yakın zamanda Türkiye'ye ziyaret planladığını söyledi.
ATİB'in önemine vurgu
Avusturya Türk İslam Birliği (ATİB) ile yaşanan sorunları da gündeme getirdiklerini kaydeden Kıran, bu sorunların biran evvel aşılması için ATİB'in bir vakıf kurmak suretiyle buradaki kurumsal hazırlığı için her türlü adımı attığını, Avusturya makamlarının onayının beklendiğini ifade etti.
Kıran, ATİB'in, İslam dininin Avusturya'da doğru anlaşılmasının, Müslüman toplumunun entegrasyonu ve Türkiye'nin de Müslüman toplumun ihtiyaçları ve hassasiyetleri doğrultusunda atacağı adımlar açısından önemine işaret ederek, "İmamlarımıza çalışma izni verilmemesi ayrı bir sorun. Bunu da gündeme getirdik. Bu sorunların çözülmesi Türkiye'den ziyade Avusturya'nın işine gelir." diye konuştu.
"Türkler, Avusturya'da bir zenginliktir"
"Buradaki vatandaşlarımız Avusturya toplumunun vazgeçilmez bir parçasıdır. Avusturya'da yaşayan yaklaşık 300 bin vatandaşımız Avusturya-Türkiye ilişkilerinde yük değil bir kazanım, zenginliktir." görüşünü paylaşan Kıran, Bu zenginliğin doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Kıran, "Türkiye-Avusturya ilişkileri pozitif bir gündemle ilerlemesi gerekiyor. Aksi takdirde kazan kazan ilişkisinden ziyade kaybet kaybet ilişkisine dönüşen bir ilişki manzumesi oluşur. Bu da hiçkimseye bir şey kazandırmaz." dedi.
Çifte vatandaşlık sorunu
Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), geçen yıl bu ülkedeki Türk seçmenlere ait olduğu iddia edilen seçmen listelerini yasa dışı bir şekide elde ederek, söz konusu listelerde adı bulunan bazı kişilerin çifte vatandaş olduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.
Bazı istisnai durumlar hariç çifte vatandaşlığın yasak olduğu ülkede, çok sayıda hukukçu ve uzman, aşırı sağcı partinin girişimine tepki göstermiş, resmi kurumlardan elde edilmemiş ve "gerçekliğinin şüpheli olduğu sözde belgeler" üzerinden hukuki bir sürecin başlatılamayacağı görüşünü paylaşmıştı.
Hukukçuların itirazlarına rağmen başta Viyana olmak üzere birçok eyalet savcısı konuya ilişkin soruşturma başlatmış, kimi bölge mahkemeleri gayri resmi bir belgeye dayanarak bazı Türk kökenli Avusturya vatandaşlarının vatandaşlıktan çıkartılması yönünde karar almıştı.
Çifte vatandaşlık konusunda mağduriyet yaşayan kişiler, alınan kararlara bir üst mahkemelere başvurarak, itiraz ederken, Avusturyalı yetkililer, Türk asıllı birçok Avusturya vatandaşından, çifte vatandaş olup olmadığının ispatını istiyor.
İsrail, Yunanistan ve ABD vatandaşlarına çifte vatandaşlık hakkı tanınan Avusturya'da özellikle aşırı sağcı hükümetin, İtalya'nın Güney Tirol bölgesinde yaşayan ve Almanca konuşan kişilere çifte vatandaşlık verilmesi yönünde yasa tasarısı hazırladığı bir süreçte, Türk vatandaşlarına yönelik bu tutumu tepkilere neden oluyor.