Avrupa Birliği (AB), ABD yönetiminin korumacı ekonomi politikaları sonrasında ticaret anlaşmalarına hız verip tüm dünyada küresel ticaretin öncü rolünü üstlenmeye çalışırken bu tutumunu Türkiye söz konusu olduğunda siyasi nedenlerle farklılaştırıyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın korumacı ekonomi politikaları uygulamaya başlamasının ardından küresel ticarette ortaya çıkan boşluğu AB doldurmaya çalışıyor.
ABD ile yapılması beklenen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması müzakerelerinin Trump'ın ABD Başkanı seçilmesiyle rafa kaldırılmasının ardından, AB özellikle yeni ticaret anlaşmaları yapmaya ve mevcut anlaşmalarını güncellemeye hız verdi.
Kanada, Meksika, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda, Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeyle ticaret anlaşmaları için müzakereler yapan AB, Türkiye'nin ısrarla üzerinde durduğu Gümrük Birliği anlaşmasını güncelleme çağrılarına ise duyarsız kalıyor.
Tüm dünyada küresel ticaretin öncü rolüne bürünen AB, Türkiye ile Gümrük Birliği güncelleme konusunda ise siyasi tutum sergileyerek söylediklerinin aksi yönde bir davranış sergiliyor.
Özellikle AB -Türkiye arasında yapılan sığınmacı mutabakatında bu konuya odaklanılmış olmasına rağmen söz konusu anlaşmanın güncellenmesiyle ilgili adım atmamayı tercih eden AB verdiği sözü de yerine getirmemiş ve tutarsız davranış sergilemiş oluyor.
AB, aday ülke ve kilit ortak olarak tanımladığı Türkiye ile Gümrük Birliği güncellemesi sürecini siyasi saiklerle öteliyor. AB'nin bu ticaret anlaşmasını en yüksek potansiyele sahip Türkiye'yle yapmaması, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı çifte standardını ortaya çıkıyor.
Lüksemburg'ta 26 Haziran 2018'de toplanan AB Genel İşler Konseyi'nin yayınladığı sonuç bildirgesinde, AB-Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesinin gündemde olmadığı bilgisi paylaşılmıştı.
29 Kasım 2015 tarihinde Türkiye-AB arasında yapılan zirvede alınan kararlarda ise Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yer verilmişti. Zirve sonuç bildirisinin 10. maddesinde "Gümrük Birliği'nin güncellenmesine ilişkin hazırlık çalışmalarının tamamlamasının ardından 2016 yılı sonlarına doğru resmi müzakereler başlatılabilecektir." ifadesi yer almıştı.
Türkiye açısından önem arz eden bu konuya 18 Mart 2016'da yapılan Türkiye-AB sığınmacı mutabakatında da yer verilerek, "AB ve Türkiye'nin, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi doğrultusunda sürdürülen çalışmaları memnuniyetle karşıladığı" belirtilmişti.
Ayrıca, 15 Aralık'ta düzenlenen AB Liderler Zirvesi sonunda, liderler, AB-Türkiye mutabakatına bağlılıklarını yineleyerek, anlaşmanın tüm unsurlarının uygulanmasının önemini vurgulamıştı. Zirvenin sonuç bildirisinde konuya ilişkin, 'AB Konseyi, AB-Türkiye mutabakatına olan bağlığını yineler ve tüm unsurlarının ve tam ve ayrım yapılmadan uygulanmasının önemini altını çizer." ifadesi yer almıştı. Mutabakat uyarınca, Gümrük Birliği'nin güncelleştirilmesi için resmi müzakerelerin başlaması gerekiyordu.
İki tarafa da faydalı
Türkiye, AB'ye bu konunun hızla ele alınması gerektiği talebini iletiyor. Gümrük Birliği iyileştirmesinin her iki tarafa da önemli ekonomik katkıları olacağına inanılıyor.
31 Aralık 1995'te yürürlüğe giren Gümrük Birliği'nin, günümüz şartlarına uyarlanması hem AB hem de Türkiye tarafından gerekli görülüyor. Anlaşmanın güncelleştirilmesiyle, Gümrük Birliği'ndeki ürünlerin niteliği ve yelpazesinin tarım, hizmetler, sanayi ve kamu alımları alanlarını kapsayacak şeklide genişlemesi ve AB'nin 3'üncü ülkelerle imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye'nin mağdur olmasının da önüne geçilmesi hedefleniyor.
Türkiye, toplam dış ticaretinin yaklaşık yüzde 47'sini AB ile gerçekleştiriyor. Türkiye'ye sermaye girişinin de önemli kısmı da AB'den kaynaklanıyor. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği güncelleme müzakerelerinin başlatılması için AB Konseyi'nden yetki alınması sürecini bekliyor.
Müzakere yetkisi verilmiyor
AB Komisyonu, AB Konseyi'nden Türkiye'yle Gümrük Birliği'ni güncelleme konusunda müzakerelere başlama yetkisini Aralık 2016'da istedi. Fakat bazı ülkelerle yaşanan sıkıntılar ve özellikle Almanya'yla ile yaşanan gerginlikler nedeniyle, Gümrük Birliği güncellemesi müzakere yetkisi siyaseten rehin alındı.
Güncelleme müzakerelerinin başlamasından sonra da en az birkaç yıl sürmesi bekleniyor. Gümrük Birliği güncellenmesinin, AB-Türkiye ilişkilerini ilerletmesi, Ankara-Brüksel arasındaki güveni tekrar inşa etmesi de öngörülüyor.