Eski Almanya Yahudi Merkez Konseyi Başkanı Heinz Galinski'nin kızı olan Evelyn Hecht-Galinski, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma kararını, bunun ardından yaşanan süreci ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın girişimlerini AA muhabirine değerlendirdi.
Trump'ın aldığı Kudüs kararı nedeniyle dehşete düştüğünü ancak şaşırmadığını söyleyen Hecht-Galinski, ABD Başkanı Trump'ın kendisine destek veren Evanjeliklere seçim kampanyasında verdiği sözü yerine getirmek istediğini, bu grubun karardan memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Hecht-Galinski, Avrupalıların, Trump'ın uluslararası hukuka aykırı olan bu adımının arkasından gitmemelerini ümit ettiğini kaydetti.
İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) üye ülkelerin Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanımasının hatırlatılması üzerine Hecht-Galinski, "Trump'ın inanılmaz provokasyonundan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gösterdiği tepki haklı olmaktan öteydi. ABD'nin Kudüs kararı dünya çapında eleştirilmesine rağmen bunun herhangi bir sonucu olmadı. Erdoğan karara hemen reaksiyon gösteren tek devlet adamı oldu." dedi.
İsrail hükümetinin ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın politikası nedeniyle öfkeli olduğunu, Filistinlilerin ise bundan memnuniyet duyduğunu belirten Hecht-Galinski, "Bu bağlamda Erdoğan'ın açıkça ifade ettiği sözleri önemli bir işaret, Türk Büyükelçiliğinin Doğu Kudüs'e taşınacağı açıklamasını da tüm ülkelerin örnek alması gereken bir sinyal olarak görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"1,5 MİLYAR MÜSLÜMAN BİR GÜÇ OLABİLİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın haklı olarak Kudüs'ün kaderinin sadece ABD'ye bırakılamayacağını vurguladığını ifade eden Hecht-Galinski, "Tüm Müslüman devletlerin Erdoğan'ın tepkisini desteklemesi gerekiyor. Trump'ın kararına karşı çıkan 57 İİT üyesi kendi içinde kavgaya devam ettiği sürece, bu ihtilaflar, Batı'nın tutumunu ve 'Yahudi devletini' daha da güçlendirecek. Bu, zararlıdır ve Filistin halkı için felakettir." diye konuştu.
İİT ülkelerinin, Müslümanlara birlik ve beraberlik mesajı vermesi gerektiğini anlatan Hecht-Galinski, "Sonuçta 1,5 milyar Müslüman dünya çapında bir güç olabilir. Ancak bu, uyum içinde olur, kavgalarla değil." dedi.
Hecht-Galinski, Erdoğan'ın, BM Genel Kurulunda Kudüs kararının oylanması öncesinde "dünyanın Trump tarafından satın alınamayacağını" söylediğine işaret ederek bunun, ABD'den askeri yardım alan ülkelere bu yardımın kesileceği tehdidinde bulunan Trump'ın şantajına karşı çok önemli bir açıklama olduğunu kaydetti.
BM Genel Kurulunda ABD'nin Kudüs kararını reddeden tasarının 9'a karşı 128 oyla kabul edilmesini olumlu bir sinyal olarak gördüğünü belirten Hecht-Galinski, Almanya'nın da partneri ABD'yi eleştiren karara onay verdiğini anımsattı.
Almanya'nın "evet" oyu kullanarak iki devletli çözüm çabalarını desteklediği yönünde açıklamada bulunduğuna işaret eden Hecht-Galinski, Almanya'nın bu çabalarını daha da geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
ABD KENDİSİNİ GÖZDEN DÜŞÜRDÜ
"ABD, bu karardan sonra Filistin ile İsrail arasında arabulucu olabilir mi?" sorusuna Hecht-Galinski, "ABD, arabulucu olarak çoktan kendisini gözden düşürdü ve artık ciddiye alınamaz. Trump hükümeti tek taraflı tutumuyla inandırıcılığını kaybetti. Ayrıca Trump'ın Kudüs kararının hukuki bir etkisi yoktur. Ancak bu, sonuçsuz kalmaması gereken, Filistin'e ve Müslüman dünyasına karşı açık bir saldırganlık eylemidir." cevabını verdi.
Hecht-Galinski, Almanya'nın da arabulucu rolü üstlenme şansını kaybettiğini savunarak "Yahudi devletinin güvenliğini devlet politikası ilan eden, silah satışlarını Alman vergilerle sübvanse eden ve Netanyahu'nun devlet terörü rejiminin savunmasız ve hakları elinden alınan Filistin halkına yönelik saldırılarını "kendini savunma" olarak niteleyerek haklı bulan Almanya Başbakanı Angela Merkel nasıl ciddiye alınır?" ifadelerini kullandı.
Hecht-Galinski, son gelişmelerden sonra iki devleti çözümden uzaklaşıp uzaklaşılmadığı yönündeki soruyu da şöyle yanıtladı:
"Sözde iki devletli çözüm gerçekten hiç planlanmadı. Kurulduktan sonra Yahudi devletinin tek hedefi tüm Filistin'e sahip olmak ve 'Büyük İsrail'i inşa etmekti. Siyonist devlet politikası başından beri Yahudileştirmeye yönelik. Bu hedefe her gün daha da yakınlaşıyorlar. Trump'ın Kudüs kararından hemen sonra Netanyahu rejimi binlerce yeni yerleşim yapılarının kurulması için izin çıkardı. Bu konuda hemen hemen hiç bir şey yapmayan, hatta maddi olarak olanak sağlayan tüm Batılı devletlerin bu faaliyetlerde suçu var."
Gazze'nin yardıma ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Hecht-Galinski, buradaki hazin durumun dünya tarafından hemen hemen unutulduğunu ve medyada yeterince konu edilmediğini vurguladı.
Erdoğan'ın Gazze'yi gündemin başına koyması ve etki gösterecek önlemleri alması gerektiğini ifade eden Hecht-Galinski, Almanya'daki Türklerin de bu ülkede yaşayan Filistinlilerle dayanışma göstermesinin önemli olduğunu sözlerine ekledi.