AA muhabiri, Myanmar ordusu ve fanatik Budistlerce vurulan, bıçaklanan ya da tecavüz edilen Arakanlı Muslümanları Bangladeş'te kaldıkları hastanede ziyaret etti. Arakanlı Müslümanların tedavileri standartların çok altındaki hastane koşulları nedeniyle yavaş ilerliyor.
Bangladeş'teki Sadar Hastanesi'nin Acil Servisinde çalışan Dr. Shab Uttin, yaptığı açıklamada, "Hastanemize, her gün yeni Arakanlı Müslümanlar geliyor, çoğu hamile kadınlar ve çocuklar. Birçoğu, kurşun ya da bıçak yaralarının yanı sıra zatürre, ishal ya da diğer enfeksiyonlardan müzdarip." dedi.
Son 24 saatte zorlu 25 ameliyat yaptıklarını ve tıbbi imkanların yetersizliği nedeniyle durumun kötüye gittiğini belirten Uttin, "Onlara düzgün bir tedavi sağlamak için her zaman elimizden geleni yapıyoruz." ifadesini kullandı.
Ordu ve fanatik Budistlerin hedefindeki Maungdaw'dan kaçan 30 yaşındaki Dildar Begüm, başına aldığı dipçik darbesi nedeniyle ağır yaralı olarak 19 Eylül'de hastaneye getirildiğini söyledi. Myanmar askerlerinin evlerini bastığını ve gözleri önünde eşi ve 3 çocuğunun vahşice katledildiğini gözyaşları içinde anlatan Dildar, "Çocuklarımın canı için onlara yalvardım ama beni umursamadılar." diye konuştu.
Askerlerin, kendisi ve hayatta kalan tek evladı olan kızının kulağındaki altın küpeleri çektiği için kulaklarının da yaralandığını söyleyen Dildar, "Hastaneden çıktığımızda nereye gideceğimiz hakkında bir fikrim yok. Akrabalarımın nerede olduğunu ya da yaşayıp, yaşamadıklarını bilmiyorum." sözleriyle yaşadığı çaresizliği anlattı.
Aynı hastanede kalan başka bir Arakanlı Müslüman İman Hüseyin de yaşadığı dehşeti , "Ordu, evime el bombası attı, evden kaçmaya çalışırken bacağımı yakın mesafeden vurdular. Annem ve erkek kardeşim anında öldü. Ben ve kız kardeşim dağ ve ormanlardan 9 gün yürüyerek Bangladeş sınırına ulaştık." sözleriyle anlattı.
Hastanedeki Arakanlı Müslüman çocukların hemen hepsinin bacaklarının kırık olduğu dikkati çekti. Aileler, bunu çocuklara askerlerin yaptığını, çocukları önce bacaklarını esnetmeye zorladıklarını sonra da bacakları üzerinde tepindiklerini böylece de çocukların kaçarken daha çok acı çektiğini ve geri dönemediklerini aktardı.
Ayağı kırık 7 yaşındaki Arakanlı Müslüman Ensar Ulla'yı babası Habib, 6 gün sırtında taşıyarak hastaneye ulaştırdığını ifade etti.
Baba Habib, "Myanmar askerleri bunu kasten yapıyor, acı çekmemizi istiyorlar. Onlar, oğlumun bacakları üzerinde tepinirken bir şey yapamadan izlemek çok zordu." diye konuştu.
Hastanede yatan 15 yaşındaki Rukiye Katu'nun büyükannesi Ayamar Katu (65), torunun gözleri önünde Myanmarlı askerlerin tecavüze uğradını daha sonra da vurulduğunu, Rukiye'nin göğsünden giren kurşunun sırtından çıktığını söyledi.
Katu, askerler evlerini bastığında torunuyla olduğunu, askerlerin iki oğlunu öldürdükten sonra kızına, gelinine tecavüz edip sonra ateş açtıklarını anlattı.
"Rukiye evli bile değildi ve 6 askerin tecavüzüne uğradı. Olanları izlerken sadece ölmek istedim. Her yerde kan vardı." diyen Katu, askerlerin Arakanlı Müslümanlara neden tecavüz ettiğine ilişkin olarak, "Bu bizi aşağılamanın ve bir daha asla geri dönmememizi söylemenin en etkili yolu." ifadesini kullandı.
Myanmar ordusunun, silahlı militanlarla mücadele gerekçesiyle Arakan'da sivillere düzenlediği saldırılarda 25 Ağustos'tan bu yana binlerce Müslüman hayatını kaybetti. Bölgeye giriş çıkışlara izin verilmemesi nedeniyle ölen sivil sayısı tam olarak tespit edilemiyor.
Son saldırılarda 200'den fazla köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edildi.
Myanmar'da 1970'lerden bu yana sistematik saldırılarla etnik temizliğe maruz kalan yaklaşık 2 milyon Arakanlı Müslüman'ın yüzde 80'i çevre ülkelere sığındı.
Halihazırda Myanmar'da kalan 300 bin civarındaki Arakanlı Müslüman'ın on binlercesi de Bangladeş'e kaçmaya çalışıyor.