Suudi Arabistan Krallığı'nın 34 üyeli Sadakat Konseyi, 31 üyesinin oyuyla, Kral Selman bin Abdülaziz'in oğlu Muhammed bin Selman'ı Çarşamba günü veliaht prens olarak tayin etti. Böylece, Suudi Arabistan'ın "terörle mücadele prensi" olarak bilinen ve başbakan yardımcılığı ve içişleri bakanlığı vazifesini de yürüten Muhammed bin Nayif, görevlerinden azledilerek veliahtlık makamını da Muhammed bin Selman'a bıraktı.
Bu karar pek çokları için beklenmedik bir değişiklikti zira veliaht olarak 2015 yılında belirlenmiş olan, Kral Selman'ın yeğeni Prens Muhammed bin Nayif, devlet yönetimindeki bu mevkiyi halihazırda işgal etmekteydi ve alınan bu karar, Suudi teamüllerine de aykırıydı.
Yaptığı açıklamada, "Memnunum. Dinleneceğim. Allah yardımcın olsun" diyerek yeni veliahta seslenen Nayif, El Kaide terör örgütüne karşı sert tutumuyla biliniyordu.
Kimi siyaset bilimcileri, Nayif'in Suudi tarihindeki en Amerikan yanlısı kişi olduğunu söylüyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin Portland şehrinde Lewis & Clark College'da okumuş ve FBI'da da eğitim görmüş olan Nayif, İngiliz polis örgütü Scotland Yard'da anti-terör kursları aldı.
ABD'deki 11 Eylül saldırılarından önce dahi, terörizmle mücadelede tanınan ve saygı duyulan bir isimdi. ABD'li yetkililer kendisine terörle mücadele konusunda güveniyor ve görüşlerini önemsiyorlardı.
El Kaide'ye 2003 ile 2007 yılları arasında büyük darbe indirdi. O yıllarda terör örgütü, Suudi topraklarında yabancı elçilikleri ve devlet kurumlarını hedef alıyordu. Nayif, aynı zamanda, krallığın anti-terör operasyonlarını da medyaya duyuran isimlerden biriydi.
Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA), Nayif'i "El Kaide'yi yıkmakta kilit bir isim" ve "en mühim muhatap" olarak tanımlıyordu.
2009 yılında Nayif, El Kaide'nin saldırısına uğradı. Abdallah Asiri adında, terörden vazgeçtiğini ve tövbe ettiğini söyleyen bir militanla buluşmayı kabul etti, lakin militan vazgeçmemişti. Üzerinde intihar yeleği vardı, kendini patlattı ancak Nayif küçük sıyrıklarla atlattı.
CIA MADALYA VERMİŞTİ
O günden bu yana Nayif iç güvenlik hususunda çok sert bir tavır takındı. El Kaide ve DEAŞ terör örgütlerine karşı yapılan tutuklamalarda rolü çok büyük ve Suudi halkı kendisini bir kahraman olarak görüyor.
2017 yılında Nayif, yeni CIA direktörü tarafından anti-terörizm mücadelesi sebebiyle madalyayla taltif edildi.
Nayif'in vazifelerinden el çektirilme ve veliahtlıktan azledilme kararının muhtemel etkileri tahmin edilmeye çalışıladursun, sebebi de siyaset bilimcileri arasında çok sıcak bir konu olarak tartışılıyor. Zira böyle bir kararın, ABD başkanı Donald Trump'ın ziyaretinden hemen sonraya denk gelmesi kafalarda soru işareti yaratıyor.
MANİDAR DEĞİŞİKLİK
Yeni veliaht Muhammed bin Selman'ın ise Katar ambargosunun mimarlarından oluşu, Trump'ın Suudi Arabistan ziyaretinin hemen ardından bu kararın alınışı ve Trump'ın Pentagon'a ve diğer ABD makamlarına zıt giderek Katar karşıtı bir tavır takındığı da göz önüne alındığında yeni veliahtın konsey tarafından seçilmesinin manidar olduğu açık.
Muhammed bin Selman, 14 Mart'a Beyaz Saray'a çıkarak Trump ile görüştü. Bu görüşmenin aracılığını ise, Trump'ın damadı ve Ortadoğu danışmanı Jared Kushner'in yaptığı söyleniyor. İddiaya göre, ABD'nin Muhammed bin Selman'a destek olmak karşılığında kendisinin Kral Selman'ın, yani babasının Ortadoğu politikalarına destek vermesi istenmiş.
KANUNLARDA ONUN İÇİN DEĞİŞİKLİK
Kral Selman'ın oğlu, kurucu lider Abdulaziz bin Abdurrahman bin Suud'un da torunu olan, 31 yaşındaki Muhammed bin Selman, babasının her politikasının arkasındaki isim olarak anılmakta Washington kulislerinde. Yemen savaşını başlatan ve ekonomik reformcu kimliğiyle tanınan Muhammed bin Selman için Suud kanunlarında değişiklik de yapıldı.
Kralın seçimini düzenleyen, Suud Anayasanın 50'nci maddesi değiştirildi. "Kral, kurucu lider Abdulaziz bin Abdurrahman bin Suud'un oğulları arasından seçilir" hükmü, "Kral, kurucu lider Abdulaziz bin Abdurrahman bin Suud'un oğulları ve torunları arasından seçilir." şeklinde düzenlendi.
Yapılan değişiklikte, seçilecek kişilerin ülkenin kurucu lideri Abdulaziz bin Abdurrahman bin Suud'un soyundan olması şartı muhafaza edildi, lakin Kral'ın oğlunu veya kardeşini veliaht olarak atamasını engelleyen bir de ilave yapıldı.
Buna göre, Kral, veliaht olarak amcası, yeğeni veya geniş aileden farklı bir erkeği seçebilecek; kendi oğlunu veya kardeşini veliaht tayin edemeyecek.
Mevzubahis düzenleme Kral Selman'ın oğlu Muhammed bin Selman'ı veliaht olarak seçmesinden sonra yapıldığı için değişiklik kendisi ve oğlunu kapsamıyor.
15 Temmuz darbe teşebbüsünde dahli olduğu iddia edilen Birleşik Arap Emirlikleri'nin, geçtiğimiz günlerde mail adresi hack'lenerek gizli belgeleri ortaya çıkan Washington büyükelçisi Yusuf el-Uteybe'ye yakınlığıyla da bilinen Muhammed bin Selman'ın, Hamas ve İhvan'a tavır alınmasında da büyük rol oynadığı söyleniyor.
Kral Selman 2015 yılının Ocak ayında tahta çıktığında, ölen abisinin aksine Türkiye lehine bir tavır takındı ve ilişkileri ilerletmek yolunda adımlar attı. Lakin son dönemde Suud dış politikasının farklılaşmış olmasında da, oğlunun da dahil olduğu bir taht kavgasının olduğu iddia edilmekte.
Selman tahta çıktığında bir saray darbesi tehdidiyle karşı karşıyaydı ve yetkilerini fazlasıyla kullanarak veliaht değişikliğine giderek bu tehlikeyi bastırmıştı. İkinci kez yapılan bu veliaht değişikliği ise tarihte sık görülen bir durum değil.
Eski veliaht Nayef'in Türkiye ve Katar'la ilişkileri sağlıklı bir düzlemde ilerletmekten yana olduğu, ve 2015'te göreve başlamasıyla beraber Suudi Arabistan'ın Türkiye ve Katar'la yakınlaşma sürecinin de başladığı ifade ediliyor.
Kral Selman da, ilk yılında, aynı Nayef gibi, İhvan ve Hamas'a karşı samimi bir tutum sergilemişti. Az da olsa, Mısır'daki darbeci Sisi'ye karşı tavır takınmıştı. Şimdi gelinen noktada ise Suudi Arabistan, Katar'ı teröre destek vermekle, İhvan'ı ve Hamas'ı da teröristlikle itham etmekte.
Yeni veliaht Muhammed bin Selman, 2015 yılında babası tahta çıkınca savunma bakanı olmuştu ve babası gibi, Türkiye ilişkilerine önem veren bir isimdi. Türkiye - Suudi Arabistan ilişkilerinin seyri Katar krizi dolayısıyla nispeten sekteye uğrasa da, Erdoğan ve Kral Selman'ın Çarşamba gecesi yaptıkları telefon görüşmesinde olumlu bir hava olduğu belirtiliyor. Görüşmede, taraflar Katar krizini bitirmek için adımları sıklaştırmakta mutabık kaldılar ve Erdoğan da yeni veliaht prensin seçilmesi dolayısıyla Selman'ı tebrik etti.
Bununla beraber, veliaht değişikliğinin, Suudi Arabistan'ın BAE yanlısı bir çizgiye savrulmasına ve Katar krizinin yayılmasına neden olabileceği söylenmekte. Zira BAE'nin "her darbenin arkasındaki adam" olarak bilinen Muhammed Dahlan'a verdiği destek ve yeni veliahtın BAE'ye olan yakınlığı düşünülünce, bu ihtimal pek de uzak görünmüyor.
ÇEVİRİ: Sabah
KAYNAK: Al Jazeera